Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Bilgisayar Bağımlılığı

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
BİLGİSAYAR BAĞIMLILIĞI
Hızla ilerleyen teknolojilere ve bilişim çağına ulaştığımız bu dönemde bilgisayar ve internet hemen hemen her eve girmiş durumda. Çoğu zaman hayatımızı kolaylaştıran; bir çok işimizi oturduğumuz yerden halletmemizi sağlayan teknoloji acaba geleceğimiz olan çocuklarımızı nasıl etkiliyor? Bir çoğumuzdan çocuğunun bilgisayar başında çok fazla zaman geçirdiğini ve bu yüzden derslerine ve ebeveynlerine yeterli zaman ayırmadığını duyar gibiyim. İlkokul çağlarında başlayan bilgisayar kullanımı ilerki yaşlarda artarak devam ediyor. Ailelerin çocuğun derslerine yardımcı olsun diye düşünerek aldıkları bilgisayarın çoğu zaman oyunlar; sörf ve sosyal siteler gibi pek de dersle ilgisi olmayan alanlarda kullanıldığını biliyoruz. Peki neden çocuklarımız zamanlarının çoğunu bilgisayar başında geçiriyor?

Kendi çocukluğuma döndüğümde bilgisayar diye bir kavramdan haberimiz yoktu. Ne bilgisayar oyunları vardı ne de arkadaşlarımızla sohbet edebileceğimiz sosyal siteler. Ama biz oyun da oynardık; sohbet de ederdik. Ve bunları yüzyüze; konuşarak; dokunarak yapma şansına sahiptik. Bu noktada biz yetişkinler kendimize şu soruyu sormalıyız. “Biz çocuklarımıza kendi çocukluğumuzdaki arkadaşlık ortamını; akşam hava kararmadan eve dönme şartıyla istediği kadar dışarıda kalabilme özgürlüğünü sunabiliyor muyuz?” Bence sunamıyoruz. Çünkü artık dünya eskisi kadar güvenilir bir yer değil. Sonuç olarak çocuklarımız evde; çoğu zaman apartman dairelerinde büyümek zorunda kalıyor. Sohbet etme ihityaçlarını sosyal ağlar yoluyla karşılamaya çalışıyorlar. Oyun oynama ihtiyaçlarını daha önceden tasarlanmış; başkasının kurgularına göre oynanan bilgisayar oyunları oynayarak tatmin etmeye çalışıyorlar. Gelinen bu noktada çocuklarımızı bilgisayar ve internetten koparma şansımız yok gibi birşey.
O zaman ne yapmalıyız. Tabi ki tamamem yasaklamak çözüm değil. Hayatın her alanında olduğu gibi burda da dengeyi oluştumaya çalışmalıyız. Sosyal ağlarla başlayacak olursak eğer: “Çocuklarımız bu ortamlarda kimlerle ne konuşuyor; ne kadar zaman geçiriyor?” sorularını cevabını bilmemizde fayda var. Özellikle bu sanal ortamlarda kötü niyetli kişilerin kol gezdiğini ve çocuğumuza zarar verebileceğini unutmamalıyız. Mümkünse bu sitelerdeki kullanıcı hesaplarının şifrelerini alıp zaman zaman kontrol etmeliyiz.

Bir başka sorunumuz da bilgisayar oyunları. Gelişen yazılım teknolojileri sayesinde çok çeşitli oyunlar piyasaya sürüldü. İnternetin yaygınlaşması online oyunları artırdı. Ve bu oyunların içerikleri çoğunlukla şiddet; saldırganlık ya da müstehcenlik içermeye başladı. Sık sık değişen görsel efektlerin özellikle küçük yaşlardaki çocuklarda epilepsi nöbetlerine neden olabileceğini biliyor muydunuz? Oyunlardaki şiddet öğelerinin çocukların davranışlarına etkisi üzerine sayısız araştırmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bu araştırmaların hepsindeki ortak bulgu; şiddet içerikli oyunlar oynayan çocukların saldırganlık davranışlarında önemli bir artışa neden olduğudur. Bu tür oyunları oynayan bir çocuk benzer eylemeleri televizyonlarda da izliyor. Bazen çocuk bu oyunlara kendini o kadar kaptırıyor ki ordaki sanal yaşam ile gerçek yaşamı birbirine karıştırıyor. Sonuç olarak geri dönüşü olmayan büyük hatalar yapabiliyor.
Biz yetişkinler olarak; çocuklarımızı çoğu zaman tek eğlenceleri olan oyunlarından ve internetten ayıramayız belki ama en azından oynadıkları oyunların içeriğine; türüne ve oynama sürelerine; sosyal sitelerde paylaştıklarına müdahele edebiliriz. Aile içinde bilgisayar ve internet kullanımı hakkında bir anlaşmaya varmak; bilgisayarı herkesin bulunduğu ortamda bulundurmak; bilgisayar ve interneti ebeveyn olarak çocuklarımıza doğru örnek oluşturacak şekilde kullanmak bu konuda bize yardımcı olabilir. Eğer çocuğunuz bilgisayar kullanımı konusunda sınırları zorluyor; bilgisayarsız bir hayat düşünemiyor ise bir an önce bir uzmandan yardım almak en iyisi olacaktır. Bilim ve teknolojinin hepimizin yararına kullanılacağı günlere ulaşmak dileğiyle.......

Psikolog Cihangir ACAR
İZMİR 2013