KLASİK KOŞULLANMA
Öğrenmenin Psikolojik araştırılması; yeni bir işin ya da okulda bir dersin öğrenilmesinden çok daha fazla fazlasını kapsar; ayrıca temel sorunlar olan duygu gelişimi; güdülenme; sosyal davranış ve kişilik ile ilgili yönleri vardır.
Organizma nasıl öğrenir? Bu sorunun basit bir cevabı yoktur. Ama bunun cevabına ulaşmak için bağsal öğrenmeyi ele alarak başlayabiliriz. En temel öğrenme şekli; iki olay arasında yeni bağ kurmaktır. İki tür bağsal öğrenme vardır: klasik koşullanma ve edimsel koşullanmada; organizma iki uyarının birlikte meydana geldiğini öğrenir.
Davranışçı Yaklaşım: Klasik Şartlanma; Operet; Deneme Yanılma; Çağrışım; sosyal.
Şartlı tepki öğrenme biçim; uzun yıllardır bilinmekte ve hayvanların eğitiminde kullanılmakta idi. Ancak ilk defa Pavlov bu öğrenme türünü deneysel olarak göstermiştir.
Pavlov’un bir asistanın bulmuş olduğu bir salya fistülü üzerine Pavlov Psişik salya ifrazı denilen olaya vermiştir kendini.
Pavlov sonraları bir deneyinde köpeği ses geçirmez odanın içine yerleştirmiş; köpeğe zil sesi duyurulmuş köpekte herhangi fizyolojik tepki olmamıştır. Daha sonraları zil sesinden hemen sonra et tozu verilmiştir. Bu deney birkaç kez tekrarlanarak köpeğin salgıladığı salya miktarı ölçülmüştür.
Deneyin ilk aşamasında şartlanma olmadı için köpek zil sesine; salya ile karşılık vermemektedir. Deneyin ikinci aşamasında; yani şartlanma esnasında köpeğe şartsız uyarıcı olan et tozu şartlı uyarıcı olan zil sesiyle birlikte verilmektedir. Salya şartsız tepki olarak ortaya çıkmaktadır. Deneyin son aşamasında ise; zil şartlı uyarıcı olarak tek başına verilmiş köpek zil sesinden sonra salyayı şartlı tepki olarak salgılamıştır.
Deneyin aşamaları:
Ş’sız U = et tozu
Ş’sız T = et tozuna salgılanan salya
Ş’lı U = zil sesi
Ş’lı T = zil sesinde sonra salya
Zaman aralıklarına göre 3’tür koşullanma vardır.
1) Aynı anda koşullama; et verildiğinde ses verilir ve köpek salya salgılayıncaya kadar ses verir.
2) Gecikmeli koşullama; et verilmeden birkaç saniye daha önce ses verilir ve genel davranım oluşuncaya kadar devam edilir.
3) İze koşullama; önce ses verilir ve et verilmeden önce kapatılır. Yani böylece zil sesinin koşullanması için yalnızca bellekte bir iz vardır.
Ayrıca koşullu davranım iki türlü gerçekleştir. Koşullu davranım hemen koşullamadan sonrada gerçekleşebilir; koşullamadan çok sonrada oluşabilir. Örneğin Pavlov’un deneyinde köpeğin koşullamadan hemen sonra davranım göstermesine rağmen bilim adamları tattan kaçınma deneylerimde hayvan tadı hayvan için yeni olan bir solüsyon ile birlikte gecikmeli etkisi olan ve hastalık oluşturan bir ilaç verilir. Bu ilaç saatler sonra çok şiddetli bir bağırsak hastalığı meydana getirin. Bu eşlemenin Sonuç Olarak hayvan solüsyonun tadını itici bulmaya başlar ve kaçınmak için her şeyi yapar.
Kavramsal yorumlar:
Davranışçılara göre klasik koşullanma mekanik bir olaydır. Koşullu uyarla ile doğal uyarıcıların zaman içinde birbirine yakın olurası koşullanmanın temelini oluşturur. Bu zamansal yakınlık iki uyarcı arasında otomatik olarak çağrışımsal bir ilişkinin kurulmasına neden olur. iki uyarıcı beraber tekrar edilirse ilişki pekişir.
Bilişçilere göre: klasik koşullanmanın temelinin algılama ve belleğe dayandığını savunur. Bu görüşe göre köpek sesten sonra etin geleceğini bilir. Çünkü denemeler sırasında sesten sonra etin geleceğini belleğine kaydetmiştir. Koşullu uyarlardan sonra doğal uyarcının geleceğiyle ilgili beklenti gelişmiştir.
