Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Terbiyenin Sırrı

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Terbiyenin sırrı; çocuğa saygı ile başlar.
Ralph Waldo Emerson
Çocuklarda tutum ve davranışların kazanılması ve gerçekleşmesinde anne-baba ve diğer büyüklerin yaklaşımları yönlendirici ve etkili olmaktadır. Anne baba yaklaşımı; olumlu veya olumsuz olsun; çocukları etkilemekte ve onlarda çeşitli davranışlara neden olmaktadır.
Çocukların yaptıkları davranışları destekleyip pekiştirmek bu davranışları tekrar etme olasılığını artırmaktadır. Çünkü çevreden alınan geri bildirimler; davranışın beğenildiği ya da beğenilmediğine ilişkin bir algı oluşturmaktadır. Çocuk istediği zaman ya da ilgi ve dikkat çekmek vb. nedenlerle aynı davranışı gerçekleştirmek için harekete geçer.
Esasında birçok anne-baba; ebeveynlerin çocukları üzerinde önemli etkileri olduğunu bilir ve yaramazlık yapan bir çocuk gördüğünde ‘’aile terbiyesi’’ eksik diyerek bunun önemini vurgulamaktadır. Önemli olan nokta ise; neyin iyi; neyin kötü bir etkisi olacağı konusunda insanların farklı tutum; düşünce ve bilgilere sahip olmalarıdır. Çünkü birisine göre iyi olan; ödüllendirilmesi gereken davranış; diğer birine göre cezalandırılması gereken bir davranış olabilmektedir.
Bazı aileler; sakin ve uyumlu olmayı onaylarken; bazıları da çekingenlik olarak görüp daha girişken olması için çocuğu zorlamaktadırlar.
Elbette farklılıklar olması çok doğal olmakla beraber; temel bazı tutum ve davranışlarda ortalama bir tavır takınıp; çocuğun uyarılması; yaptığı davranışın doğru olmadığı hatırlatılmalıdır. Örneğin; küfür veya kötü bir kelime öğrenmiş bir çocuğun bu davranışı onaylanır ve kabul edilirse; (Aileler; genellikle; küçük yaşlarında onaylarlar; biraz büyüyünce de; bu çocuk neden küfrediyor diye çocuğa kızarlar) çocuk bunu her zaman tekrar edecek ve gereken ilgi alakayı görmek için bu tür davranışlar gerçekleştirmeye çalışacaktır.
Bu durum da; büyüme çağında; sosyal kabul görüp sosyalleşmesinde sorunlara yol açabilecektir.
Küfür; kötü bir alışkanlıktır; 5 yaşındaki çocukta da; 30 yaşındaki adamda da hoş olmayan bir davranıştır.
Ya da bir başkasına el veya ayakla vurması anne babanın çok hoşuna gidebilir. Kendilerine her vurduğunda gülerek; birbirlerine anlatarak bunu onaylamaktadırlar. Fakat bu bir başkasının hoşuna gitmeyebilir; gitmez de; bu nedenle çocuklarımızı ömür boyu sadece kendimizle bir arada yaşayacak; kimseyi görmeyecek gibi yetiştirmeyelim.
Çünkü gün gelecek; başkaları ile oyun oynayacak; diğer akraba veya komşu büyükleriyle zaman geçirecek; bu nedenle her zaman şiddetten; argo ve küfürden uzak çocuklar yetiştirmeye çalışalım.
İnsanlar; kaba davranan; argo konuşan; nezaketli olmayan kişilere karşı mesafe koymaya çalışırlar; bu durum çocuklarda da böyledir. Çocuklar da; kaba davranan ve konuşan çocuklarla arkadaşlık etmek istemeyeceklerdir. Bu çocukların arkadaş edinme ve kabul görmeleri zorlaşacağı için yalnızlığa itilmeleri ve daha çok sorunlarla karşılaşmaları da muhtemeldir.
Küçük yaşlarda hoşumuza giden; onayladığımız olumsuz davranışlar; büyüdükleri zaman hiç sempatik gelmeyeceği gibi; kontrol etmesi ve değiştirilmesi de zor olacağı için; anne babaların daha fazla sorunlarla karşılaşmalarına neden olmaktadır.
Çocuklarımızı yetiştirirken ilgi sevginin ötesinde; tutarlı; sürekli ve sağlıklı iletişim kurmalı; gerçekten rahatsızlık veren davranışlara karşı ‘’Ben dili’’ kullanarak çocuklar terbiye edilmelidir.
‘Ben Dili’nde saygı vardır; değer vardır. Çocuğa değer verdiğimizi; onu olduğu gibi kabul ettiğimizi; olumlu olumsuz yönleriyle; farklı yönlerine de saygı duyduğumuzu ifade ederiz.
Ralph Waldo Emerson’ un dediği gibi; terbiye saygı ile başlar; baskı ve dayatmalarla çocuklar eğitilmez; sadece baskılanır ve sindirilirler. Dayak; şiddet ve baskı sorunlara çözüm bulmaz; sadece erteler; ilk fırsatta ortaya çıkacakları zamana kadar saklanırlar.
Sadece sözle değil; tutum ve davranışlarımızla onlara saygı duyup değer verdiğimizi hissettirmeliyiz. Onların görüşlerini dinlemeli; uygunsa yüreklendirilmeli; değilse nedenleri açıklanmalı; hoşumuza gitmeyen düşünceleri için alay edip; ayıplamamalıyız.
Ailede; farlılıklarına saygı duyulmayan; alay edilen; kızılan veya küçümsenen çocuklar kendini saklamaya; duygu ve düşüncelerini gizleyerek; onay görmek için başkalarının hoşuna gidecek eylem ve davranışlarda bulunarak yaşamaya başlarlar.
Başkalarını memnun etmeye çalışırlar; kendi düşüncelerinden ziyade başkalarının ne düşündüğüne daha fazla değer vermeye başlarlar; dolayısıyla sağlıklı bir karakter; kişilik kazanmaları zordur.
Çocuklarımızı koşulsuz; oldukları gibi sevmeli ve saygı duymalıyız. Bu demek değil ki; eleştirmeyelim; eleştirirken kişiliğini değil; davranışını eleştirmeye odaklanmalıyız. Her koşulda; koşulsuz kabul ve saygı göreceğine olan inancı hiçbir zaman sarsılmalıdır.
Saygıya dayanan bir eğitim; daha ikna edici; terbiye edici ve yönlendirici olmaktadır.