Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kişilik Gelişiminde Anne ve Babanın Yeri

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
ANNE VE BABANİN YERİ

Çocuk gelişiminde; doğumdan itibaren temel bakım veren kişi; genellikle anne olduğu için ; çocuğun karakter oluşumunda en önemli kişi ANNE dir diyebiliriz. İstisnai durumlarda; bu kişi baba; anne-babanın ebeveynleri; bakıcı ya da başka biri de olabiliyor. Böylesi durumlarda da; bu kişi annenin yerini alabiliyor.

Çocuğun bebelik döneminde; ruh sağlığının erişebileceği en üst seviye; annenin ruh sağlığının bulunduğu derecedir diyebiliriz. Bu demek oluyor ki; en iyi durumda bile ; anne ne kadar sağlıklı ise; çocuklar da o kadar sağlıklı olabilir. Çocuk eğitimine geçmeden önce annenin kaygıları; duygu durumu; savunmaları; ilişki kurma biçimleri; kişilik örüntüsü … konusunda en sağlıklı hale ulaşması için yapabileceğinin en iyisini yapmasını bekleriz. Yani; bu yolculukta geminin dümeni annedeyse; önce annenin sağlıklı ve mutlu olması gerekmekte ki gemide bulunan yolcular sağ-salim varış yerine ulaşabilsinler.

Anneler kendilerini nasıl değerlendiriyorlar? Çoğunlukla kendi annelerinden aldıkları kabullerle yola çıkıp; süreç içinde gelişerek; değişerek ilerleyebiliyorlar. Kendi annesinden onay gören bir kız çocuğu ; anne olduğunda büyük olasılıkla çocuğuna da bunu hissettirecektir. Yaklaşık 1 yaştan sonra; baba da çocuğun kişilik gelişiminde bu sürece dahil olacaktır.

Anne ve babanın kişilik örüntülerinin çocuğun kişilik gelişimine katkısı çok etkilidir. Bu genetik geçişten ziyade; çevresel etki dediğimiz yollarla olur. Anne ve babanın çocuğa sevgisini iletme biçimi; kızgınlığını gösterme yöntemi; aralarındaki ilişkinin kalitesi; değerleri ve bu değerleri kazandırmak için gösterdikleri tutum ve davranışlar; diğer insanları algılama şekilleri ve onlarla yakınlık kurma biçimleri… gibi milyonlarca konu; çocuğun kişiliğini şekillendirir.

5-6 yaşlarına kadar belirlenen kişilik; ilerleyen zamanlarda çapalanıyor. Ergenlik döneminde tekrar ele alınıp değerlendirilen kişilik ;ergenliğin bitiminde temel şeklini almış oluyor. Ancak kişilik hayatın sonuna kadar gelişen; değişen bir olgudur.

Normal kişi “kendisiyle ve çevresiyle uyumlu olandır”. Çocuk; doğduğu anda; ne kendisine ne de çevresine dair bir bilgiye ve bakış açısına sahip değildir. Bu bilgiyi anne ve babasından alır. Anne baba çocuğuna “değerli; önemli; sevilen” biri olduğunu hissettirirse (bu doğduğu anda başlar) ; çocuk da kendisi “değerli; önemli ve sevilen” bir olarak algılayacaktır. Bu birinci aşama için yeterli olabilir. Yani kendisiyle uyum için olması için…

İkinci aşama; yan; “çevresiyle uyumlu olması” aşamasında da; çocuk yine anne babanın bakış açısına ihtiyaç duyar. Anne –baba çevresine “kuşkulu” bir bakış açısına sahip ise; çocuk da büyük olasılıkla insanlardan korkan; onlardan zarar görebileceği endişesiyle tetikte olan bir birey olarak büyüyecektir. Annesinin ve babasının kimi sevip kimden hoşlanmadığını çocuklar hemen sezerler. Çocuğunuz; bazı kişilerin yanında ve ortamlarda; huzursuz oluyorsa; öncelikle kendi duygularımıza bakmakta yarar vardır.

Çocuklar yeni yürümeye başladıklarında; çevreyi keşfetmek için büyük merak duyarlar. Bu dönemde; hatırlarsanız; biraz ilerler bir an geri gelir ve sizden aldıkları duygusal yakıtla tekrar ilerlerdi Çocuk anneden ve babadan; “ilerleyebilirim” ya da “durmalıyım ve ilerlememeliyim” mesajını alabilir. Bir süre sonra; girişimlerinde aldığı her destek ya da engellenmede çocuk aynı duyguları yaşar. “kendilik aktivasyonu” nun başlangıcını oluşturan bu süreç ; yaşam boyu devam eder. Özellikle okula başlayan çocuklarda bunu rahatlıkla gözlemleyebilmekteyiz. Neden bazı çocuklar okula uyum sürecini istendik sürede tamamlarken; bazı çocuklar bunu çok sancılı ve uzun geçirmekteler? Okul yeni bir adımdır onlar için. Anne ve babanın kaygılı halleri ; çocuğun ilk adımlarında olduğu gibi “durmalıyım ; tehlike!” sinyalidir. Güvenen; huzurlu ve rahat anne-babaların çocuklarının okula uyumunun da rahat olduğunu her daim gözlemliyoruz.

“Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider” der atalarımız. Anne- baba; içsel huzuru ne kadar yakalamışsa çocuklarının da o kadar mutlu olacağını öngörebiliriz rahatlıkla. Bu demek oluyor ki; sağlıklı bir çocuk yetiştirmek için; gerektiğinde yardım almaktan çekinmemeliyiz. Bazen “ben böyleyim” diyerek; kaderimize boyun eğdiğimiz çoğu durum; aslında ufak desteklerle halledilebilmektedir.

İYİ VEYA KÖTÜ ANNE-BABA YOKTUR;
ÇOCUKLUĞU İYİ GEÇMİŞ
YA DA
GEÇMEMİŞ ANNE BABA VARDIR.

Uzm. Psi. Dan. Evrim Alkış Demirel