Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

İnfertil Çiftlerde Cinsel Doyumun Cinsiyet Kavramı Açısından İncelenmesi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
İNFERTİL ÇİFTLERDE CİNSEL DOYUMUN CİNSİYET KAVRAMI AÇISINDAN İNCELENMESİ
İnferilite; çiftlerin en az bir yıl boyunca düzenli ve korunmasız olarak cinsel ilişkide bulunmasına rağmen hamileliğin/gebeliğin oluşmaması durumu olarak tanımlanmaktadır. İnfertil birey oranı dünya çapında bakıldığında %8 olarak görülmektedir. Türkiye’de ise bu oran %10-15 civarındadır (Eren Bodur; N.; Çoşar; B.; Erdem; M.; 2013).
İnfertilite; beraberinde tıbbi; psikolojik; psikiyatrik; sosyal; dinsel; kültürel ve sınıfsal sorunları beraberinde getiren bir yaşam krizidir (Gren ve arkadaşlarından aktaran Altuntuğ; K.; Kızılırmak; A.; Başer; M.; Ege; E.; 2012). Beklenilmeyen bir zamanda ortaya çıkması; açıklanamayan sebeplerden kaynaklanması; tanısının zaman almasından dolayı kişide aşırı stres; şok; yadsıma; öfke; suçluluk; yas; depresyon; anksiyete; somatizasyon bozukluğu ve cinsel işlev bozukluğu gibi belirtilere sebep olmaktadır (Özçelik ve arkadaşlarından aktaran Altuntuğ; K.; Kızılırmak; A.; Başer; M.; Ege; E.; 2012). Bireyler sadece kendilerine değil; tedavi ekibine ve diğer çocuklu çiftlere de öfke duyabilirler (Cevrioğlu ndan aktaran Altuntuğ; K.; Kızılırmak; A.; Başer; M.; Ege; E.; 2012). Çiftlerin geleceğe dair planlarını; benlik saygılarını ve beden imgelerini de olumsuz yönde etkilemektedir (Taşçı KD.; Özkan; S.; 2007).
İnfertilite; sadece bu problemi yaşayan çifti değil; bütün aileyi etkileyen bir aile krizi olarak da yaşanabilir(Altuntuğ; K.; Kızılırmak; A.; Başer; M.; Ege; E.; 2012).
İnfertilitenin Psikolojik Yönü
İnfertilite; bireylerin hem ruhsal sağlığını hem de çiftlerin ilişkisini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuz etkilerin sebeplerine bakıldığında şunları sıralayabiliriz:
* Tedavi süresinin uzunluğu
* Sürecin psikolojik yönden yıkıcı nitelikte olması
* Tedavi yöntemlerinin oldukça karışık; alışılmışın dışında ve sabır gerektirici olması
* İn vitro fertilizasyonun (IVF: Tüp Bebek) sonucunda ulaşılan sonucun etkisi. Sonuca varıldıktan sonra çiftler ya artık çocuk sahibi olamayacaklarını kabul ederler; ya da sıkıntı çekmeyi göze alarak çocuk sahibi olmaya karar verirler (Raphael-Leff den aktaran Özçelik; B.; Karamustafalıoğlu; O.; Özçelik; A.; 2007).
Çiftin hem infertilite durumunu yaşaması hem de zorlu tedavi sürecine maruz kalması sonucunda başa çıkma becerilerinde bozulma meydana gelip; kişi sosyal kaynaklarını zorlayarak bireysel enerjisini tüketmektedir. Bu durumda ise fiziksel ve psikolojik enerji kaybı sonucunda cinsel işlev bozukluğu; yalnızlık ve çift ilişkilerinde bozulma ortaya çıkabilmektedir (Peterson ve arkadaşlarından aktaran Altuntuğ; K.; Kızılırmak; A.; Başer; M.; Ege; E.; 2012).
İnfertiliteye verilen psikolojik tepkilerin cinsiyetlere göre fark gösterip göstermediğini anlamak için yapılan çalışmalarda; kadınların daha fazla depresyon; anksiyete ve özgüven eksikliği yaşadıkları; yaşam kalitelerinin düşük olduğu bulunmuştur (Özdemir; AÇ.; 2006). İnfertilite tedavisi ve uygulamaları; infertilitenin kadından ya da erkekten kaynaklandığı farkı gözetilmeden sürekli kadınlar üzerinde yapılmaktadır (Özçelik ve arkadaşlarından aktaran Güleç; G.; Hassa; H.; Yalçın; EG.; Yenilmez; Ç.; 2011). Bu sebeple de kadınlar bu durumdan daha fazla etkilenmektedir (Repokari den aktaran Güleç; G.; Hassa; H.; Yalçın; EG.; Yenilmez; Ç.; 2011).
