Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Düşünce-Duygu İlişkisi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
DÜŞÜNCE-DUYGU İLİŞKİSİ

Yaşadığımız olayların temeli; düşüncelerimize dayanmaktadır. Çünkü düşüncelerimiz hayatımızdaki süreçlerin başlangıç dişlisini çeviren önemli basamaklardan bir tanesidir. İyi ya da kötü düşünmek; iyi veya kötü hissedebilme durumunu da belirlemektedir. ‘Bilişsel Terapi’ kuramlarının temelinde yer aldığı üzere; hislerimiz düşüncelerimize bağlı olarak oluşmaktadır. Zihnimizin giriş kapısını duygular olarak düşünürsek bizi kapıya götüren basamaklar ise düşüncelerimizdir.Çoğumuz ‘ düşüncelerimi kontrol etmem imkansız düşüncelerim beni esir alıyor vb...’ şeklinde düşünse dahi düşünceler yönetilebilmektedir. Düşünceleri yönetebilme becerisinin çok kolay olduğu söylenemez; ancak düşüncelerin kontrol edilebilmesi mümkündür.

Düşünce içeriği olumlu olduğunda zaten kişi kendini iyi hissedecektir. Fakat problem hepimiz için olumsuz içerikteki düşünce süreçlerinde başlamaktadır. Olumsuz düşünceyi bir kar tanesi olarak değerlendirirsek; kar tanesi zihnimizde tekrarlayıp bir çığ haline dönüşmeden önce müdahale edebilirsek olumsuz düşünce sürecinden daha az etkilenebiliriz. Her düşünce içeriğini aklımızdan geçirmemiz; beynimizde o konuya; duruma ilişkin beynimizdeki alanda bir gerçeklik yaratmaktadır. Bu oluşum; beynimizde düşünce süreçleri sonucunda gelişen gerçeklik her tekrardan sonra; kendini ve beyinde oluşan düşünce bağlarını kuvvetlendirmektedir. Bu değerlendirme ne kadar çok tekrarlanırsa zihnimiz bu düşünceye bir o kadar inanmaktadır. ‘Ben değersizim; yeterince iyi değilim; çirkinim; sevilmeyen biriyim; mutsuz bir hayatım var; isteklerim asla yerine gelmez; hayat zordur; kötülükler hep beni bulur; kilo vermek zordur; her şey iyi olsa dahi mutlaka bir kötü durum olur; kötüsünü düşüneyim de iyisi gerçeklesin vb..’ farklı olumsuz düşünce içerikleri küçük bir düşünce tanesiyken defalarca tekrarlayarak inandığımız bir yaşantı kalıbı haline gelmektedir. Bu durum da düşünce süreçlerimizi ve ruh sağlığımızı derinden etkilemektedir.

Tekrarlayan düşünce içeriğimiz; duygu oluşumumuzu etkilemektedir; bunun sonucu olarak da davranışlarımız oluşmaktadır. Düşünce tekrarı; inançlara ve duygulara ilişkin gelişime sebep olduğundan bu basamak değişmeden davranışlarımızın değişmesi maalesef mümkün olmayacaktır. Değersiz; sevilmeyen; yetersiz; başarısız olduğumuzu düşündük; duygu boyutunda kaygılı veya mutsuzluk içeriğinde duygu hissini deneyimledik davranış sürecimiz de bu düşünce içeriğine bağlı olarak çözüme yönelik değil problem odaklı gelişmektedir. Hayat zordur; hayat mücadeledir inancı bulunan biri defalarca mücadele ve zorluk inancına ilişkin durum yaşayacaktır; ta ki bir vakit bu inancını fark edip vazgeçmeye karar verene kadar. İnsanlar güvenilmezdir düşüncesi bulunan ve bu düşünceye yoğun bir şekilde inanan biri de; bu genellemesinin doğru ve yanlış olduğu zamanlar bulunduğunu güven olgusunun görecelilik içeriğini barındırdığını anladığı vakit; güvenilmez insanlara bağlı yaşadığı yaşam deneyimlerinin ve düşünce süreçlerine bağlı zorlanmanın azaldığını gözlemleyecektir.

Tüm bu sonuçlar itibariyle iyi hissetme yolculuğunca tek bir olumsuz düşünce dahi masum değildir. Ancak; düşüncelerimizi kontrol edebilmek ve onlara inanmak sadece ama sadece bizim kontrolümüzdedir ve düşüncelerin kontrolü mümkündür. Mutsuz hissetmemize neden olan düşüncelerimizden vazgeçmek ve kontrolümüzde olan olumlu düşünceleri sürdürebilmek; yaşam yolculuğunda bizi sağlıklı mutlu huzurlu hissettiğimiz anlara taşıyabilecektir.


Dilara Pepedil

Uzman Psikolog-Aile Danışmanı