Kadının Cinsel İlişkiye Girememesi: Vajinismus
Kadınlarda görülen bir cinsel ağrı bozukluğu olan vajinismus kadının cinsel ilişkiye girememesi olarak da adlandırılabilecek bir problemdir. Cinsel birleşme öncesinde pelvik kaslarının istemsiz olarak kasılması ile kendini gösteren vajinismusta kadının cinsel ilişkiye dair yoğun endişe ve korkuları vardır. Kadın cinsel ilişki sırasında titreme; kasılma; aşırı derecede heyecanlanma; bedeni partnere kapatma gibi durumlar yaşar. Zaman içinde cinselliğe duyulan isteğin azalması ile suçluluk; kendiden nefret etme; öfke; hayal kırıklığı gibi duygular ortaya çıkar.
Vajinismus cinselliğin başladığı nadan itibaren ortaya çıkabildiği gibi normal bir cinsel yaşamın varlığında taciz; tecavüz gibi acı veren travmatik olayların ardından da gelişebilir.
Vajinismus problemi olan yaşayan kadınlar genellikle bu sorunun sadece kendilerinin başına geldiğini düşünürler ve kendilerini çok yalnız hissederler. Çoğunlukla suçluluk duygusu yaşayan kadınlar bazen kendilerini eşiyle “tam bir karı-koca” gibi hissedemediklerini söylerler. Bu problemi yaşan birçok kadın kendini eksik ve kusurlu görür.
Vajinismus genellikle çiftler tarafından tedavisi sürekli ertelenen bir problemdir. Tedavi için başvuran ve bilinen en uzun süreli vajinismus problemi yaşayan çift 36 yıllık evlidir. Vajinismusun tedavisi bazen de yanlış yerde aranmaktadır. Mesela cinsel ilişkiye giremeyen kadınların din hocalarına götürülmesi; muska hazırlanması gibi yöntemler sıklıkla başvurulan yanlış yöntemlerdir.
Vajinismus çok büyük oranda (%90’dan fazla) psikolojik kökenli bir problemdir. Küçük bir olasılık da olsa vajinismus fizyolojik nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Bu olasılığın belirlemesi için bir kadın doğum uzmanı tarafından jinekolojik muayene yapıldıktan ve sorunun fizyolojik olmadığı bilgisi edinildikten sonra cinsel terapiye başlanır.
Vajinismusun sadece kadının problemi olarak değerlendirilmesi yanlıştır. Problem kişinin değil çiftin problemi olarak değerlendirilmesi ve bu nedenle tedavi süresince görüşmelere eşle birlikte devam edilmesi gerekmektedir.
Her on kadından birinde görülebilen vajinismus bazen bir bazen de birden çok nedene dayanabilir. Vajinismusun belli başlı nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
* Cinsellik konusunda yeterli bilgiye sahip olmama
* Başkalarından duyulan abartılı ilk gece hikâyeleri (çok fazla kan aktı; çok canım yandı; öldüm sandım… gibi)
* Cinsel taciz; tecavüz gibi travmatik yaşantılar
* Baskıcı otoriter aile yapısı (cinselliğin tabu olduğu veya reddedildiği aileler)
* Eşle yaşanan problemler (isteği dışında evlendirilmek; iletişim problemler... gibi)
* Çocukluk döneminde çocuğa yapılan telkinler (bacaklarını kapat; kızlar bacakları açık oturmazlar; orana dokunma… gibi)
* Ağrılı ve acılı jinekolojik muayene deneyimi yaşamış olmak
* Cinsellik hakkında doğru bilinen yanlışlar (İlk ilişki çok ağrılıdır. Cinsel ilişkiyi her zaman erkek başlatmalıdır. Kadının zevk alması doğru ve gereken bir şey değildir… gibi)
Vajinismus çiftler arasındaki problemlerden kaynaklaması durumunda ilişkideki tele problemlerin belirlenmesi ve üzerine çalışılması gerekmektedir. Eşler arasındaki problemlerin çözülmesiyle vajinismus tedavisi de kolaylaşmaktadır.
