Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Depresyon

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
DEPRESYON

Depresyon bedensel; zihinsel; duygusal ve davranışsal yaşantımızda aksaklıklara sebep olan ciddi ve oldukça yaygın bir duygudurum bozukluğudur. Genel popülasyonda oldukça yaygın görülen ve bu sebeple “halk sağlığı sorunu” olarak ta tanımlayabileceğimiz; tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Depresyon; büyük bir üzüntü; endişe; suçluluk ve değersiz hissetme; başkalarından uzaklaşma; uyku; iştah; cinsel istek kaybı ya da her zamanki faaliyetlere karşı ilgisizlikle belirginleşen duygudurumdur. (Davison G.C.; Neale J.M.; 2004; Abnormal Psychology;TPD) Depresyonda olan kişide bedensel aktivitelerde; düşünce sistemlerinde ve duygularda yavaşlama görülmektedir. Kişi için hareket etmesi ve üzerinde düşünmesi gereken herşey artık çok zor hale gelmiştir. Dikkat çok bozulmuştur ve kişinin günlük hayatta unutkanlık şikayetleri başlamıştır. Okuduklarını ve başkalarının söylediklerini anlamak ve değerlendirmek konusundaki yetenekleri zayıflamıştır. Depresyondaki kişi için hayat anlamını yitirmiş ve yaşamanın bir anlamı kalmamıştır. Yoğun ölüm ve intihar düşünceleri mevcuttur. Depresyonda hissedilen duygular yoğunlukla değersizlik; çaresizlik; ümitsizlik; yorgunluk; derin hüzün halidir. Depresyonda olan kişilerin düşünceleri analiz edildiğinde; kayıp ve başarısızlık temaları bulunmuştur (Beck & Ward; 1961). Depresyonda intihara bağlı ölümlerle sık sık karşılaşmak mümkündür.

Kültür ya da ülkeden bağımsız olarak depresif bozukluğun kadınlarda erkeklerin iki katı fazla görüldüğü hemen hemen evrensel olan bir gözlendir.Hormonal farklılıklar; çocuk doğurmanın etkileri; kadınlar ve erkekler için psikososyal yüklemelerin farklılığı ve öğrenilmiş çaresizlikle ilgili davranış modelleri be farklılığın nedenleri olarak varsayılmaktadır (Kaplan;H.I.; Sadock;B.J.; Clinical Psychiatry;2004) . Depresyonun yaygınlığı son 50 yıl içerisinde ciddi oranda artmıştır. Bunun sebepleri arasıda değişen ve zorlaşan yaşam koşulları; büyüyen ve kalabalıklaşan nüfus arasında rekabetin artması; teknolojinin gelişmesi ve aile yapılarının farklılıklara uğraması gibi durumlar sayılabilir.

Beyin kimyasındaki değişimler de depresyonun oluşmasında etkili faktörlerdir. Norepinefrin ve serotonin düzeylerindeki değişimler dikkate alınmaktadır. Düşük düzeyde norepinefrin ve serotonin depresyona; yüksek düzeyde norepinefrin ise maniye yol açmaktadır. Depresyonda kullanılan ilaç tedavileri bu kimyasalların dengelenmesine yönelik tedavilerdir.

Depresyonun farklı alt tipleri mevcuttur. Bunları “Majör Depresyon; Bipolar Depresyon; Postnatal Depresyon; Reactive Depresyon; Distimi ve Mevsimsel Depresyon” olarak sıralayabiliriz.

Depresyon tedavi edilebilir hastalıktır. Tedavisinde medikal tedavinin ve psikoterapinin birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Depresyon özellikle işlevsiz düşünceler ve yineleyen travmatik hatıralara yönelik düşüncelere bağlı gelişen bir durum olduğundan; tedavi içerisinde psikoterapiye yer vermek çok önemlidir. Kişi hayatında kendisini rahatsız eden düşünce ve durumlarla baş edebilmeyi öğrenmediği ve bunu uygulamadığı sürece yineleyen depresif nöbetlerden kurtulamayacakır.

Hepimizin hayatında zor dönemler olmaktadır. Bunlara bağlı yaşadığımız hüzünlü ya da umutsuz dönemlerin her biri depresyon değildir. Hüzün; umutsuzluk; kaygı; karamsarlık birer duygudur ve bunları hepimiz yaşarız. Fakat bu tip duygular uzun süreli ve aralıksız olarak devam ediyor ve bu duygulara yineleyen olumsuz düşünceler eşlik ediyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alınması gerekmektedir.