Yapılan bir çok deney bilişçilerin haklı olduğunu göstermiştir.
Pescarlan’ın deneyi bunu kanıtlamıştır. 2 grup fare seçilmiştir. Grup A farelerin 16 denemeden dördünde ses tonuyla birlikte şok verilmiştir. Ayrıca B grubu farelere ses tonu verilmeden önce 4 şok daha verilmiştir.
Zaman içinde yakınlık koşullamanın temelini oluşturuyorsa A grubu ile B grubu fareleri arasında bir farkı olmaması gerekir. Çünkü her iki grupta aynı koşulmayan maruz kalmıştır. Bilişçilerin beklenti geliştirme görüşü geçerliyse A grubunun daha iyi öğrenmesi gerekir; çünkü A grubu farelerine her ses tonundan sonra şok verilmiştir. Diğer bir ifadeyle “sesi duydum; şimdi hemen şok gelecek” beklentisi oluşacaktır. B grubunda böyle bir beklenti olmayacaktır. Çünkü ses verilmeden önce 4 şok sonrada 4 şok verilmiştir. Deneyin sonuçları bilişçileri desteklemiştir. A grubunun hepsinde klasik koşullama görüldüğü halde B grubu farelerinde görülmemiştir.
SOSYAL ORTAMA UYGULANIŞI
Bir kadın yolda yürürken arkasından koşarak gelen biri kolundan çantasını koparak koşmaya başlıyor. Çevredekiler yardıma geliyorlar ama adamı yakalayamıyorlar. Hırsız kaçmayı başarıyor ve kadın çantasını alamıyor.
Bu olaydan sonra kadın sokağa çıkarken kol çantası değil sırt çantası kullanmaya başlıyor.
Koşullama Öncesi
Koşullu uyarıcı Devranım yok ya ilgisiz
Koşulsuz uyarıcı Koşulsuz davranım
Koşullama Esnasında
Koşullu uyarıcı
(Sokağa çıkma)
Psikoterapi Ortamına Uygulanması
Bir kadın kocasını sevmeyerek evlenmiştir. Daha sonra başka bir adama aşık olmuş ve kocasını aldatmaya başlamıştır. Bu durumu öğrenen kocası kadını boşamıştır. Bundan sonra kadın sevgilisini aradığında o da kadınla görüşmek istenmemiştir. Kadın bu olaylardan sonra gördüğü her erkekle yatmaya ve onları kendisine açık edip terk etmeye başlamıştır. Psikolog bu durumu ortadan kaldırmak için her seansta kadına aids; frengi vb… cinsel yolla bulaşa hastalıkların zararlarına anlatan Slayt ve dia gösterileri izletiyor. Bunları izleyen ve hastalıkların sonunun ölümle bittiğini gören kadının bu davranışında zamanla sönme meydana geliyor. Psikolog bu davranıştan orta kalan boşluğu da kadını bir gitar kursuna gitmesini sağlayarak dolduruyor.
Koşullama Öncesi
Koşullu uyarıcı Nötr durum
(Aşırı cinsel ilişki)
Koşulsuz uyarıcı Koşulsuz davranım
(bulaşıcı hastalıklarla (İğrenme)
ilgili konferanslar)
Koşullama Esnasında
Koşullu uyarıcı
(Aşırı cinsel ilişki)
Koşulsuz uyarıcı
(Bulaşıcı hastalıklarla
ilgili konferanslar)
Koşullama Sonrası
Koşullu uyarıcı koşulsuz davranım
(Aşırı cinsel ilişki) (İğrenme)
Sınıf Ortamına Uygulaması
Bir ilköğretim okulunda yazılı sınavlarda çok başarılı bir öğrenci sözlü sınavlarda çok başarısız olmaktadır. Öğretmeni bu durumun tahtaya çıkma korkusundan kaynaklandığını öğrenmiştir. Bunun için ilk önce çoğu yerinde oturtarak sözlü yapmıştır. Daha sonra öğrenciyi sınıfın en arkasına göndererek sözlü sınav yapmıştır. En sonunda çocuğu tahtaya çıkartıp orada sözlü yapmıştır. Çocuk böylece topluluk önünde konuşmanın zor olmadığını anlayıp sözlü sınavından iyi not almıştır. Öğretmeni gerçek notunun tahtada aldığı not olduğunu söyleyerek öğrenciyi tahtada konuşabilmeye koşullanmıştır.
