Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Aşık Olma Korkusu

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
Günümüz modern yaşamında korkular ve kaygılar bireyleri ele geçirip hareketsiz kılabiliyor. Bunlardan biri de aşık olma korkusu. Aslında buna kaygı demek daha doğru bir ifade olacaktır. Gelecekte olacağını tahmin ettiğimiz bir duruma karşı endişe duymak; aşık olma olasılığına karşı endişe duyunca sistemimiz bunu bir tehlike olarak algılayıp savaş ya da kaç mesajı veriyor. Çoğu birey de günlük yaşamında yoğun ve stresli işi; aile ve arkadaşlık ilişkileri; özellikle büyük şehirlerdeki karmaşık yaşamdan ötürü aşık olma kaygısıyla savaşmak yerine kaçınmayı tercih ediyor her ne kadar buna büyük bir ihtiyaç duysa da.
Aşk kimyası itibariyle içinde pek çok duyguyu barındırır; sevgi; tutku; özlem; şehvet; acı; bağlanma gibi. Klinikte karşılaştığımız vakalarda yoğunlukla terk edilme/istikrarsızlık ile güvensizlik/kötüye kullanılma şemalarının aktive olduğu ilişkisel korku ve kaygıların kişileri aşık olmaktan ve ilişki yaşamaktan kaçınmaya ittiğini gözlemliyoruz. Örneğin terk edilme şeması olan bireyler destek ve yakınlık beklediği karşı cinsin bu ihtiyaçları karşılama konusunda dengesiz; tutarsız ve güvenilmez olduğunu ve duygularına karşılık verecek; yakınlık kuracak; güçlü veya aktif koruma sağlayamayacak kişiler olduğu algısına kapılırlar ve yakınlık kurmaktan aşık olmaktan uzak dururlar. Terkedilme korkusunun kadınlarda daha yoğun olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin kariyerinde başarılı; belirgin bir sosyal yaşamı olan bir kadını düşünürsek yaşamında tek eksiği duygularına destek olacak ve duygusal yakınlık kuracağı bir erkek ve sonuç… Terkedilme şeması aktive olduğunda yakınlık kurmaktan korkma; güvenememe; bağlanmaktan kaçınma ve yalnızım mutluyum; işim bana yeter şeklindeki ifadeler sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bir diğer şema olan kötüye kullanılma aktive olduğunda kişi başkalarının zarar vereceği; kötüye kullanacağı; aşağılayacağı; aldatacağı; yalan söyleyeceği ya da kullanacağı beklentisi içindedir. Böyle bir durumda aşık olmak en kötü senaryodur; çünkü kişi tüm duygularını açmıştır ama zihninde hep aldatılacağı inancını taşır ki bu da acı vericidir. O zaman yine çözüm acıdan kaçma yönünde yani aşık olmaktan kaçma yönünde işler.
Bu tip kişinin kendisiyle ilgili kaygılar üzerine günümüzde kimseye bağımlı olmamak; özgürlük; bireysellik (bireyselliğin; bencillik olarak algılandığı durum) toplumsal olarak en etkin olan kavramlar haline geldiğinde aşık olmak; bir ilişki içinde olmak kişileri daha da zorlar. Bireyler bu toplumsal değişimden etkilenip varolan ilişkilerini de bitirme yönünde harekete geçme eğilimde olurlar. Böylelikle de yalnızlıktan kavrulan ama duygusal yakınlıktan kaçınan ıssız adamlar çoğaldıkça çoğalır ne yazıkki. Modern toplumun yaman çelişkisi.
Aşık olma korkusunu anlamanın yolu uzun süreli ilişki içinde olmama durumu ya da ardı ardına yaşanan kısa süreli ilişkilerdir. Kadın ya da erkek olsun kişi kendisini gözleyebilir. Şu soruları kendinize sormanızı ve evet yanıtlarınız çoğunluktaysa bir psikologtan profesyonel destek almanızın zamanı gelmiştir. Bu sorunun geçmiş deneyimler; hatalı inançlar ve çocukluk bağlanmaları ile ilgisi olabilir ve bunlar psikoterapiyle çözüme kavuşabilecek durumlardır.
Karşı cinse bağlanma ve duygusal yakınlığa ne kadar ihtiyaç duyuyorum?
Aşık olursam duygularımın kötüye kullanılacağından mı korkuyor ve kaçıyorum?
Karşı cinsin beni aldatacağı; yalan söyleyeceği; kullanacağına dair şüphelerim zihnimden kaybolmuyor?
Kontrolü kaybetmek sizin için dayanılamaz mı?
Aşık olursam bir taahhütte bulunmak zorunda kalır mıyım?
Aşık olursam karşımdakinin gözünde ezik mi algılanırım?