Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Othello Sendromu (Patolojik Kıskançlık)

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
PATOLOJİK KISKANÇLIK (OTHELLO SENDROMU)

1. En temel anlatımla Othello Sendromu (Patolojik kıskançlık) ne demek?
Othello Sendromu; adını Shakespeare’in önemli eserlerinden Othello’dan alıyor. Othello aşırı kıskançlık sebebiyle; eşinin kendisini aldattığı düşünür; eşini ve kendini öldürür.
Eşinin sadakatsizliğine ilişkin kuruntular eşliğinde gelişen ağır; patolojik kıskançlıktır.Patalojik boyutta olması kişinin kendisine ve eşine zarar verme riskini taşır.
2.Peki kişi sevdiğini kıskanmaz mı? Bu normal değil mi?
Kıskançlık bir duygudur ve her duyguda olduğu gibi bazen kişinin kendi “ben”ini koruması için gerekli ve doğaldır.Sağlıklı birey kıskançlık duygusunu kontrol edebilir; hatta bu durumlarda motive edici olabilir.Ancak kişi sevdiği için kıskanmaz;sevilmeme;kaybetme;güvensizlik;başarısızlık gibi duygulara sahip olduğu için kıskanır.Descartes der ki; “Kıskançlık;sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur.”Bir insanın sahibi olamazsınız elbette;sahip olduğunuz şey duygularınızdır ve onları kaybetme kaygısıdır kıskançlık. Bu durum; parterin özgürlüklerine müdahale edilmesi gerektiği anlamı taşımaz.Hatta Partnerinin yaşam alanına müdahale ettiğinde kişi;korkusunu gerçeğe dönüştürüp; ilişkinin celladı olabilir.
4. Bu rahatsızlığı yaşayan kişiler ne gibi özellikler taşıyor? Kıskançlık ne boyutlara varıyor?
Hangi noktada bu rahatsızlık olarak sayılır?
Normalin üzerindeyse; kişinin günlük yaşantısını etkiliyorsa; gün içinde zamanının çoğunu kıskançlığına yönelik senaryolar yazıyorsa ve o senaryoya uygun davranıyorsa; partnerinin telefonunu karıştırıyorsa;kıyafetlerine karışıyorsa;telefona cevap vermediği durumlarda hesap soruyorsa;camdan dışarı bakmasına izin vermiyorsa;sürekli aklındaki şüpheleri için ispat istiyorsa;iç çamaşırlarını kontrol ediyorsa; takip ediyorsa ya da ettiriyorsa;telefonlara ajan uygulamalar ve kameralar yükleniyorsa patolojik boyuttadır.Kişinin aldatıldığına dair inancını mantıklı açıklamalar ve gerçek kanıtlar çok da değiştirmez. Hatta bu durumda;kişinin kendisine ve karşısındakine zarar verme riski vardır.Mutlaka bir uzmandan yardım alınması gerekir.
3.Kıskançlık derken; sadece sevilen kişiye duyulan kıskançlık mı bu durum? Yani; birisinin evini; arabasını kıskanmak da buna dahil mi?
Kıskançlığın Descartes’e göre sadece “sahip olduklarını” koruma isteğinden kaynaklı bir korku olduğunu belirtmiştik.Kişi; kendinin sahip olamadığı şeyleri kıskanabilir elbette.Birlikte olmadığı kişileri;iş arkadaşlarını;bir diğerinin kariyerini; evini;arabasını …Ama buradaki kıskançlık diye ifade edilen aslında dozunda ise imrenme durumudur; daha kontrol edilemeyen hali de haset etmektir.İmrenme kişinin kendini geliştirmesine yardımcı olurken;haset; kıskançlığın patolojik boyutu gibidir.
5.Bu zamana kadar ilginç bir vakayla karşılaştınız mı?
Aşırı kıskançlık problemi ile başvuran danışanlarım oldu. Yatak örtüsünü santimetre olarak ölçtüğünü ;perdelere işaret koyduğunu;partnerinin iç çamaşırlarını kontrol ettiğini; eve kamera taktırdığını; kendisi ile cinsel birliktelik kurmadığı için;partnerinin başkaları ile cinsel birliktelik yaşadığını düşündüğü için şiddete maruz kaldığını ifade eden danışanlarım oldu.
6.Böyle bir durumda ne yapılmalı? Tedavisi mümkün mü?
Böyle durumlarda mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır. Sadece psikolog değil psikiyatrist ile birlikte psikolog desteği gerekir.Bu durumlarda; kişiler risk altında olabiliyor.Şiddet ve ölümle sonuçlanan durumlarla karşılaşıyoruz. Patolojik kıskançlığı olan kişi; durumu gerçekçi yaşadığı için bir uzmana danışması zor oluyor ancak partneri tek başına ya da kişiyi ikna ederek bir uzmana başvurabilir.Tedavisi kişiye farkındalık kazandırarak;gerçeklik kavramları çalışılarak ve gerek görüldüğünde ilaçla elbette ki mümkündür.
7.Psikolog olarak bize verebileceğiniz tavsiyeler neler? Kıskançlık krizlerimizde neler yapabiliriz?
Psikolog olarak önerebileceğim; böyle bir durumla ya da partner ile karşılaşıldığında “beni çok sevdiği için yapıyor” düşüncesine kapılmamaları. Seven kişi çok sevdiği için şiddet uygulamaz;sevdiği kişinin özgürlüklerini kısıtlamaz;sevdiğini olduğu gibi kabullenir kabullenemiyorsa bunu belirtir ve ilişkiyi sonlandırır. Sevdiği gitmesin diye eve kilitlemez. Bu sevgi değildir!
Bununla birlikte patolojik kıskançlık;partnerin gitmesine engel olamaz; hatta daha a hızlandırır.
Gitmek isteyen birisini durdurmak mümkün değildir;belki sadece gidiş süresi uzatılabilinir o kadar.
Zorla ilişki ne kadar gerçekçi ve isteklere hitap eder tartışılmaz bile…