Yine yapılan çalışmalarda; kadınların erkeklerden daha fazla evlilik uyum problemi yaşadıkları ve yaşam kalitelerinin de daha düşük olduğu görülmüştür. Erkeklerin ise kadınlardan daha az stres yaşadıkları; kendilerine güvenlerinin daha fazla olduğu; evlilik ve cinsel doyumlarının daha fazla olduğu bulunmuştur (Monga ve arkadaşlarından aktaran Eren Bodur; N.; Çoşar; B.; Erdem; M.; 2013).

İnfertilite ve Cinsel Doyum
Temel içgüdülerden biri de üremektir. Üreme gerçekleştirilemediğinde kişide başarısızlık ve yetersizlik duyguları oluşabilmektedir. Bu duyguların sonucu olarak da kişinin yaşamında pek sorun oluşabilmektedir (Herz; EK’den aktaran Oğuz;HD.; 2004). İnfertilite de “üreyememe durumu” olduğu için tanı alan kişinin hayatında problemler oluşturmaktadır. Bu problemlerden birisi de bireyin ve/ veya çiftin cinsel hayat(lar)ında meydana gelen olumsuz değişimlerdir.
İnfertilitenin cinsellik üzerine bir çok etkisinin olduğu söylenmektedir. Burada da kadınlar ve erkekler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Erkeklerde cinsel ilişki sıklığı etkilenirken; kadınlarda cinsel anlamda kendini beğenme; güvenme ve cinsel doyuma ulaşabilme durumları etkilenmektedir (Spanier den aktaran Eren Bodur; N.; Çoşar; B.; Erdem; M.; 2013). Bazı çalışmalarda kadınların erkeklerden daha az cinsel doyum sağladıkları bulunmuştur (Müler ve arkadaşlarından aktaran Güleç; G.; Hassa; H.; Yalçın; EG.; Yenilmez; Ç.; 2011). Buna karşı Monga ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada; cinsel doyum bakımından cinsiyetler arası farklılık olmadığı sonucu elde edilmiştir (Güleç; G.; Hassa; H.; Yalçın; EG.; Yenilmez; Ç.; 2011).
Cinsel doyum; infertilite süresinin uzamasıyla ters orantılı olarak azalmaktadır (Ramezanzadeh ve arkadaşlarından aktaran Eren Bodur; N.; Çoşar; B.; Erdem; M.; 2013).
Kadınların infertilite sürecinin başından itibaren tedavi boyunca yaşadıkları sıkıntının fazlalığı cinsel doyum ve evlilik doyumlarını etkilemektedir. Erkekler ise daha çok tedavi ile ilişkili akut stres geliştirmektedirler.Bunun sonucunda erkeklerde ciddi anksiyete; orgazm olamama ve erektil disfonksiyon yaşandığı bulunmuştur (Saleh ve arkadaşlarından aktaran Eren Bodur; N.; Çoşar; B.; Erdem; M.; 2013).
Tedavi gören çiftlerin sürekli ovulasyon ve menstrüel dönem konusunda hassas olmaları sonucunda; cinsel ilişki üremek için yapılan bir aktivite durumuna gelir. Bu sebeple fertil dönem dışında cinsel ilişki; kadınlar için anlamsızlaşmaktadır (Elliott tan aktaran Güleç; G.; Hassa; H.; Yalçın; EG.; Yenilmez; Ç.; 2011). Ayrıca tedavi sürecinde çiftlerin gebeliğin oluşup oluşmadığını sürekli takip ve kontrol etme durumları; özellikle erkekler için cinsel ilişkinin uyarıcılığını azaltmaktadır. Yine aynı sebepten dolayı; erkeğin üzerinde oluşan performans baskısı anksiyetenin ortaya çıkmasına sebep olup ereksiyon problemlerine yol açmaktadır. Erkekte gebeliğe karşı oluşan olumsuz duygular da inhibe ejakülasyona sebep olabilmektedir (Elliott tan aktaran Güleç; G.; Hassa; H.; Yalçın; EG.; Yenilmez; Ç.; 2011).
Bireylerin infertilite ile başa çıkma becerileri de cinsel doyum üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Yüzleşmeyi tercih eden erkeklerde daha yüksek evlilik yararı gözlenirken aktif-kaçıngan yolları tercih edenlerde daha düşük evlilik yararı gözlenmektedir (Schindel ve arkadaşlarından aktaran Eren Bodur; N.; Çoşar; B.; Erdem; M.; 2013).