Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kedilerde Şeker Hastalığı Diyabet

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
Diabetes Mellitus; kedilerde yaygın olarak teşhis edilen endokrin bir hastalıktır ve bir süre sonra tüm organlar etkilenir.Ortalama her 400 kediden birinde görülür.Pankreasın BETA hücrelerinden yetersiz insülin üretimi veya hücrelerin insüline yetersiz yanıtı ile oluşur.

İnsülin olmadan vücut;glikozu kullanamaz ve bunun sonucunda kan şekeri yükselir.
Diyabetik kedilerde glikoz fazlası böbreklerle atılır ; idrardaki miktarı artar;glukozun osmotik etkisi ile idrar artışına neden olur.İdrar artışını sağlamak ve atılan sıvı ihtiyacını karşılamak için kedi olağandışı miktarda su içerek bunu kompanze etmeye ihtiyaç duyar.

Pankreatit;hipertroidizm gibi hastalıklar ;bazı kortikosteroidler ve megastrol asetat gibi bazı ilaçlar kedilerde potansiyel diyabet sebebidir veya diyabete benzer belirtiler oluştururlar.

Obezite; bütün kedilerde predispoze faktördür ve Burmese kedileri genetik yatkınlık gösterirler. Erkek kediler;dişi kedilere göre 2 kat fazla riske sahiptirler.10 yaş üstü kısırlaşmış erkek kediler ve7 kg. ın üzerinde olan kediler en fazla risk altındadırlar.
İdrarda glikoz testi pozitif çıktığında diyabetten şüphelenilir.Bazı kedilerin stres anında idrar ve kanda glikoz seviyeleri yüksek çıkabilir. Bunun için testi tekrarlayarak sonucu doğrulamaya ihtiyaç duyulur. Böbrek tubuler bozukluklarında da kan ve idrar glikoz seviyeleri yüksektir. Diyabetik kedilerde glikozun yeterince parçalanamaması nedeniyle enerji ihtiyacı için hızlı ve aşırı yağ asidi parçalanmasıyla kanda keton görülür.Yüksek seviyelerde ketoasidozise neden olur. Bu;nefeste aseton kokusu ile karakterizedir ve sonunda diyabetik koma oluşur.

Diyabetin erken aşamalarında kediler fazla yemek yiyerek kan şekerinin yeterince metabolize edilememesini kompanze etmeye çalışır.Daha sonra yetersiz beslenme etkileriyle iştah kaybı görülür.Dolayısıyla erken diyabet belirtileri poliuri; polidipsi;aşırı iştah ve açıklanamayan kilo kaybıdır.Önemli labaratuar bulguları;glikozuri ve muhtemelen ketonuri bulunması ve hiperglisemi dir. Kan ve idrar analizleriyle klinik bulgulara dayalı diabetes mellitus ön tanısı doğrulanır.Glikozuri; hiperglisemi ile birlikte ve >300 mg/dl ise diabetes mellitus ‘u gösterir.

İdrarda glikoz birikiminin değerlendirilmesi ; kedilerde diyabetin kesin tanısının konulmasında yararlı bir tanı aracıdır Diyabet olmayan kedilerde kan alımı sırasında olduğu gibi stres sebebiyle hiperglisemi oluşmasına rağmen; idrarda glikoz negatiftir; bulunmaz.

Stresin neden olduğu hiperglisemi; kan glikoz seviyesinin 300mg/dl -400mg/dl olmasına sebep olabilir.Kalıcı hiperglisemi ve glikozuri diabetin teşhis edilmesi için kesin olarak belirlenmelidir.Bu aşamada ‘fruktozamin’konsantrasyonunu ölçmek yararlıdır çünkü strese bağlı hiperglisemi durumunda normaldir; diyabetes mellitus’a bağlı hiperglisemi durumunda fruktozamin de yüksektir.

Daha ileri aşamalarda ; iştahsızlık; kusma; halsizlik; nefeste aseton kokusu; dehidratasyon; nefes darlığı;uyuşukluk ve son olarak koma gözlenir.
Köpeklerin aksine diyabetik kedilerde nadiren katarakt gelişir. Glikoz regülasyonu düşük ise arkada kas zayıflığı nedeniyle alışılmadık bir duruş ile parmaklar yerine dizle yürüme gözlenir.

Kedilerde 3 tip diyabet görülür.Tip 1 diyabetik kediler insüline bağımlıdır ve günlük insülin enjeksiyonlarına ihtiyaç duyarlar.Çünkü pankreastaki BETA hücreleri yeterince insülin salgılamaz.Tip 2 diyabetik kedilerde pankreas yeterli insülin salgılar fakat vücutları gerektiği gibi kullanamaz. Bu;kedide en yaygın görülen diyabet tipidir.Bu kedilerin dahi bazıları insüline ihtiyaç duyar ama diğerlerinde oral ilaçlar kullanarak kan şekeri kontrol altına alınır ve diyet değiştirilip düzenlenir.Tüm diyabetik kedilerin %70 i az da olsa insüline ihtiyaç duyar.

