Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Küçükken Biz - Psikolojik Demokrasi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
PSİKOLOJİK DEMOKRASİ

Psikolojiyi anlamak... Çok geniş bir alanda kısa adımları önceki ve sonraki adımları düşünerek atmak gibidir. Psikolojiyi anlatmak... ise daha zordur aslında atılan; atılacak ve atılmış olan tüm adımları keşif için başka yollarda ve hiç atılmamış adımlarla yürümek zorundasınızdır.

Evet birçok kişiye göre kendilerinin dışında tutulan bir alandır ve en çok da o kişiler en içten bağımlıdır. Korktuğunuz; kaygılandığınız ne varsa önce o duygulardan kaçmaya çalışırsınız ve zihniniz bunu çoğu zaman siz farkında olmadan yapar. Siz farkında olmadan beyniniz bir bilgisayar programı gibi kendi içinde koordine olmuştur. Belki çocukluk anılarınızdan ya da yaşadığınız travmadan sonra sistem kendini korumaya alır ve tekrar aynı duyguları yaşamamak için hep kendinizi korumak adına çalışır. Çoğu zaman aynı sözleri duyuyorum gelen danışanlardan; her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum ; ya da çabuk öfkeleniyorum ama bir anda geçebiliyor ve sonra çok pişman oluyorum ...gibi. Duygularınız aslında içinizde neleri bastırdığınızı işaret eden yol haritalarıdır. Çıkış yolunu gösterirler ancak bakmayı öğrenemezsek o yolu hiç bulamayabiliriz ve kendiniz kendinizle baş edemediğinizde kaybolduğunuzu ve yok olduğunuzu düşünürsünüz.

Bir insan yaşamını duygu; düşünce ve davranışlarıyla bir bütün olarak inşa ederse hayat ve kendi arasında bir bağ kurmuş olur ve boşluk oluşmaz. Bu bütünlüğü kuramadığınızda o boşluğun içinde; evet yok olabilir ya da kaybolabilirsiniz.

Kendini gerçekleştirme; yani kendi bireysel yaşam alanınızda seçimlerinizi; düşünce ve davranışlarınızı özgür iradenizle kullanabilme lüksüdür. Lüks diyorum çünkü yeme; içme; üreme kadar temel ihtiyaçlarımızdan olan kendini gerçekleştirme sürecini tamamlamış ve bütünlüğü yakalayabilmiş kişilerin sayısı malesef çok görülmemektedir. Çevresel faktörlerin sınırlılığı ve sınırladıkları en önemli etkenlerden birisidir. Kültürel; sosyal toplum yapısı ve yaklaşımlar en başta aile içinde demokrasiyi sağlama ve her bireyi yaş kriterine bakmadan birey olarak kabul etme ve dinleme; seçim hakkı tanıma gibi imkanları sunabilme açısından eksikliklerimiz olduğunu söyleyebiliriz.

Psikolojik demokrasi; doğum itibariyle başlayıp yaşam döngüsü içinde kişinin kendisini bir birey olarak kabul ettirmek için çevrenin tepkileriyle şekillendiği; var olabilmek için mücadele verdiği ve bunu düşüce ve davranışlarına aktardığı uzun bir süreçtir. Bu sürecin temelleri çocukluk yaşantısında atılır. Bazen davranışlarınızla düşünceleriniz uymadığında çatışma yaşarsınız ya da ben kimim? diye sorular yöneltirsiniz kendinize. Belkide yaşamınızın bir döneminde bir boşluk oluşmuştur ve yeri dolmamıştır..

KÜÇÜKKEN BİZ

Küçüklükten itibaren çevremizdeki insanlar bizlere hayatı anlatmaya çalışmışlardır. Ebeveynlerimizin üstlendiği bu roller; daha sonra sosyal; özel ve iş yaşantımızda da bize öncülük edecektir.

Bilinçaltımızın tabiri caizse tüm alıcılarının açık olduğu 0-7 yaş arası dönemde; zihnimiz o kadar boş ve dolmaya o kadar müsaitti ki bize söylenen ne varsa bazen olduğu gibi bazen de anlamlandırdığımız gibi kaydettik.

