Ergenliğin psikolojik özelliklerini anlamak için fiziksel gelişime şöyle bir göz atmak gerekir. Çocuğun erinlik dönemine girdiğini belli eden geleneksel ölçütlerin başında; kızlarda ilk reglin; erkeklerde ilk boşalmanın görülmesi gelir.
Beden şeması ya da imgesi kavramı bedenimize ilişkin kişisel tasarımımızı belirtir. Bu imge çözülmüş parçalardan bütüne doğru giderek zaman içinde oluşur. Ergenlik döneminde hızlı organik gelişme ve değişimler eski beden şemasını bozar ve yeniden kurulmasını gerektirir. Görünümü değişen beden çocuğun ve çevresinin gözünde yeni bir anlam kazanır. Hızlı bedensel değişimler bir hastalık gibi; bir anormallik gibi kaygı ve korkuyla izlenir çoğu zaman. Bu dönemdeki asıl sorunun ergenin kendi “ kimliğini bulması” yolunda hazırlanması olduğu çeşitli kaynaklarca vurgulanmaktadır.
Ergenlikteki bedensel değişimler bireyin hem kendisiyle hem başkalarıyla olan ilişkilerini etkiler. Boyuna; yapısına; yüzüne; siluetine; tenine ilişkin aşırı ilgileri bu yeni beden imgesine uyum sağlama güçlüklerini yansıtır. Bedenin bugünkü durumunu ve yarın ne olacağını kuşkuyla izleyen ergen; bu yüzden çevrenin yargılarına karşı çok duyarlıdır. Başkalarının bakışı ergeni sıkar ve utandırır; ama aynı zamanda kendi varlığının bilincini kazanmasını da sağlar.
Ergenlik; bireyin vücuduna dikkat etmeye başladığı; nasıl göründüğünü önemsediği; başkalarının gözünde önemli olduğunu bilmek istediği bir dönemdir. Hormon dengesinin değişmesi sonucu görünümü hızla değişen ergenler bu nedenle zamanlarının çoğunu ayna karşısında geçirirler. Onlar da yeni görünümlerini takip etmektedirler.
Mastürbasyon ergenlik döneminde özellikle erkek çocukta en yaygın olan cinsel etkinliktir. Mastürbasyonun nedeni; en basit şekliyle tamamen fiziksel olan cinsel arzuyu rahatlatma isteğidir. Bu nedenle mastürbasyona insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da ( köpek; fil; maymun v.b.) rastlanır. Bu etkinlik cinsel ilişki olanağı bulunmayan yetişkinlerde de sürdürülebilir. Mastürbasyon birçok kişinin utançla andığı bir sözcüktür. Mastürbasyonun; bazı sınırları aşmadığı sürece kendisinin neden olduğu herhangi bir sorun yoktur.
Erkek çocukların çoğu cinsellik hakkındaki ilk bilgilerini arkadaşlarından ve internetten öğrenirler. Bazı ergenler mastürbasyonu; konuşmalar ya da başkalarını taklit etme sonucu öğrenirler. Ancak bunda endişe edecek bir şey yoktur; ergenler çoğu zaman bu tür deneyimlerden zarara uğramadan çıkarlar.
Her durumda eğitimcilerin dehşete kapılmalarına ya da çocuğu utandırmalarına gerek yoktur. Bu durumların çoğunu normal bir süreç olarak kabul etmeliyiz. Anne –babalar sağlıklı düşünceyi çocuklarına aktarmak gibi bir sorumluluk üstlenmelidirler. Oysa ki ebeveynlerin çoğu böyle bir durumla karşılaştıklarında :
-…….büyümeyeceksin….
-kamburun çıkacak
-…delireceksin..
-eğer devam edersen organını kaybedeceksin
-şeytan seni görecek ve cehenneme gideceksin. Gibi cümlelerle çocuklarını korkuturlar.
Ya da çocuğun bu alışkanlığını herkesin önünde ortaya çıkararak daha ciddi sonuçlar doğurabilecek bir tepkide bulunurlar. Bu gibi tepkilerden ne olursa olsun kaçınmak gerekir. Gelişimin doğal bir aşaması olan bu eylemden dolayı ergeni utandırmak ve suçlamak; daha sonra cinsel bazı sorunlara neden olabilmektedir.
Daha karmaşık bir biçimde mastürbasyon cinsellikle ilgili olmayan psikolojik bir gerginliğin sonucu olabilir. O halde burada heyecansal bir gerginliğin; bedensel rahatlama ile giderilmesi söz konusudur.
Ergenden; kendi eyleminden utanç duyması beklenmemelidir. Ona cinsel eğilimler karşısında; değişik türde cezaların korkusu verileceği yerde; özgür isteğiyle bunu nasıl yöneteceği uygun sözcüklerle anlatılmalıdır. Özsaygısını kaybetmemesi için çaba gösterilmelidir.
Cinsel eğitim; aslında aşamalar halinde küçük yaşlardan itibaren çocuğa verilmesi gereken eğitimlerdendir. Bireyin kendi vücuduyla barışık bir biçimde; anatomi bilgisi tam olarak yetişkinliğe adım atmalıdır. Ne yazık ki; bu konuların tabu kabul edilerek; konuşulmaması ve aileler tarafından gerekli eğitimin verilmemesi; gelişimsel süreci çok olumsuz etkilemektedir. İnsanın en temel dürtülerinden olan cinselliğin her zaman kısıtlı koşullar içinde bilinmeye çalışılması; çoğu kez yanlış yerlerden; yanlış bilgilerin edinilmesiyle sonuçlanabilmektedir.
Nazan Parlak
Uzm. Psikolojik Danışman/ Aile ve Cinsel Terapist