Çok değerli bir arkadaşımın isteği üzerine yazmaya karar verdiğim kardeş kıskançlığı; gerçekten çok ince detayları olan; önemli bir konudur. Kardeş kıskançlığını iyi yönetebilmek için kardeşlerin içinde bulunduğu psikolojiyi çok iyi anlamak gerekir. Halk arasında; en büyük kardeşin duygusal ve pasif; diğer kardeşlerin ise girişken olduğu söylenir. Ya da en büyük kardeşin diğer kardeşlere göre daha şansız olduğu söylenir. Bakıldığında bu görüşün haklılık payı vardır. Çünkü kardeşlerin gelişim süreçlerinin yönetimi ebeveynlerin elindedir. Dolaysıyla şanslı ya da şansız oluşları nasıl bir yaklaşım gösterilerek yetiştirildiklerine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Ancak şunu hemen söylemem gerekir ki; her kardeş bir diğeri için büyük bir şanstır. Kardeşlerin; bir birine öğrettiklerini ya da kazandırdıklarını; ebeveynler ve arkadaşlar öğretemez ve kazandıramaz; çünkü bu öğretiler ve kazanımlar sadece kardeşler sayesinde edinilebilir. Kardeşim; ilgime ve sevgime ortak olamaya hoş geldin;
İlk çocuk dünyaya gelip büyümeye başlarken tüm ilgi odakları üzerinde toplanmakta; alınan oyuncak; kıyafet ve yiyecekler sadece onun için alınmaktadır. Buraya kadar her şey çok güzel ve de olması gereken bir durum. Ancak arada çok yaş farkı oluşmadan; ikinci çocuğun ( kardeşin) dünyaya gelemsi; birinci çocuk için tüm hesapları değiştirir. İlk etapta büyük kardeş için; diğer güzel şeyler gibi; bir ödül ve mutluluk algısı içinde algılanır. Ancak büyük kardeş; ilerleyen zamanda hiçte yolunda gitmediğini düşündüğü bir takım gelişmelere karşı; kıskançlık tepkileri sergilemeye başlar. Çünkü anne- babasının sevgi ve ilgisini kardeşiyle paylaşmak; hiçte küçümsenecek bir durum değildir; çocuğun içinde büyük bir acı da oluşturabilir. Dolaysıyla küçük kardeşin yaptığı davranışları taklit etme yoluna giderek (altını ıslatma; parmağını emme; bez bağlanmasını isteme isteği gibi) ilginin tamamını üzerinde toplama çabası içerisine girebilmektedir. Detaylı örnek verecek olursak; küçük kardeş ne zaman ağlasa anne kucağına alır; emzirir ve büyük kardeş; ağlamanın ilgi gösterilmesi gereken bir durum olduğunu öğrenir; taklit eder. Yine küçük kardeş altını ıslattığında ebeveyn tarafından altı değiştirilir ve bu durum; büyük kardeşe altını ıslattığında ilgi gösteriliri öğretir; dolaysıyla büyük kardeş de ilgi bana gelsin diye; taklit etme yoluna gider. Bunun yanında ağlama ve evdeki diğer bireylere vurma gibi duygusal tepkiler de gösterebilir. Süreci yönetirken nelere dikkat etmeliyiz?
Anne-babaların büyük kardeşteki bu değişimi çok iyi anlamaları ve küçük kardeşin taklit edilmesini normal karşılamaları; sürecin doğru yönetimi için çok önemlidir.
Kesinlikle büyük kardeşe olan ilginin azalmaması gerekmektedir
Büyük kardeş; küçük kardeşin yetiştirilmesindeki ilgiye dahil edilmesi gerekmektedir. (örnek: ebeveyn küçük kardeşin bezini değiştirecekse büyük kardeşten bezin getirilmesini isteyebilir) Yetişkinlik döneminin anne- baba rollerinin temeli; bu dönemlerde atılır. Büyük kardeş için güzel bir şanstır.
Büyük kardeşin; küçük kardeşi taklit eden istemediğimiz davranışlarını; yüzüne vurarak eleştirmemeliyiz ve mümkünse görmezden gelmeliyiz.
Bu dönemde büyük kardeş anne-baba ile beraber yatma isteğini çok arttıracaktır. Hiçbir sakıncası yoktur; sağlam bir kişilik için anne babanın kokusuna; sıcaklığına; ilgisine yeterince doyması gerekmektedir. Aksi olursa dışlanmışlık hissine kapıla bilir.
Kardeşler baş başa bırakılmamalıdır; kıskançlık; ne olacağı belli olmaz.
Beraber oyun dönemi
Çatışmaların ve kavgaların sık görüldüğü bir süreçtir. Büyük kardeş tüm oyuncaklarını küçük kardeşiyle paylaşacaktır ya da tüm oyuncaklar ortak paylaşılacaktır. Genellikle küçük kardeşin oynadığı oyuncakla; büyük kardeş de oynamak isteyecektir;sonuç:Küçük kardeşin elinden o oyuncak alınacaktır ve kavga başlayacaktır. Bunu gören ebeveyn; o daha küçüktür diye büyük kardeşten aldığı oyuncağı küçük kardeşe geri verecektir ya da küçük kardeşe başka bir oyuncak verilecektir; büyük kardeş o oyuncağı da almak isteyecektir. Ebeveyn büyük kardeşi kenara çekecek nasihat verecektir; ‘’o daha küçük; yavrum o senin kardeşin; ben sana yeni bir oyuncak alırım’’ gibi. Tabi burada sadece oyuncaklar değil; birçok konuda anlaşmazlıklar yaşanmaktadır. Çocukların; yetişkin yaşamlarının provası olan bu davranışları da normal karşılayarak; süreci doğru yönetmeye odaklanmamız gerekmektedir. Neler yapmalıyız?
Küçük kardeş küçüktür diye ayrıcalık göstermeyip; hakkaniyetli bir yaklaşım göstermeliyiz.
Kimin hangi oyuncakla oynayacaklarına ebeveynler karışmamalı; kardeşlerin tercihlerine imkan vermeliyiz.
Küçük tartışmalara ebeveynler müdahil olmamalıdır; kardeşler kendileri çözmelidir. Böyle durumlarda büyük kardeş baskın çıkacaktır ve büyük kardeşin avantajlı olduğu normal karşılanmalıdır. Bu çekişmede büyük kardeş vermemeyi; küçük kardeş ise söke- söke almayı öğrenecektir. Korkmayın! Zaman içerisinde paylaşmanın essiz tadını yaşamayı öğreneceklerdir. Burada çocuklar sahip olabilme becerilerini test edip geliştireceklerdir.
Kardeşlerin birbirine jest yapmalarına ortam oluşturun. (Mesela bir birlerine hediye almaları).
Anne- babaların bir birlerine olan ilgisi; kardeşler arasındaki ilgiye de model oluşturacaktır.
Çocukların için yapılacak olan alış- verişler; mutlaka evdeyken planlanmalıdır.
Kardeşlerin; 0-6 yaş döneminde doğru bir yöntemle bu süreci yaşamalarının; gelecekteki sosyal hayatlarında doğru iletişim ve ilişkiler kurmasına vesile olacağını unutmamamız gerekir.