Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Geçmiş Geçer mi? Emdr ile Mümkün

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Olumsuz; rahatsızlık veren; travmatik anılar çalışılmamışsa geçmiş geçmişte kaldı demek biyolojik olarak mümkün değildir; zihnimiz için hiçbir şey kolayca geçip gitmez. Acı veren “an” lar unutulmaz; farkında olmasak da bir yerde hazmedilmemiş ilk haliyle bekler öylece.

Anı ağları dediğimiz karmaşık bir yapıya sahiptir zihin. Olumsuz hatıralarımız beden duyumlarımız; duygularımız; düşüncelerimiz ve görüntülerle kodlanır. Bebeklik ya da erken çocukluk dönemlerinde olumsuz olan anılar hatırlanmadığı için bellek ağında olmadığı düşünülmemelidir. Yaşımız; durumumuz ne olursa olsun rahatsızlık veren anlar ses; koku; beden algımız ve imge şeklinde bellekte kodlanabilmektedir.

Örnek olarak; 2 yaşında gece 03.00’ te yaşadığı depremi hatırlamayacağı düşünülen çocuk; ergenlik dönemine geldiğinde aynı saatlerde gece terörü yaşamasını tesadüf olarak mı değerlendirmeliyiz? 2 yaşında gece uykusunda çığlık sesleriyle uyandığı o korkunç deprem gecesi; 10 yaşına geldiğinde bellek ağları nedeniyle şimdiyle bağlantı kurup tetiklenmektedir.
Sözel kapasitenin yeterince gelişmediği erken çocukluk dönemine ait anılar; düşünce veya duygulardan ziyade beden duyumlarıyla hatırlanır. 5 yaşındayken babasının annesine uyguladığı fiziksel şiddeti terapide çalışırken; seans esnasında bacaklarında uyuşma hissettiğini dile getirebilir. Yani bir şekliyle; bellek ağlarında beden duyumları harekete geçmiştir.

Başka bir örnekte ise ilkokulda tahtaya kaldırıldığında basit bir matematik sorusunu yapamadığında; arkadaşları tarafından dalga geçilen ve öğretmeni tarafından ceza verilen 8 yaşındaki kız; sonraki yaşamında kendilikle ilgili olumsuz bilişinin (beceriksizim; başarısızım vs..) -şimdiki zamanın tetikleyicisi olarak- geçmiş akademik yaşantısından kaynaklandığını görmekteyiz.

Travmatik anılarımız olumlu ya da nötr anılardan farklı bir şekilde maladaptif biçimde depolanmaktadır. Travmatik olan anılar beynimizin sağ tarafında hazmedilmemiş olarak durmaktadır. Hazmedilmemiş olduğu için de yaşandığı anda hissettirdiği; düşündürdüğü ya da beden duyumlarıyla beraber ilk haliyle bugüne taşınır. Yaşadığımız yeni olaylar; farkında olmadığımız eski anılarla zihnimizde bağlantıya geçerek bizleri tetikler ve uygun olmayan tepkilerin verilmesine neden olur.

Psikoterapi alarak travmatik anıları unutmak hedeflenmemeli; böyle bir şey mümkün değildir. Ama eski hatıraların verdiği rahatsızlık tamamiyle geçirilebilir. Eski ama hazmedilmemiş olarak sağ hemisferde duran anılara duyarsızlaşıp; adaptif olarak yeniden işlemlenmesini hedeflemekteyiz. Bunun için de EMDR terapisi kullanılmaktadır. EMDR terapisi göz hareketlerini ya da iki yönlü uyarım (ses; dokunma) kullanarak sağ hemisferde takılı kalan bilgilerin sağ ve sol hemisfere dağılmasını ve yeniden işlemlenmesini sağlar. İşlemlenmeye başlanan eski hatıralar; o hatırayla beraber depolanmış olan duygu; duyum; görüntü vs ile zihne akmaya başlar. Çift taraflı uyarım sayesinde daha önce farkında olunmayan ama anı ağları sayesinde bağlantı kurulan bir çok hatıranın şifalanması sağlanır.

Örneğin; 28 yaşındaki Mehmet Bey; iş hayatında patronu tarafından aşağılandığını düşünmektedir. Aşağılanmak düşüncesinin o kişiye hatırlattığı ilk anı sorulduğunda; lise ikinci sınıfta karnesinde müzik dersinin 1 gelmesinden dolayı çok sevdiği dedesinin ve babaannesinin yaz ayı boyunca onunla acımasızca dalga geçmesini hatırlar. EMDR terapisi ile; 16 yaşında onu fazlasıyla rahatsız etmiş olan bu anı ve varsa buna benzer anılar tekrardan çalışılır. EMDR sayesinde; “aşağılanan biriyim” bilişi yerine kendiyle ilgili daha uygun olan olumlu bir biliş yerleştirilir. Yaz ayı boyunca yaşadığı çok eskilerde kaldığını düşündüğü! o olumsuz anının şimdiki iş hayatıyla alakasını ilk başta kuramayan Mehmet Bey; EMDR ile benzer anılarla yeniden işlemledikten sonra hayatının bir çok alanının değiştiğini görmüştür.

Bellek ağımız etkileşime açık olduğu için yeni anılar ile eski anılar bağlantı içerisindedir. Bu da bize gösteriyor ki; rahatsızlık veren anılar üzerinde çalışılırsa değişebilir; sabit değildir…

Uzman Klinik Psikolog MERVE EKŞİ