Aşk; sevgi ve romantizm mutluluk; süreklilik ve uzun dönem bağ kurma ihtiyacını karşılayabilmektedir. Her birey bir ilişki içerisindedir ve başarılı bir romantik ilişki sürdürmeyi kişilerin yaşamlarında verdikleri bir mücadele olarak kabul edebiliriz. İlişki öncesinde ise istenen bir partneri bulma ya da her zorluğa göğüs gerebilecek ve birlikte engelleri aşabileceğimiz kişiyi bulma da kişilerin verdiği önemli bir savaştır. Bazen istenen partner bulunsa da işler ters gidebilmekte ve mutsuzluk belirebilmektedir.Romantik aşk; zor ve karmaşık bir kavramdır. Bağlanma; bakım verme; etkilenme; cinsel uyum faktörlerini içerse de tanımlanması zordur ve yakın ilişkilerin en temel ihtiyacıdır.
Kişilerin inançları ve ideal standartları vardır ve bir ilişki kurarken farkında olarak ya da olmayarak bu fikirler seçimlerimizde rol oynamaktadır. Kişilerin devam eden ilişkilerinde süreci iyi ya da kötü algılamaları da ilişkinin kalitesini etkilemektedir. Aynı ilişkiyi; bir kişi iyi olarak atfederken diğer partner kendi içsel yansımalarıyla kötü olarak adlandırdığında problemler çıkabilmektedir. Kişi; ilişki öncesindeki ideal ilişkiye dair inançlarını şu an yaşadığı ilişkide doğruluyorsa mutlu olacağına inanmaktadır. Beklentiler mutluluğu belirler. Kişinin kendisi; kendisi dışındaki kişiler; çevre; diğer bireylerle ilişkiler ve ilişkinin kendisi pozitif ya da negatif ilişkinin belirleyicileridir.
Birçok kişiden bütün ilişkilerinde ilişki seçimlerinde aynı hataya düştüğünü ya da hep aynı tarz kişilikte partnerleri seçtiğini duymaktayız. Bu durum gösteriyor ki; bireyin iç dünyası; geçmiş ilişkileri; aile dinamikleri; yaşadığı ilişkiyi; ilişki doyumunu ve aşkı yaşama stilini etkilemektedir. Yapılan araştırmalar kişilerin partnerlerini;
• Yakınlık; güven; sadık olma potansiyeli; sıcaklık ve sıcakkanlılık;
• Etkileyici bulma; görece yakışıklı ya da güzel olma; enerjik olma ve sağlıklılık
• Sosyal statü ve kaynaklar boyutunda seçtiklerini ve akıllarındaki ideal partner imajının bu özellikleri barındırdığını göstermektedir.
İdeal partneri bulalım ya da bulmayalım; bulduğumuza inanalım ya da inanmayalım yaşadığımız ilişkide mutlu olmak adına çabalamak sağlıklı bir durumdur. Günümüzde boşanmalar artmaktadır; elbette ki sağlıklı alındığı takdirde boşanmak olağan bir durumdur fakat boşanma kararını bireyler istemeden; konuşulmadan bazen de sadece bir tepki olarak; sevildiğini görmek; ders vermek adına yapılabilmektedir. Böyle durumlarda kararımızın ne kadar doğru olduğunu sorgulamak olumlu bir davranıştır. Karşılaşılan ilk zorlukta pes etmek yerine; huzurlu olma ve mutlu kalmanın sağlanması; başarabileceğimiz ve başardığımızda güçlenebileceğimiz bir mücadeledir.
Peki; ilişkilerimizde nelere dikkat etmeliyiz?
• Genellemelerde kaçınmak
• Güven sağlanması
• Sevgi; saygı; sadakat üçlüsü
• Şiddet ve düşmanca tavırların yokluğu
• Kişilerin kendi iç huzurları
• Farkındalıkların artması
• Çözüm odaklı yaklaşım
• Yakınlık; sıcaklık ve bağ kurulması gibi durumların göz önünde bulundurulması sağlıklı ve daha yapıcı ilişki kurabilmek adına fazlasıyla yardımcı olabilmektedir.
Bütün denemelerimize rağmen; bazen ilişkilerimizde yaşadığımız olumsuzluklar; bireysel olarak kişileri depresyon ya da kaygı gibi ruhsal durumlara itebilmekte ya da çiftler arası anlaşmazlıkların çoğalmasına sebep olabilmektedir. Böyle durumlarda ilişkinin derinlikli değerlendirmesi adına; partnerlerin kabulu halinde ( çiftlerin ikisinin de isteği önemlidir) çift terapisi alabilir ya da bireysel olarak destek alma amaçlı psikoterapilerden fayda görebilirsiniz.