3. tip diyabet ‘geçici diyabet’ olarak bilinir.Bunlar;Tip 2 diyabetli kedilerdir; diyabetik gibi görünür ve başlangıçta insülin enjeksiyonlarına ihtiyaç duyarlar.Ama zamanla özellikle düşük karbonhidrat ve yüksek protein diyeti değişimi ile sistemleri yeniden düzenlenir ve insülin enjeksiyonuna gerek kalmaz.

Genel olarak diyabetik kediler için prognoz erken tanı ve uygun tedavi ile çok iyidir. Bu kediler için sahiplerinin sorumluluğu;sahibi ile olan iletişim;aynı anda var olan hastalıkları ( pankreatit;akromegali;vb. )ve kronik komplikasyonların önlenmesi prognozda etkili ek faktörlerdir.

Diyabetik kedilerde en yaygın kronik komplikasyon; arka bacaklarda güçsüzlükle kendini gösteren periferal nöropati gelişmesidir. Hiperglisemiyi kontrol etmeye çalışmak; nöropatinin klinik bulgularını potansiyel olarak ters çevirebilir.Fakat bu birkaç ay sürebilir. Ayrıca tekrarlayan enfeksiyonlar diyabetik kedileri etkiler.

Siz ve hasta sahibi arasındaki açık iletişim çok önemli bir faktördür. Hasta sahibini yüreklendirmek;onların motivasyonunu sağlamak; tedaviye uyum sağlamalarına yardımcı olur. Hasta sahibinin hastalığı tam olarak anlaması;üstesinden gelmesine ve diyabetin kontrol edilip stabil kalmasına ;motivasyonunun yüksek olmasına ve dolayısıyla kedilerini idare edebilmelerine yardımcı olur.Hasta sahiplerinin eğitilip öğretilmesi ve teşvik edilmesinde klinik personeli de önemli bir role sahiptir.

Tedavinin amaçları; diyabetin klinik belirtilerini; hipoglisemi riskini ve uzun süreli komplikasyonlar gelişmesini en aza indirmektir.Bu 3 hedefi başarmak için;hasta sahiplerinin diabet tedavi sürecinin tüm yönlerini anlamaları gerekir. Diyabet tedavisini hasta sahibine tüm yönleriyle dikkatle izah etmek için zaman ayırmak faydalıdır.Diyabet tedavisi stabil hale gelinceye kadarki uygulamalar hayal kırıklığı yaşatabilir.
Kedilerde diyabet tedavisi insülin ve beslenme düzenlenmesi ile olur. Hiç çiftleşmemiş dişi kediler; kızgınlık siklusu sırasındaki hormonal değişimler nedeniyle kısırlaştırılmalıdır.Özellikle yüksek progesteron seviyesi insülinin etkisine antagonist etki yapar.Oral hipoglisemik ajanların Tip 2 diabette kullanımı sınırlıdır. Oral ilaç alan kediler bir süre sonra insülin ienjeksiyonuna ihtiyaç duyabilirler.Oral kullanılan ajanlarglipsid; akarbose; troglizaton;vanadium ve chromium olabilir.Glipzid içeren ilaçlar;vücutta insülin üretimini kolaylaştırır ama kusma yan etkilerinden dolayı tercih edilmeyebilir.Akarbose ;glikozun barsaktan kan dolaşımına giden glikoz miktarını azaltır ;troglizatone;vanadium ve chromium ise kedi vücudunun kendi insülinine daha duyarlı hale gelmesini sağlar. Herbirinin öncelikli tercih edileceği hasta tipi farklıdır.Tedavide diyabetin oluşma sebebi;beklenen etki ve istenmeyen yan etki değerlendirilmesi ile bu seçim yapılır.
İnsülin ; diabetes mellitus tedavisinin temel taşlarından biridir; bu nedenle insülinin etki süresini ve tedavinin nasıl değerlendirildiğini anlamak önemlidir. İnsülin miktarı diyetle değiştiğinden diyabetik kedilerin kalori alımını günden güne sabit tutmak önemlidir.Kedi insüline küçük miktarlarda ihtiyaç duyar. Bu yüzden doğru dozaj için dilue etmek gereklidir.

Kedilerde Obesite ;insüline dokuların yanıt vermesini fazlasıyla azaltır ve diyabet kontrolünü zorlaştırır.Dolayısıyla kilosu fazla olan kediler öncelikle normal kilolarına erişinceye kadar diyet yapılmalıdır.Kilo ve aktivitesine göre kalori alımı önemlidir.

Tedavi nasıl değerlendirilmeli?

Birçok araç ;tedavi değerlendirmede kullanılabilir:

Glikoz eğrileri belirlenmesi
Zaman zaman kan örnekleri alınması
Glikozurinin değerlendirilmesi ve izlenmesi
Klinik belirtilerin kontrol edilmesi
Kanda Glikozile hemoglobin (glikoz bağlanmış hemoglobin-GHb) ve fruktozamin konsantrasyonları

Kan glikozunun izlenmesi diabetik kedilerdeki düzenlemeleri değerlendirmek için iyi bir yoldur. Bu yol hızlı ve doğrudur ayrıca yalnızca bir damla kan gerektirir.Ne var ki bazı koşullarda insülin tedavisini değerlendirmede güvenilir sonuçlar vermeyebilir.Çünkü kan glikoz konsantrasyonu birçok faktörden etkilenebilir.

