Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Aşk Korkutur!

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
“Neden ilişkilerde başarısızım?; Neden kimse ile uzun süreli ilişki kuramıyorum?” sorusu zaman zaman zihnimizi meşgul eder ve beynimizin bir kenarında dolanıp durur. Çoğumuz cevabı kendimizde; bir kısmımız ise başkalarında arar. Ancak farkında olsak da olmasak da; çoğumuz gerçekten aşktan korkarız. Şimdi bu yazıyı okuyanlar “nasıl canım kim aşktan korkar ki; ah bir aşık olsam yada doğru insanı bulsam” dediklerini duyuyorum. İlişki sürerken yada ilişki oluşma olasılığında korkularımız kendilerini farklı şekillerde gösterirler. O zaman; samimiyet korkularımızı ne yönlendirir? istediğimizi söylediğimiz aşkı bulmamızı ve onu sürdürmemizi ne engeller?

1. Gerçek aşk-yeni bir ilişki bizi savunmasız hissettirir. Yeni bir ilişki bilinmezliktir ve hepimiz bilinmezliklere dair doğal korkular barındırırız.Aşık olmaya izin vermek gerçek bir risk almaktır. Eğer bir kişiye güven hisseder ve onun bizi etkilemesine izin versek bu durum kendimizi açıkta ve savunmasız hissetmemize yol açar.

2. Yeni Aşk Geçmişteki Acıları canlandırır. Önceki ilişki deneyimlerimiz; ve bu ilişkilerdeki beklentiler ve incinmeler; çocukluğumuzdan başlayarak; duygusal ilişkilerimizde nasıl hareket ettiğimiz ve yakınlaştığımız insanları nasıl algıladığımız konusunda da güçlü bir etkiye sahiptir. Eski; olumsuz yaşantılar; kendimizi yeni birine açmamız durumunda; tedbirli olmamızı söyler. Samimiyete izin vermez hatta ondan uzaklaşırız.

3. Aşk kendimize bakışımızı ve eski kimliğimizi sınar. Çoğumuz; sevilmemenin altında yatan duygularla mücadele ederiz. Kendi değerimizin farkına varmada ve gerçekten bize değer verebilecek olan birine inanmada sorun yaşarız. Hepimiz kafamızın içinde; bize değersiz olduğumuzu ya da mutluluğu hak etmediğimizi söyleyen; bizi eleştiren “eleştirel bir içsel sese” sahibizdir. Bu eleştirel sesler; ebeveynlerimizin kendileri hakkında sahip olduğu duyguların yanında; geçmiş hayatımızda maruz kaldığımız acı dolu çocukluk tecrübelerimiz ve kritik davranışlarımız tarafından şekillenmiştir. Zamanla bu kritik düşünceler ya da “ içsel sesler”; sanki kendi sesimizmiş gibi kabul etmeye başlarız. Başka birisi eleştİrel iç sesimizin farklı bizi severcesine ve takdir edercesine gördüğünde aşinalığımız bozulur ve sevilmenin karşısında ne yapacağımızı bilemeyip afallarız.

4. Mutluluk da korkutucu olabilir. Ne zaman kendimizi çok iyi hissetsek yada mutlu olsak bozulup tekrar mutsuzluk hissedeceğimizi hissedebiliriz. Bu nedenle çoğumuz bizi en mutlu hissettirecek şeylerden kaçınırız; yada onları sabote ederiz. Çünkü bunlar aynı zamanda bizim acı çekmemize neden olacaklardır.

5. Aşk kaybetme ve terkedilme korkularını da getirir. Daha fazlasına sahipsek; kaybedeceğimiz daha fazla şeyimiz vardır. Birisi bize ne kadar çok şey ifade ederse; o kişiyi kaybetmekten daha çok korkarız. Hayatımız artık; daha fazla değerli ve anlamlıdır; bu yüzden birini kaybetme düşüncesi daha korkutucu bir hal alır. Bu korkunun üstesinden gelmek için; daha yüzeysel işlere odaklanabiliriz; partnerimizle kavgalar edebilir ya da ; tamamen ilişkiden vazgeçebiliriz.

Birçok ilişki; beraberinde mücadeleyi getirir. Samimiyet korkularımızı ve bunların davranışlarımızı nasıl biçimlendirdiğini ve biçimlendireceğini öğrenme; uzun süreli bir ilişkiye sahip olmada önemli bir adımdır. Bu korkuların; çeşitli makul gerekçelerle; işlerin neden yolunda gitmediği hususunda üstleri örtülmüş olabilir – ancak birisiyle yakınlaştığımızda; kendimizi baltaladığımız tüm yolları öğrenmek bizi şaşırtabilir. Kendimizi zamanla tanıyarak; kendimize kalıcı aşkı bulmamız ve onu korumamız konusunda en iyi fırsatı vermiş oluruz.

UZM.PSK.Nilüfer YALINÇETİN