Bebek planlayan çiftlerde kadın ve erkeğin muayenesi; tetkikleri değerlendirilir.Ancak doğurganlığı etkileyen bazı faktörlerin de bilinmesinde fayda görmekteyiz.
Anne Yaş: Kadın doğurganlığı 24 yaşından sonra düşme eğilimine girer 37 yaş sonrası hızlı bir düşüş olur.Yaşlanma ile beraber azalan yumurta sayısına ek olarak yumurta kalitesi de azalır.
Baba Yaşı:Doğurganlık üzerine etkisi hala tatışmalı olmakla beraber semen paremetreleri yaşla beraber değişir.Testesteron üretimi 40 yaşından sonra azalmaya başlar.Kadınlarda 40 lı yaşlarda doğurganlık azalırken erkeklerde doğurganlık 60 hatta daha ileri yaşlara kadar devam edebilir.
İlişki Zamanlaması:Gebelik oluşması yumurtlama dönemine göre zamanlaşmış cinsel ilişkiye bağlıdır.Düzenli adet gören bir kadın adetinin 12-14 ve 16 . günü ilişki kurduğunda yumurtlama gününe denk gelecektir.
SüreGenel populasyonda yaşla değişmekle beraber aylık gebe kalma şansı %15-20 civarındadır.1 yıl sonunda %73 gebelik oluşur.Gebeliklerin %78 ve %85 i denemelerin ilk 6 ayı içerisinde olmaktadır.
Önceki Korunma YöntemleriKorunma yöntemlerinden 3 aylık iğne ile korunanlarda korunmayı bıraktıktan sonra gebe kalma süresi 1 yıla kadar uzayabilir.
Mesleki Riskler:Kimyasallarla çevresel olarak veya iş ortamında maruziyet söz konusu olabilir.Nitroz oksit; kadmiyum; civa; kuru temizleme kimyasalları kadın doğurganlığını azaltmaktadır.Kurşun; brom buharı; kaynak yapma; karbaril sperm yapımını etkilemektedir.Sperm üretimi devamlı ve dinamik bir süreç olduğu için erkekler çevresel toxinlere daha fazla maruz kalmaktadır.
Diyet:Tek başına hiçbir diyetin doğurganlığı etkilediğine dair bir çalışma yoktur.Ancak yetersiz beslenme ile birlikte her iki uçtaki vücut ağırlığı yumurtalık fonksiyonlarını bozabilir.Aşırı kilolu kadınlarda polikistik yumurtalık yapısı yumurtlama fonksiyonlarını olumsuz etkilemektedir. Gebelik öncesi kilosu 80 kg ve üzeri ya da (Beden Kitle İndeksi- BKİ >25) olanlarda gebelik için beklenen zamanın iki kat fazla olduğu bildirilmektedir. Obez erkeklerde ise sperm sayısı %20 daha az olduğu ve sperm kalitesinin bozulduğu belirtilmektedir.
Hayat Tarzı:Hayat tarzımızdaki pek çok şey genel sağlık durumumuzu etkileyebilir ve bunların da doğurganlığı etkileyebileceğine dair veriler vardır.
SigaraSigara hayat tarzımızdaki konular içinde en önemlisidir.Sigara bilinen bir üreme toksinidir.Sigara doğurganlığı azalttığı gibi kadılarda menopoz yaşını 1-2 yıl öne çeker.Erkekte sperm üretimi ve hareketlerini azaltıcı etkiye sahiptir. Yardımcı üreme teknikleri ile tedavide sigara içenlerde; aynı sayıda embriyo transfer edildiğinde bile gebelik oranının %50 daha az olduğu ve gebelik için yaklaşık 2 kat fazla uygulamaya gerek olduğu bildirilmektedir. Aynı zamanda yumurta gelişiminin uyarılması (ovulasyon indüksiyonu) tedavisine cevap daha kötü olmaktadır. Erkek sigara içtiğinde mikro enjeksiyon (ICSI) ve tüp bebek (IVF) şansı azalmaktadır. Tedavideki pasif içicilerin de benzer risk altında olduğu bildirilmektedir.
KafeinArtmış gebelik kayıpları ile ilşkilendirilmiş ancak doğurganlığa olumsuz etkisi gösterilmemiştir.
AlkolGebelikte hastalık yapıcı etkisi iyi bilinmekle beraber doğurganlık üzerine etkisi henüz iyi bilinmemektedir.Ancak doz bağımlı olarak gebe kalma şansının azaldığına dair çalışmalar vardır.
Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar:Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar; tüplerde yapışıklıklara neden olarak kısırlığa yol açabilir. Hazneyi yıkama (vaginal duş) alışkanlığının da enfeksiyon; dış gebelik ve kısırlığa neden olabildiği gösterilmiştir
Stres ve Anksiyete:Doğurganlıkta stresin rolü tartışmalıdır.Stres bir kadının gebe kalmasına engel olur mu? Pek çoğumuz rahatlatıcı bir tatilden dönüp gebe kalanlara veya kısırlık ile yıllarca mücadele etmiş ve en sonunda evlatlık alan bir kadının bir süre sonra kendinin gebe olduğuna tanıklık etmişizdir. Stresin kısırlığa neden olduğunu kanıtlamak zordur ancak eldeki veriler tedavi başarısını azalttığını ortaya koymuştur.Depresif duygu durumlarının tedavi edilmiş olası doğurganlığı artırmaktadır.