Koşullama Öncesi
Koşullu uyarıcı Nötr durum
(Kendi sırasında (topluluk karşısında konuşabilme)
sözlü olması)
Koşullama Esnasında
Koşullu uyarıcı
(Kendi sırasında
Sözlü olması)
Koşulsuz uyarıcı
(sınıfın arkasında
sözlü olması)
Koşullama Sonrası
Koşulsuz uyarcı Koşullu davranım
(Kendi sırasında (rahat konuşabilme)
Sözlü olması)
EDİM: Çevresel uyarıcılardan bağımsız; organizmanın içten gelen hareketleridir.
Edimsel koşullanma; organizmayı ödüle götüren ya da cezadan kurtaran bir davranışın yapılmasını öğrenmektir. Organizma; yaptığı tepkinin başarıya götürmesi sonucunda o davranışın bir iş yaptığı şeklinde bağ kurarak öğrenmeyi gerçekleştirir.
TEORİKTEN ------- PRATİĞE
1) AİLE ORTAMINDA UYGULAMALAR:
A) Küçük Oğuz’da dışkısını elbisesine yapma davranış bozukluğu vardır. Bunu her zaman yapmakta ve elbiselerini kirletmektedir. Bu durum annesini tedirgin etmektedir. Bir defasında üzerinde elbise yokken dışkısını yapınca annesi üzerini kirletmediği için ona en çok sevdiği çikolatadan alır. oğuz yaptığı davranışın kendini ödüllendirdiğini görünce bu ödülü sık sık alabilmek için davranışı bırakma eğilimine girer ve davranış bozukluğu böylece değiştirilir. (OLUMLU PEKİŞTİRME )
2)SINIF ORTAMINDA UYGULAMALAR: Öğretmen 1.vizede sadece kitabı ezberlemeye yönelik soru soruyor. Diğer kaynaklardan hazırlanan İbrahim düşük not alıyor. 2.vizede ders kitabını biraz ezberleyip biraz da kopya çekerek yüksek not alıyor. Böylece aldığı yüksek not ödül olarak geliyor. Günümüz eğitim sisteminin önemli sorunlarından biri olan KOPYACI ve EZBERCİ anlayış ödüllenmiş oluyor ve İbrahim bu davranışı sık sık yapmaya başlıyor.
3) SOSYAL ÇEVRE İLE İLGİLİ UYLAMALAR:Bir erkek öğrenci üniversiteye gelmesine rağmen kızlarla diyalog kuramamaktadır. Kızları erişilmesi zor varlıklar olarak görmektedir. Bir gün kantine iner ve boş masalardan birine oturur. Tesadüfe bak ki sınıf arkadaşı olan bir kız aynı masadan çay almak için kalkmıştır ve gelip aynı masaya oturur. Aralarında kısa da olsa bir konuşma geçer. Kızın samimi ve sempatik tavrından etkilenen öğrenci artık kızlarla çok rahat diyalog kurar olmuştur.
4) PSİKOTERAPİDE UYGULAMALAR: A) Veli yükseklik korkusu olan birisidir. Üniversiteye gelince ev tutar. Tuttuğu ev 6.kattadır. Balkona çıkınca arkadaşları tarafından ödüllendirilir. Sonra gittikleri palandöken kayak merkezinde teleferiğe binince Velinin davranışı yine pekiştirilir. Daha sora sınıfla pikniğe gidilir ve karşı tarafa geçmek için herkesin balona binmesi gerektiği söylenir. Veli de binince bu davranışı bir daha pekiştirilir. En sonunda uçağa binmeye başlar. Artık yükseklik korkusunu yenmiştir.
(BİÇİMLENDİRME YÖNTEMİ)
YORUM:Operant şartlanma her ortamda her organizmaya uygulanamaz. Buna delil olarak ‘’ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK’’ verilebilir. Öğrenilmiş çaresizlik içinde olan bir birey harekete geçmeyecek; davranışta bulunmadığı için de uyarıcı alamayacak; pekiştirme olmayacak dolayısıyla edimsel koşullanma yoluyla öğrenme olmayacaktır. ÖRNEK: Lise ders notları düşük olan bir öğrenci üniversiteyi kazanamayacağına koşullanmıştır (ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK). Şartlanmış olmasından dolayı derslere çalışmamış; dershaneye gitmemiş ve YGS için uyarıcı alamamış dolayısıyla pekiştirme olmamış; operant şartlanma yoluyla öğrenme olmamıştır.