Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

İntihar: Peki Ama Neden?

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
Bugün www.haber2e.com haber sitesinde yayınlanan makalemi konunun güncelliği ve önemi nedeniyle sizlerle de paylaşmak istedim. İntihar her zaman ciddiye alınması gereken önemli bir meseledir. Bu konuyla ilgili soru ve sorunlarınızı özel mesaj atarak bana iletebilirsiniz.

Bundan bir hafta önce sosyal medyayı ardından haber sitelerini ve tüm medyayı etkisi altına alan acı bir olay yaşandı. Hepimizin bu olayla adını; sanını öğrendiğimiz; hayatı üzerine düşündüğümüz; yorumlar yaptığımız genç adam bir intihar videosu çekerek sosyal medyada yayınladı ve ardından bu dünyaya veda etti.

Her intihar gibi ardında sorular ve karmaşık duygular bırakarak. İntihar diğer ölümlerden daha yoğun olarak geride kalanlarda daha fazla soru; öfke; acı; suçluluk; keder gibi binlerce duygu bırakır. O yüzden naif bir konudur; üzerinde konuşmak; yazmak; yorum yapmak dikkat ister; özen ister; hem gideni hem ardında kalanları incitmemek ister. Ancak konuşulması elzem bir konudur aynı zamanda. Yüksek sesle dile getirilmese de herkes zaman zaman ölümü düşünür; belki özler. Ölümden; intihardan konuşmak konuşabilmek bu duyguları dillendirebilmek koruyucudur bu anlamda…

Elbette seçtiğim ve yapmakta olduğum mesleğimin de etkisiyle gerek profesyonel anlamda görüştüğüm kişilerden gerekse sosyal çevrem ve yakınlarımdan pek çok soru geldi Mehmet Pişkin’in intiharı ile ilgili. Profesyonel yaşantım boyunca danışanlarımla ölüm düşünceleri hakkında konuşmaktan hiç imtina etmedim. Yargılamadan; kızmadan ve korkmadan hep konuştuk onlarla bu konuyu belki de bu alışkanlıkla artık herkesin meselesi haline gelmiş bu intihar hakkında da yazmaya karar verdim böylece.

Tanımadığım; konuşmadığım nedenleri ve sorunları hakkında çalışmadığım birinin intiharı hakkında derinlemesine analizler yapmayacağım haliyle… Okuduğum yazılarda; bana sorulan sorularda; ortak olan bir nokta üzerinde duracağım öncelikle; deniliyor ki “Bu kadar eğitimli; donanımlı; başarılı; neşeli vs. vs. vs. bir kişi neden intihar eder; üstelik sarhoş değil; uyuşturucu etkisinde değil; deli değil peki neden?

Bu soruların alt metni şunu söylüyor; eğitimli; başarılı; popüler; donanımlı kişiler; deli olmayanlar; sarhoş olmayanlar intihar etmez hatta mutsuz olmaz. Bu; tekin olmayanı; ürkütücü olanı ötekileştirme ihtiyacımızdan kaynaklanıyor her şeyden önce. Yani diyoruz ki benim gibiler veya benim olmak istediğim gibiler intihar etmez; umutsuzluğa kapılmaz çünkü umutsuz değildir durumları.

Buradaki ikinci gizli önerme ise şunu söylüyor; hayatta ki mutluluğumuz sahip olduklarımızla orantılıdır. İyi bir eğitim; kariyer; iyi bir iş; gelir; eğlenceli bir hayat; iyi dostlar; aşk hayatı mutlu olmak demektir.

Aslında bunlar belki de modern zamanların; yaşadığımız hayatların bize dayatmaları; belki hepimiz bu tarz şeylere “sahip olmak” için ve onlara ulaşabilmek için uzaklaşıyoruz yalnızca içsel bir mutluluk ve doyum hissinden. Belki sadece dışarıda ve bu dünyadan “alabileceklerimizde” arıyoruz mutluluğu. Mehmet Pişkin için de böyle miydi bilemeyiz belki yakınları arkadaşları bilirler; bunlar sadece sorulanlar ve yazılanların bana düşündürdükleri.

Videoyu izleyenler fark etmişlerdir; ne kadar sakin; soğukkanlı ve kararlı olduğunu. Gerek tamamlanmış intiharlar gerekse intihar girişimleri kendi aralarında gruplanırlar. Bazıları bir tepki intiharıdır bazıları ise planlanmış intihar. Toplumda yaygın olan kanı bütün intiharların tepki intiharı olduğudur. Birey ekonomik koşullarına; gönül ilişkilerindeki hayal kırıklığına; ailevi problemlerine veya yaşadığı kayıplara daha fazla dayanamaz ve bir anda böyle bir karar verir ve uygular. Bu senaryo kamu vicdanına daha uygundur.

Oysa bu olayda olduğu gibi bir de planlanmış intiharlar vardır. Kişi; Mehmet’in de söylediği gibi enine boyuna düşünmüş; konu hakkında okumuş veya konuşmuştur. Bu kararı verdiğinde ajite veya tepkisel değildir. Yaşamı hakkında radikal bir karar vermiştir ve uygular.

Videoda bence en çarpıcı ve etkileyici olan bu noktadır. İnsanın düşünüp taşınıp hayatını sürdürmek için bir sebep bulamamış olması; bütün umutların bu kadar tükenebilmiş olmasıdır acı olan ve kabullenmek istemediğimiz. Yine kendi ifadesiyle kendisine biçtiği rollerin; kendi önemsediği yönlerin kendisine ne kadar ağır gelmesidir üzücü olan. Geride bıraktığı sevdiklerine duru; sakin bir hayat dileyen bu genç adamın yaşamın dinginliğini; içsel huzurunu ne kadar zaman önce kaybetmiş olduğu; kendi zihinsel ve yaşamsal donanımına bu kadar yatırım yapmışken iç evini ne kadar örselemiş olduğudur içimizde bir huzursuzluk bırakan…

Çok tartışıldı bu videonun sosyal medyada paylaşılması sebepleri ve sonuçları. Benim bir psikolog ve bir klinisyen olarak kendi bakış açımdan en çok dikkatimi çeken sonucu işte bu anlatmaya çalıştıklarımdır. Mehmet Pişkin sevenlerine ve yakınlarına belki bir veda; belki bir hatıra bırakarak gitmek istemiştir ve bunu yaparken kendisini tanımayan binlerce insana da bolca sorular bırakmıştır yanıtları kendi ruhsal alanımızda gizli. O’nun intiharı belki bir süreliğine hepimizin bir meselesi olmuştur; varoluşu sorguladığımız ve belki yeniden mutluluğu ve hayata bağlanma sebeplerimizi gözden geçirdiğimiz. Şimdi şöyle bir an da olsa yaslanın arkanıza sizi hayata bağlayanları; sahip olduklarınızı değil sizi mutlu edenleri gözden geçirin ve daha bir bağlanın onlara…