Kaygı; tehlikelere karşı zihinsel ve bedensel hazırlık yapmamıza yardımcı olan; doğal bir duygudur. Sınav kaygısı ise; başarısız olma ve sonrasında olabilecek durumlarla ilgili düşüncelerimizin bir ürünüdür. Şiddet düzeyine göre işlevselliği değişen kaygının kişi tarafından ne kadar kontrol edilebildiği de önemlidir. Örneğin sınav girecek bir öğrenciye baktığımızda motive edecek düzeyde kaygı; öğrencinin riskleri düşünüp kendini hazırlamasına yardımcı olur; diğer yandan sınav kaygısı çok yüksek olan öğrenci için ders çalışmak ve performansını ortaya koymak güçleşir.
Sağlıksız düzeyde kaygı yaşadığımızı şunlardan anlayabiliriz:
Sınav esnasında
– Çarpıntı; terleme; sıcak basması gibi bedensel tepkiler
– Soruları anlamada güçlük çekmek ve bildiği halde yapamamak
– Düşünceleri toparlayamama; odaklanmada güçlük
- Sınav sırasında stresin giderek artması
Sınavdan sonra
– Normalde çözebileceğinden daha az soru çözmek
– Sınav sırasında hatırlayamadıklarını sınavdan sonra hatırlamak
- Kendine kızmak ve suçluluk hissetmek gibi olumsuz etkileri görülmektedir.
Sınav Kaygısının Nedenleri
– Mantıklı (gerçekçi) olmayan olumsuz düşünceler kendini olduğundan başarısız görme yada mükemmeliyetçi tutum gibi gerçek hedeften uzak düşünce içeriği sınav kaygısını arttırabilir.
– Aile ve sosyal çevrenin yüksek beklentisi sorumluluk duygusunu artıracağından sınava girecek kişide baskı hissetmesine sebep olabilir ve sınav kaygısı artabilir.
– Bedensel ihtiyaçların yeterince karşılanmaması (yorgunluk; uykusuzluk; sağlıksız beslenme gibi) kaygıyı arttırabilir.
– Sınava girecek kişinin ders çalışma alışkanlığında problem olması; örneğin programsız olma; zamanı verimli kullanamama; soru çözme stratejileri konusunda bilgisiz olmak gibi; kaygısının artmasında önemli etkendir.
Nasıl Destek Olunur?
Anne babalar genelde iyi niyetle bildikleri yöntemlerle yardım etmeye çalışırlar. Fakat bazı durumlarda bilinçli yada bilinçsiz yöntemler; iletişim bozukluklarına ve gerginliğe sebep olabilir.
Örneğin; hadi ders çalış artık; bak Ayşe’nin kızına nereyi kazanmış; sen böyle gidersen hiç bir şey olamazsın; şeklinde cümleler kurmak iletişim engelleri içerdiğinden ilerleme sağlamanıza değil daha çok sınava girecek kişi ile aranızda engel koymuş olursunuz; çocuğunuz hatta yetişkin bir arkadaşınız dahi olsa..
Peki neler yapmak gerekir?
– Her fırsatta takdir etmek ve olumlu yönleri vurgulamak
– Kaygı bulaşıcı bir duygu olduğundan çevresindeki insanların kaygılı olması kişiyi daha da kaygılandırabilir; fakat bu sınava girecek kişinin aleyhine olacaktır. Etrafındakiler rahat olmalı.
– Yoğun kaygıda kişi geleceği düşünür ve şimdiyi kaçırır. Şimdiyi; tam olarak o anı yaşayın.
– Zorunluluk ifadeleri baskı hissettireceğinden kaygıyı doğrudan etkiler.
– Kazanamazsın gibi negatif motivasyondan uzak durulmadır.
– Tekrar tekrar ders çalış demek yerine; neden ders çalışmadığını ve ne olsa ders çalışırdı bunları bulmaya odaklanın.
– Kıyaslama yapmak motive etmek yerne tam tersi zarar vereceğinden diğer insanlarla kıyaslamaktan uzak durun.
– Unutmayın; mükemmeli bekliyor olabilirsiniz ama bu iyiye sevinip mutlu olmanıza engel değildir.
– “boş ver endişelenme” ya da “böyle hissetmemelisin” şeklindeki duygudan yoksun yargı cümleleri yerine empatik bir dil kullanmak gerek “evet seni anlıyorum; zor bir süreç” gibi..
– Sınava girecek kişinin başarısı o kişinin değerini göstermez; dolayısıyla koşulsuz sevgi sunmak ve “seni seviyoruz ve hep seveceğiz” mesajı verebilmek gerekli.
Sınav sadece okulda karşımıza çıkan bir ölçme değildir; aslında hayatın her anında ve alanında karşımıza çeşitli sınavlar çıkmaktadır. Kendimizi sınava girecek kişinin yerine koyarak ne hissettiğini anlamalı ve üzerinde hissettiği baskıyı azaltmalı..