Vajinismus hastalığının en tetikleyici yönleri başta korkudur. Geçmişten gelen cinsel ilişkiye girme korkusu; cinsel ilişkide acı çekme korkusu; aşırı kuralcı olma; hayatın olumsuz yönlerini daha çok ön plana çıkarma gibi nedenler tetikleyici sebeplerdendir.
Çocukluk çağında; bir kadının gözünde erkek her zaman saldırgan bir model olarak gösterilmişse evlilik çağındaki bir kadının vajinismus rahatsızlığı yaşaması çok doğaldır.
Her zaman söylediğimiz gibi vajinismus tedavisi mümkün olan bir rahatsızlıktır. Vajinismus konusunda klinik yardım almanız gereklidir.
Baskın; tehditkâr; alkolik veya şiddet uygulayan bir baba. Cinsellikten hoşlanmayan ve cinselliği bir görev gibi algılayan anne.
Fiili şiddet; sık çatışma veya ayrı yatak odalarının bulunduğu sağlıksız ebeveyn ilişkisi.
Özel; aşırı koruyucu; sedüktif (ayartıcı; baştan çıkarıcı) veya sınırların belirgin olmadığı baba-kız ilişkisi.
Anne- babayı sık sık cinsel ilişki esnasında görmeye (çocuğun) veya seslerini duymaya müsait ev koşullarında büyümek.
Aşırı kuralcı; sert ve kontrolcü annelerin kızları.
Her şeyin en kötüsünü düşünmeye eğilimlidirler.
Kurallara uyarlar; her şeyin kontrolleri altında olmasından hoşlanırlar.
Öfkeyi ifade etmekte zorluk çekerler veya kızgınlıklarını dışa vuramazlar.
Aileye bağımlıdırlar.
İyi kız olmaya çalışırlar.
Onaylanma ve Kabul gereksinimi duyarlar.
İğne; dişçi; kan görme vb. diğer korkuları vardır.
Çocukluk çağından kalma korkuları sık yaşarlar.
Çocuksu bir kişilikleri vardır.
Duygusal ve fiziksel olarak açık olmanın tehdit edici ve güvenilmez olduğunu düşünürler.
Cinsel ilişkiye veya penisin vajinaya girmesine karşı korku reaksiyonları vardır; hatta bu reaksiyon danışanın panik atak benzeri bir atak geçirmesine neden olabilir.
Annelerini; kendisini ve çocuklarını koruyamayacak kadar etkisiz; çaresiz ve bağımlı olarak değerlendirirler.
Bilinçdışı olarak cinsel ilişkide bulunmayı; genellikle babalarının baskınlığına karşı mücadele vermiş fakat başarılı olamamış ve zavallı algılanan anneyle özdeşleşme olarak algılarlar.
Erkekleri saldırgan olarak algılayabilirler.
Kontrolsüz davranışları vardır.
Bedenlerinden hoşnut olmazlar.
Güven duyguları zedelenmiştir. Ya çok çabuk güvenirler ya da güven duymada zorlanırlar.
Yatak ıslatma ve uykusuzluk gibi çocukluk semptomları vardır.
Şiddet içerikli rüyalar görebilirler.
Cinselliği kirli ve kötü bir şey olarak algılayabilirler.
Babalarının prensesi olarak büyümüşlerdir.
Sık sık hastalanırlar.
Olumsuz dinsel şartlanmaları olabilir.
Anoreksi veya bulimia sık görülür.
Kaygılı ve tedirgin ruh halleri vardır.
Çocukluklarında ve genç kızlıklarında ailevi sorunları vardır.
Yetişkinliği ve evliliği kabul etmede güçlük çekerler.
Geçmişte cinsel şiddete maruz kalmış veya buna tanık olmuş olabilirler.
Cinsel organlardan iğrenme veya hoşlanmama durumu yaşayabilirler.
Okşanmaktan hoşlanırlar hatta klitoris uyarılması ile orgazm olabilirler.
İyi Kız Sendromu: İlk kez 1976 yılında G.C. Moulton tarafından okullarında başarılı ve ebeveynleriyle hiçbir ciddi çatışmaları olmayan; edilgen; itaatkâr; boyun eğen; yumuşak başlı kadınların ortak özellikleri tanımlamak için kullanılan bu sendrom; çeşitli kültürlerde erkek ve kız çocukları için kalıplaşmış toplumsal farlılıkları ve inançları esas alır.
Yani kız çocuklarının daha uysal; daha söz dinleyen; daha güvensiz; daha yardıma ihtiyaç duyan; daha duygusal; başarıya daha az önem veren; ezbere ve tekrara dayalı işlerde daha yetenekli oldukları düşünülürken; yüksek bilgi işlem düzeyi ve yaratıcılık gerektiren işlerde daha başarısız oldukları kabul edilir. İyi kız sendromu ile birçok cinsel işlev bozukluğu arasında bağlantı vardır.
Cinsel terapi için başvuran vajinismuslu ve orgazm olamayan kadınların çoğunun çocukluklarında veya genç kızlıklarında kendilerini iyi kız olarak tanımlamaları hiç şaşırtıcı değildir.