Hangi nedene dayanırsa dayansın vajinismus; tedavisi iyi bir cinsel terapiyle mümkün olan bir problemdir. Genellikle egzersizlerle sürdürülen tedavinin sonunda kişiler sağlıklı ve keyifli bir cinselliğe kavuşmaktadırlar.
Vajinismus cinselliğin başladığı nadan itibaren ortaya çıkabildiği gibi normal bir cinsel yaşamın varlığında taciz; tecavüz gibi acı veren travmatik olayların ardından da gelişebilir.
Vajinismus problemi olan yaşayan kadınlar genellikle bu sorunun sadece kendilerinin başına geldiğini düşünürler ve kendilerini çok yalnız hissederler. Çoğunlukla suçluluk duygusu yaşayan kadınlar bazen kendilerini eşiyle “tam bir karı-koca” gibi hissedemediklerini söylerler. Bu problemi yaşan birçok kadın kendini eksik ve kusurlu görür.
Vajinismus genellikle çiftler tarafından tedavisi sürekli ertelenen bir problemdir. Tedavi için başvuran ve bilinen en uzun süreli vajinismus problemi yaşayan çift 36 yıllık evlidir. Vajinismusun tedavisi bazen de yanlış yerde aranmaktadır. Mesela cinsel ilişkiye giremeyen kadınların din hocalarına götürülmesi; muska hazırlanması gibi yöntemler sıklıkla başvurulan yanlış yöntemlerdir.
Vajinismus çok büyük oranda (%90’dan fazla) psikolojik kökenli bir problemdir. Küçük bir olasılık da olsa vajinismus fizyolojik nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Bu olasılığın belirlemesi için bir kadın doğum uzmanı tarafından jinekolojik muayene yapıldıktan ve sorunun fizyolojik olmadığı bilgisi edinildikten sonra cinsel terapiye başlanır.
Vajinismusun sadece kadının problemi olarak değerlendirilmesi yanlıştır. Problem kişinin değil çiftin problemi olarak değerlendirilmesi ve bu nedenle tedavi süresince görüşmelere eşle birlikte devam edilmesi gerekmektedir.
Her on kadından birinde görülebilen vajinismus bazen bir bazen de birden çok nedene dayanabilir. Vajinismusun belli başlı nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
* Cinsellik konusunda yeterli bilgiye sahip olmama
* Başkalarından duyulan abartılı ilk gece hikâyeleri (çok fazla kan aktı; çok canım yandı; öldüm sandım… gibi)
* Cinsel taciz; tecavüz gibi travmatik yaşantılar
* Baskıcı otoriter aile yapısı (cinselliğin tabu olduğu veya reddedildiği aileler)
* Eşle yaşanan problemler (isteği dışında evlendirilmek; iletişim problemler... gibi)
* Çocukluk döneminde çocuğa yapılan telkinler (bacaklarını kapat; kızlar bacakları açık oturmazlar; orana dokunma… gibi)
* Ağrılı ve acılı jinekolojik muayene deneyimi yaşamış olmak
* Cinsellik hakkında doğru bilinen yanlışlar (İlk ilişki çok ağrılıdır. Cinsel ilişkiyi her zaman erkek başlatmalıdır. Kadının zevk alması doğru ve gereken bir şey değildir… gibi)
Vajinismus çiftler arasındaki problemlerden kaynaklaması durumunda ilişkideki tele problemlerin belirlenmesi ve üzerine çalışılması gerekmektedir. Eşler arasındaki problemlerin çözülmesiyle vajinismus tedavisi de kolaylaşmaktadır.
Hangi nedene dayanırsa dayansın vajinismus; tedavisi iyi bir cinsel terapiyle mümkün olan bir problemdir. Genellikle egzersizlerle sürdürülen tedavinin sonunda kişiler sağlıklı ve keyifli bir cinselliğe kavuşmaktadırlar.