Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Depresyon

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Bol güneşli bir yaza daha veda ettik. Sarı yaprakları ve gri bulutları ile sonbahar arz-ı endam ediyor. Bu mevsimin zihnimize “hüzün” ile nakşolmuş bir hali var. Öyle ki; bu melankolik mevsimin yansımalarını her dönemden sanat eserlerinde görüyoruz. Hal böyleyken; bu ay ruh sağlığının en yaygın rahatsızlıklarından birini mercek altına alıyoruz.
Hiç dünyayı karamsarlığa bulanmış bir sis perdesi ardından görüyor gibi hissettiğiniz ve yataktan çıkmaya dahi takat bulamadığınız dönemler yaşadınız mı? O halde onu tanıyorsunuz. Depresyon..
Türkiye’de üzüntü konusunda yapılan kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarına göre; bizler bu duyguyla daha ziyade sosyal paylaşımda bulunmak; dua etmek; kendini işe vermek gibi yöntemlerle başetmeye çalışıyoruz. Gene araştırma sonuçlarına göre; kadınlarımız erkeklerimize oranla üzüntüsünü daha fazla dışa vurarak; ağlayarak; ifade ediyor. Sıkıntısı üzerine yazı yazmak; üzüntüye neden olan durumla ilgili çözüm arayışı için harekete geçmek gibi başetme yöntemlerine başvuranların oranı ise epeyce düşük görünüyor. 1 Son yıllarda özellikle depresyon benzeri yaygın ruh sağlığı sorunlarına dair konular nispeten daha konuşulabilir oldu. Bu sayede hem bilinçleniyor ve hem de sorunlarımız için çekinmeden yardım talep edebiliyoruz. Fakat zaman zaman depresyon medyada sanki herkesin hayatının bir yerinde uğradığı bir durak noktası gibi gösterilebiliyor. Oysa bazı kişilerde depresyon hayati riske neden olacak kadar şiddetli belirtilere sahip olabilir ve kişi intihara meyilli hale gelebilir.
Mutsuzluk ve hüzün çoğumuzun yaşamın inişli çıkışlı yollarında tanıştığı duygulardır. Bu duygular bazen bir ayrılığın ya da kaybın ardından veya onun yıldönümünde ortaya çıkabilir. Yaşadığımız yaşam koşullarının zorlukları; ilişkilerdeki çatışmalar; iş/okul hayatındaki başarısızlıklar; yeni durumlara adaptasyon aşamasındaki güçlükler gibi durumlar da içimizdeki sisli ve soğuk hisleri tetikleyebilir. Bazen uzun süren kaygılı süreçler de; kişinin endişeye neden olan koşullardan kurtulamayacağına dair yılgınlık ve karamsarlık yaşamasına neden olabilir.
Depresyon ise yoğun umutsuzluk ve çaresizlik duyguları ile örülü bir ağdır. İnsan içinden ne kadar çıkmaya çabalarsa çabalasın; kendini bu ağın içine çekiliyor gibi hisseder. Yeni yaşam olayları veya aktivitelerden keyif almak bir yana; eskiden yapmayı sevdiği şeyler bile anlamsız ve tatsız gelir. Boş ve değersiz hissetmek ya da kendini suçlama eğilimi bu duygulara ekleniyor olabilir. Sevdiğimiz insanlarla bile konuşmak; görüşmek; dışarıya çıkmak zor gelir. Çekilen ruhsal sancıyla beraber beden de işaretler verir fakat bedensel değişimler kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazılarına maratondan çıkmışçasına bir yorgunluk çöker. Ufak gündelik işlerini yapabilmek için gereken ruhsal ve fiziksel enerjiyi dahi kendinde bulmak mucizedir. Bazı kişilerde bu durum hareketlerindeki yavaşlama ile de gözlemlenebilirken; bazılarında ise sürekli bir kıpırdanma hali ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde iştah hiç dinmeyecekmiş gibi artar; bazılarının ise boğazından lokmalar geçmek bilmez. Kimisi bıraksanız asırlarca uyuyacak gibi hisseder; kimisinin ise uyku yanına uğramaz olur. Böylesine bir ruhsal ve fiziksel çökkünlükte; doğal olarak zihin de bulanır. Bir işe odaklanmak zor gelir.
Depresyon ile başetmek için neler yapılabilir?
Yukarıda bahsedilen belirtiler gündelik işlerinizi ve sorumluluklarınızı yerine getirmenize engel olacak nitelikteyse ve bu durum 2 haftadan uzun bir süredir devam ediyorsa; ruh sağlığı alanında hizmet veren uzmanlara danışmayı ertelemeyin.
Uzmanlardan destek almanın yanı sıra; kendi başetme araçlarınızı da geliştirebilirsiniz. Sıkıntılarınıza yönelik çözüm yolları üretmek ve bunlar için ufak da olsa adımlar atmak bile; üzerinize çöken sis perdesini aralayıp bir nefes almanızı sağlayacaktır. Depresyondaki kişiler çoğunlukla isteksizlik nedeniyle sosyal ortamlardan ve sosyal faaliyetlerden elini eteğini çeker. Çevresinden gelen davetleri “Zaten hiç bir şey yapmak istemiyorum; gitsem de mutlu olmayacağım.” diye düşünerek geri çevirir. Aslında sosyallikten kaçınmak; farkında olunmasa da; depresif duygular doğurur. Sosyal destek; ruh sağlığı ile ilgili her durumda olduğu gibi; depresyonda da çok önemli bir etkendir. Dolayısıyla; “Ne gerek var; ne konuşacağım şimdi?” diye düşünmeyin. Güvendiğiniz kişilerle duygularınızı paylaşın. Karamsarlık; özgüveninizi ve şevkinizi düşürüyor olabilir. Şimdiye dek zor dönemlerin içinden geçerek; nasıl bugüne geldiğinizi; duygusal ve somut başarılarınızı hatırlayın ve bunları kendinize sık sık hatırlatın. Duyguları sanatsal bir üretime dönüştürmenin pek çok iyileştirici etkisi vardır. Sanatsal uğraşılar sayesinde; duygularınızın sağanağına mola vererek sosyalleşebileceğiniz ve özgüveninizi güçlendirmenizde yardımcı olabilecek bir alan açabilirsiniz. Zihniniz ve yüreğinizdekilere ifade bulmaları için verdiğiniz fırsatı bedeninize de tanıyın. Hareketsiz kalmayın. Spor yapacak kadar enerjik hissetmiyor olsanız bile; gün içerisinde; havanın aydınlık olduğu vakitlerde (gün ışığından müm olduğunca faydalanabilmek için) yürüyüşler yapmak daha zinde hissetmenizi sağlayacaktır.
Yılmayın; eğer yola devam ederseniz içinizdeki enerjinin saklı olduğu direnç noktalarınızı keşfedeceksiniz ve kimbilir belki orada kardelenler tekrar açacak..