Sosyal çevremiz her şeyin farkında olduklarını ve özellikle her şeyi bildiklerini iddia etseler de çok önemli bir detayı her zaman atladılar. İç dünyamızı...Küçük bir çocuğun gözünden dünyayı... Gördüğü başka bir evren; duyduğu başka sesler; hissettikleri başka duygulardır.
Hiçbir çocuk bir yetişkin gibi düşünemez.
Bizler kendimizi tanımaya başladığımız ilk yaşlarda; çevreden onay; ilgi bekledik. Sevme- sevilme duygusu gibi temel ihtiyacımızı doyurmaya çalıştık.Cinsiyetimizi fark ettik önce; sonra kendimizi kanıtlamak istedik. Yaptığımız hatalar değil; hatalarımızın bize yansıtılma şekilleri kişiliğimizi oluşturmaya yetti.
Çünkü bizlerin zihni berraktı;kirlenmemişti. Olumsuz eleştiriler; kıyaslanma; küçümsenme; onaylanmama...vs kirletti. Yetişkinlerin farkına varmadan söylediği en ufak bir söz ya da davranış bizim küçük dünyamızı şekillendirdi üstelik onların yoğun zihinlerinin bundan haberi yoktu.

Ebeveynlerin en büyük hatalarından biri; onları bizim anlamamızı beklemeleriydi. Belki de biz çocuklar olarak da bu hatayı yaptık. Her tartışmada siz beni anlamıyorsunuz; sevmiyorsunuz demez miydik? Bizleri her uyardıklarında ya da kızdıklarında sevmediklerini düşünürdük.
Sonra da onların bizlere karşı olumsuz yaklaşımları bilinçaltımız tarafından özümsenirdi ve anlamlar yüklenirdi.Yetişkinlik dönemimizde yaşadığımız sıkıntıların temelinde de bunları bulabilmek mümkün.
Başarısız olduğumuzda -ki bu çok normaldi mutlaka hata yapacaktık- bize gösterilen tepkiler bizi çok sevdiklerinin;önemsediklerinin göstergesiydi belki ama o kadar soyut göremiyor; düşünemiyorduk. Her şeyi somut görürdük ve yüzlerindeki ifade bizi reddedilmiş; yetersiz; başarısız hissettirmeye yetebilirdi.

0-7 yaş arası zor bir dönemden geçiyorduk; soyut düşünme yetisi henüz gelişmemişti.
Peki yetişkinlerin bu konuda eksiği neydi?

- Çocuklarınıza öncelikle var olduklarını; değerli olduklarını hissettirin. Birey olarak dinleyin; önemseyin; konuşun.
- Yaptığı hataları yargılamayın sadece neyin doğru olduğunu gösterin.
- Kişiliğini etkileyecek -sın; -sun gibi sözcüklerden kaçının. Yaramazsın ; tembelsin gibi sözler davranısı pekiştirir ve olumsuz davranışların artmasına neden olur.Kendisini bu şekilde kabul eder; değiştirmeye çalışmaz.
- Çevreye kendilerini kanıtlamalarına izin verin. Her çocuk dış çevrede kabul edilmek; sevilmek ister. Ne kadar olumsuz davranışları olsa da yanında ona güvendiğinizi belirtin ve olumlu davranışlarını ön plana çıkaracak cümleler kurun.
- Çocuğunuzla yasanılan problemleri uzmanların yardımıyla çocuğu olumsuz etkilemeyecek şekilde çözmeye çalışın.
- Gün içinde yaşanılan stres ya da zihninizi mesgul eden düşüncelerden dolayı aslında çocuğunuzun sizi nasıl gözlemlediğini farketmiyorsunuz;. Onun zihninin her daim sizden gelecek bilgilerle dolacağını unutmayın.
- Çocuğunuza sorumluluk verin; kendi alanını yaratsın.Özgüven tohumlarının atılması için önemli etkenlerdir.
-Her istediğini yapmak; her sorumluluğunu üstlenmek yarar sağlamaz aksine çocuğunuz sınırlarını bilemez ve diğer uyum sağlaması gereken ortamlarda planlara uyma konusunda sorun yaşayabilir.
- Hırçın; saldırgan davranışların temelinde çocuğun duygusal gelişiminde sorun olduğunun göstergesidir; sorunların neler olabileceğini önemseyin.

Psikolog Damla Alkoç