Geleceğin Çocukları: Tekno-Çocuklar
Akıllı telefonlar ortaya çıkmadan önce ne kadar rahattık dediğinizi duyar gibiyim
Peki akıllı telefonlar kullandığımız diğer akıllı cihazlar (TV-Tablet) çocuklarımızı “akıllı” yapar mı?
Yoksa biz annelerin aklını mı alır?
Buna yönelik sosyal medya sayfalarımda annelerimize Android ve App uygulamalarında çocuklarımız için kullandığımız eğitici programların neler olduğunu sordum. Çoğunlukla annelerimiz ise görüşlerini paylaşmayı tercih ettiler ve üç gruba ayrıldı.
1.Teknolojiyi seven anneler
2.Teknolojiyi az seven anneler
3.Teknolojiyi sevmeyen anneler
Peki genel olarak bakıldığında uzmanlar hangi düşüncede?
Yaptığım araştırmalar ve deneyimlerim sonucunda kendi düşüncem: Teknoloji ile ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi!! “ne kadar geç” kavramı ne zamana kadar olmalı?
Son yıllarda MEB okullarda ücretsiz tablet dağıtımı uygulamasına geçince bu durum ilkokula kadar ancak sürebilir. Yani çocuklarınızı ilköğretime başlayıncaya kadar teknoloji ile hiç tanışmasa ya da teknoloji çok kısa sürelerde çocuğunuzun hayatında olsa daha iyi olacağı kanısındayım.
Bebeklere gelince; 0-2 yaş bebeklerin hayatında hiç olmaması gereken teknolojiyi ben 0-3 yaş olarak düşünüyorum .. Bilmiyorum belki de gelişimci olduğum için bu süreyi bir yıl daha uzattım ve daha katı baktım.
Tekno-Çocuğunuz varsa ne gibi özellikler taşır?
-Sohbetlerinde daha çok digital yaşamını yansıtma
-Vazgeçemediği oyunların bağımlısı olma
-Sosyalleşme becerilerinde yetersizlik
-Hareket gerektiren oyunlara katılmama
-İnce ve kaba motor becerilerde yetersizlik
-Günlük işlerinde yetişkinlere bağımlı
-Beslenme sorunları
-Görme Sorunları
-Olumsuz davranışlar içeren uygulamaları model alma
-Görme-İşitme ve Dokunma duyularının öne çıkması
-Dikkat dağınıklığı
-Ödev yapma sorumluluğunu kazanamama
-Okuma sevgisini kazanamama
-Doğal yaşamdan uzak kalma
Acaba benim çocuğum ilerde böyle mi olur endişesi içine kapılmanızı istemem. Ancak her şeyi aşırı kullanmanın sonuçlarının da farkında olmalıyız. Kendimizi bir düşünelim artık her şey elimizin altında; telefonumuzun başına bir şey gelse sanki kalbimiz duruyor !! Yaşamıyoruz !! Çocukların kendi kendine otokontrollerinin bizler kadar gelişmiş olmadığını düşünürsek çocuklarımızda “isyan; öfke nöbeti; saldırganlık; içe kapanıklık” gibi birçok durumu rahatlıkla gözleyebiliriz.
Aileler bu noktada ne yapabilir?
Bana göre en temelde yapılacak şey; çocuğunuzla birlikte geçireceğiniz zamanları nasıl değerlendireceğiniz konusunda bilinçlenmemizdir. Bu konuda yararlı siteler; kitaplar; seminerler size çok şey katacaktır.
Uygulamalara bakıldığında “bebek giydirme; yap-boz oyunları; araba oyunları; hafıza oyunları” gibi oyunlar yer almaktadır. Çocuğunuz bunları gerçek hayatta yapmasına öncelik vermelisiniz. Gerçek oyunlar digital oyunlardan daha yararlı olduğu gibi bu oyunlarla beş duyumuzu da aktif hale getirmiş oluyoruz. Tek yönlü iletişim gerektiren digital oyunlar çocukların sosyal becerilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu yüzden karşılıklı oynanan oyunlar çocuğun sadece sosyal gelişimine değil diğer gelişim alanlarına da katkı sağlayacaktır. Bu oyunların yerine çocuk şarkıları; sesli masallar gibi uygulamaları çocuğunuzun dinlemesi daha faydalıdır. Aynı zamanda çocuğunuz bunları dinlerken siz de öğreneceksiniz ve sizden de aynı şeyleri duyacak ve zamanla size de anlatmaya başlayacaktır.