Ekonomik;lojistik nedenler gibi çeşitli etkenler ve klinik durumları da veteriner hekimin tanı yöntemlerinde sınırı zorlayabilir. Diabetik hayvanlarda tam bir glikoz eğrisi yapılması;klinik bulgularla beraber kan örneklerinin zamanında alınması mümkün değilse; genel gözlemlerin ve glikozurinin değerlendirilmesi sağlanabilir.Veteriner hekimler; laboratuarda glukozile hemoglobin(GHb) ve fruktozamin değerlendirmelerine güvenebilirler.

Tedaviyi etkileyen insülin olmayan faktörler
Gıda alımı; evcil hayvan ve sahibiyle işbirliği ; prednizolon; progestajenler; megestrol asetat vb herhangi bir ilaç kullanımı; acromegali; hiperadrenocorticism gibi eş zamanlı seyreden başka bir hastalık ya da stres kan glikozu düzeyini etkileyebilir.Bu gibi durumlarda kan glikoz ölçümü diğer değerlendirme yöntemleriyle birlikte yorumlanmalıdır.

Kedide diabetes mellitusun kontrolü ve izlenmesi
Diabetes mellitus teşhisi konulduktan sonra insülin tedavisine başlanılmış olan hasta daha sonraki aylarda izlenmeye ve kontrol edilmeye devam edilmelidir. İnsülin tedavisinin temel amacı hipoglisemiye sebep olmadan diabetin klinik bulgularını ortadan kaldırmak ve hastanın genel sağlık durumunu iyi korumaktır.Klinikte bir glikoz eğrisi kullanmak; hastanın glikoz konsantrasyonlarını izlemek açısından yardımcı olur.Hastayı izlemede yardımcı olmak için; hasta sahibine rutin idrar kontrollerini sorup herhangi bir anormallik varsa not alması istenir.Buna ilaveten hasta sahibi ; beslenme ve insülin enjeksiyonları konusunda tutarlı olmasına teşvik edilir.

DİYABETİK KEDİLERDE BESLENME

Kediler ;doğal olarak et yiyen hayvanlardır ;bu avcılıktan gelen bir özellik olarak kedilerde önemlidir ve insanlar kadar iyi karbonhidrat sindiremezler.Bu; diyabetik olan kediler için özellikle doğrudur.İdeal beslenme ‘yüksek protein ve düşük karbonhidratlı beslenme ’ şeklidir.Çoğu konserve mamalar zaten böyledir.Fakat çoğu kuru mama çeşitleri nişastadan yapılmıştır.Böylece daha yüksek karbonhidrat içerir. Bu yüzden kuru mama olarak diyabetik kedilerde özel formüle edilmiş kedi maması tavsiye edilebilir. Kedilerde beslenmeye dikkat ederken aynı zamanda onun kilolarına da dikkat etmek gerekir.Genelde diyabet eğilimli kediler fazla kilolu olmalarına rağmen;özellikle teşhis edilmemiş ve uzun süredir bu hastalığa sahip kediler düşük kilolu olabilir. Diyabet teşhisi konulmuş kedilerin bazıları kilo vermesi; bazıları kilo alması ve bazılarının da aynı kiloda kalması gerekebilir.Her kedi farklı bir bünyeye sahiptir. Eğer normal kilonun üzerinde ise yavaş yavaş kilo vermesi gerekir.Özel bir diyabetik beslenme rejimi hem kedinin kilo vermesini hem de diyabetin kontrol altında tutulmasını kolaylaştırır. Kilo kaybı vücudun insülini daha iyi kullanmasına yardım eder ve kan şekerini düşürür.Her kedi farklıdır ;dolayısıyla bütün kedilere aynı tip beslenme uygun olmayabilir.Beslenmenin nasıl olacağı onun sağlık durumu;kilosu;diyabetin seviyesi ve onun sevdiği beslenme şekline bağlıdır.Bu konuda hasta sahibi ile beraber bir beslenme rejimi belirlenmelidir. Kedi normalde tabaktan canı ne zaman isterse yemeğe alışık olabilir.Fakat bu diyabet teşhisi konulduktan sonra mutlaka değişecektir

.Yemek öğünü; insülin dozu ve verileceği zamanla koordine edilmelidir.Düzenli insülin enjeksiyonu gerektiren durumda ise yemek verildikten hemen sonra insülin enjeksiyonu yapılmalıdır.Çünkü kalori ; insülinin en fazla olduğu anda absorbe edilerek kan şekerinde düşüş olmaması sağlanır.Uygun görülen beslenme mutlaka kedinin yiyeceği tarzda bir beslenme olarak belirlenmelidir.Çünkü eğer belirlenen gıdayı kedi yemiyor ise aç karnına ona insülin enjeksiyonu yapılması onun sağlığı için tehlikeli olabilir.