Daha büyük çocuklar için daha karmaşık oyunlarda bulunmaktadır. Yine büyük çocuklar için uygun olmayan içerikte oyunların sayısı da oldukça fazladır. Bunların oynamak yerine aile içi oynayabileceğiniz kutu oyunları mevcuttur. Birlikte geçireceğiniz zaman; tek başına geçireceği zamandan daha kıymetlidir.
Meyveler; Sebzeler; Hayvanlar vb gibi nesne tanımaya yönelik uygulamaları hepimiz biliyoruz.. Bu uygulamalar ABC kitaplarına benzer niteliktedir. Bu uygulamaları inceleyerek kendiniz oynayabilirsiniz. Digital bir ekrana bakacağına size bakmasının daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Aynı odada televizyonunu kapatamıyorsanız çocuğunuzun televizyona karşı sırtı dönük olsun ve oyuncakları ile oynasın. Bu mümkün değil diyorsanız !! o zaman televizyon keyfimizi kısıtlamanız diğer bir çözüm önerisi..
Televizyon karşısında yemek yeme alışkanlığınız varsa bu alışkanlığınızdan vazgeçmeniz iyi olacaktır. Televizyon yerine müzik koyun ve böylece televizyonun boşluğunu doldurmuş olacaksınız.
Genel olarak toparlayacak olursak; teknolojiyi tamamen ortadan kaldırmamız mümkün değil !!! Çünkü çocuklarımızın geleceğinde teknoloji şu anki hayatımızdan daha fazla yer kaplayacak. O kadar hızlı gelişen ve tüm dünyayı etkileyen bu hızdan geri kalmak da doğru değildir.
Bu nedenle;
Teknolojiyi kontrollü kullanmaya “evet” …
Teknolojinin aşırı kullanılmasına “hayır” diyoruz J
Peki akıllı telefonlar kullandığımız diğer akıllı cihazlar (TV-Tablet) çocuklarımızı “akıllı” yapar mı?
Yoksa biz annelerin aklını mı alır?
Buna yönelik sosyal medya sayfalarımda annelerimize Android ve App uygulamalarında çocuklarımız için kullandığımız eğitici programların neler olduğunu sordum. Çoğunlukla annelerimiz ise görüşlerini paylaşmayı tercih ettiler ve üç gruba ayrıldı.
1.Teknolojiyi seven anneler
2.Teknolojiyi az seven anneler
3.Teknolojiyi sevmeyen anneler
Peki genel olarak bakıldığında uzmanlar hangi düşüncede?
Yaptığım araştırmalar ve deneyimlerim sonucunda kendi düşüncem: Teknoloji ile ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi!! “ne kadar geç” kavramı ne zamana kadar olmalı?
Son yıllarda MEB okullarda ücretsiz tablet dağıtımı uygulamasına geçince bu durum ilkokula kadar ancak sürebilir. Yani çocuklarınızı ilköğretime başlayıncaya kadar teknoloji ile hiç tanışmasa ya da teknoloji çok kısa sürelerde çocuğunuzun hayatında olsa daha iyi olacağı kanısındayım.
Bebeklere gelince; 0-2 yaş bebeklerin hayatında hiç olmaması gereken teknolojiyi ben 0-3 yaş olarak düşünüyorum .. Bilmiyorum belki de gelişimci olduğum için bu süreyi bir yıl daha uzattım ve daha katı baktım.
Tekno-Çocuğunuz varsa ne gibi özellikler taşır?
-Sohbetlerinde daha çok digital yaşamını yansıtma
-Vazgeçemediği oyunların bağımlısı olma
-Sosyalleşme becerilerinde yetersizlik
-Hareket gerektiren oyunlara katılmama
-İnce ve kaba motor becerilerde yetersizlik
-Günlük işlerinde yetişkinlere bağımlı
-Beslenme sorunları
-Görme Sorunları
-Olumsuz davranışlar içeren uygulamaları model alma
-Görme-İşitme ve Dokunma duyularının öne çıkması
-Dikkat dağınıklığı
-Ödev yapma sorumluluğunu kazanamama
-Okuma sevgisini kazanamama
-Doğal yaşamdan uzak kalma
Acaba benim çocuğum ilerde böyle mi olur endişesi içine kapılmanızı istemem. Ancak her şeyi aşırı kullanmanın sonuçlarının da farkında olmalıyız. Kendimizi bir düşünelim artık her şey elimizin altında; telefonumuzun başına bir şey gelse sanki kalbimiz duruyor !! Yaşamıyoruz !! Çocukların kendi kendine otokontrollerinin bizler kadar gelişmiş olmadığını düşünürsek çocuklarımızda “isyan; öfke nöbeti; saldırganlık; içe kapanıklık” gibi birçok durumu rahatlıkla gözleyebiliriz.
Aileler bu noktada ne yapabilir?
Bana göre en temelde yapılacak şey; çocuğunuzla birlikte geçireceğiniz zamanları nasıl değerlendireceğiniz konusunda bilinçlenmemizdir. Bu konuda yararlı siteler; kitaplar; seminerler size çok şey katacaktır.
Uygulamalara bakıldığında “bebek giydirme; yap-boz oyunları; araba oyunları; hafıza oyunları” gibi oyunlar yer almaktadır. Çocuğunuz bunları gerçek hayatta yapmasına öncelik vermelisiniz. Gerçek oyunlar digital oyunlardan daha yararlı olduğu gibi bu oyunlarla beş duyumuzu da aktif hale getirmiş oluyoruz. Tek yönlü iletişim gerektiren digital oyunlar çocukların sosyal becerilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu yüzden karşılıklı oynanan oyunlar çocuğun sadece sosyal gelişimine değil diğer gelişim alanlarına da katkı sağlayacaktır. Bu oyunların yerine çocuk şarkıları; sesli masallar gibi uygulamaları çocuğunuzun dinlemesi daha faydalıdır. Aynı zamanda çocuğunuz bunları dinlerken siz de öğreneceksiniz ve sizden de aynı şeyleri duyacak ve zamanla size de anlatmaya başlayacaktır.
Daha büyük çocuklar için daha karmaşık oyunlarda bulunmaktadır. Yine büyük çocuklar için uygun olmayan içerikte oyunların sayısı da oldukça fazladır. Bunların oynamak yerine aile içi oynayabileceğiniz kutu oyunları mevcuttur. Birlikte geçireceğiniz zaman; tek başına geçireceği zamandan daha kıymetlidir.
Meyveler; Sebzeler; Hayvanlar vb gibi nesne tanımaya yönelik uygulamaları hepimiz biliyoruz.. Bu uygulamalar ABC kitaplarına benzer niteliktedir. Bu uygulamaları inceleyerek kendiniz oynayabilirsiniz. Digital bir ekrana bakacağına size bakmasının daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Aynı odada televizyonunu kapatamıyorsanız çocuğunuzun televizyona karşı sırtı dönük olsun ve oyuncakları ile oynasın. Bu mümkün değil diyorsanız !! o zaman televizyon keyfimizi kısıtlamanız diğer bir çözüm önerisi..
Televizyon karşısında yemek yeme alışkanlığınız varsa bu alışkanlığınızdan vazgeçmeniz iyi olacaktır. Televizyon yerine müzik koyun ve böylece televizyonun boşluğunu doldurmuş olacaksınız.
Genel olarak toparlayacak olursak; teknolojiyi tamamen ortadan kaldırmamız mümkün değil !!! Çünkü çocuklarımızın geleceğinde teknoloji şu anki hayatımızdan daha fazla yer kaplayacak. O kadar hızlı gelişen ve tüm dünyayı etkileyen bu hızdan geri kalmak da doğru değildir.
Bu nedenle;
Teknolojiyi kontrollü kullanmaya “evet” …
Teknolojinin aşırı kullanılmasına “hayır” diyoruz J