Diyabet; vücudumuzunda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi; yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi).
Yediğimiz besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin çoğu vücutta enerji için kullanılmak üzere glukoza dönüştürülür. Midenin arka yüzeyinde yerleşik bir organ olan pankreas; kaslarımızın ve diğer dokuların kandan glukozu alıp enerji olarak kullanmalarını sağlayan "insülin" adı verilen bir hormon üretir. Besinlerle kana geçen glukoz; insülin hormonu aracılığı ile hücrelere girer. Hücreler glukozu yakıt olarak kullanır . Eğer glukoz miktarı vücudun yakıt ihtiyacından fazla ise karaçiğerde (şeker deposu=glikojen); yağ dokusunda depolanır.
Diabet (şeker hastalığı) in Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır.
Tip 1 diyabet; pankreasta bulunan ve insülin üreten beta hücrelerinin otoimmün bir süreç sonunda zedelenmesi ile meydana gelmektedir. Hastalar; mutlak veya göreceli bir insülin yetersizliği olduğundan ömür boyu insülin hormonunu dışardan (enjeksiyon yoluyla) almak zorundandırlar. Bu nedenle Tip 1 diyabet; İnsüline Bağımlı Diyabet (Insulin Dependent Diabetes Mellitus=IDDM) olarak da isimlendirilmektedir. Genel olarak toplumdaki diyabet vakalarının %10 unu Tip 1 diyabet vakaları oluştumaktadır. Çocukluk çağında Tip 1 diyabet sıklığı ülkeler (bölgeler) arasında farklılık göstermekte ve her yıl 15 yaş altındaki 100.000 çocuktan 1-42 sinde diyabet gelişmektedir. Tip 1 diyabet genel olarak kuzey ülkelerinde daha sık görülmektedir.
Tip 2 diyabet (Type 2 diabetes mellitus) insülinin etkisine karşı karşı direnç gelişmesi ya da insülin duyarlığının azalması ile insülin sentezi ve salgılanmasının görece azalması ya da bazen tamamen ortadan kalkması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Dokuların insüline yanıt verirliğinin bozulmasının başlıca sorumlusu hücre membranında bulunan insülin reseptörüdür. Ancak; spesifik bozukluk bilinmemektedir. Bilinen bir sebebe bağlı olarak ortaya çıkan tip 2 diyabet vakaları ayrıca sınıflandırılırlar.
Diyabet; yaşamınızda başta beslenme planınız olmak üzere bazı değişikliklerin oluşmasını gerektirmektedir. Kan şekerini oluşturan asıl kaynak besinler olduğu için sağlıklı beslenme diyabette tedavinin temelidir.
Sağlıklı beslenmek için vücudun ihtiyacı olan öğeleri içeren besinleri yeterli miktarlarda ve öğün içinde dengeli bir şekilde tüketmeniz gerekmektedir. Sağlıklı beslenmek için ihtiyacımız olan öğeler ve bu besin öğelerini alacağınız temel yiyecek kaynakları şunlardır:
• Karbonhidrat (tahıllar; un ve undan yapılmış yiyecekler; kuru baklagiller; patates; sebze ve meyveler; süt; yoğurt)
• Protein (et; yumurta; peynir; süt; yoğurt )
• Yağ (yağ ve et; yumurta; peynir; süt; yoğurt gibi yağ içeren yiyecekler)
• Vitamin ve Mineral (sebze ve meyveler başta olmak üzere tüm yiyecekler)
• Posa (sebze; meyve; kuru baklagiller ve tam taneli tahıllar)
•
Sağlıklı beslenmek için her gün çeşitli besinler tüketiniz. Çünkü her bir besinin içindeki besin öğesi farklıdır. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için vücudunuzun gereksinimi olan besin öğelerini ancak yiyecekleri çeşitlendirerek; yeterli bir şekilde sağlayabilirsiniz.
Diyabetinizin olması yaşamınız boyunca sevdiğiniz yiyecekleri yiyemeyecek olmanız anlamına gelmez. Fakat yediğiniz yiyecek çeşidine ve miktarına daha çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Önemli olan kan şekerinin kontrolünü sağlamak için sebze; meyve; tahıl kaynaklarından zengin; ılımlı miktarda protein ve yağ ile kolesterolü sınırlandırılmış bir beslenme planı uygulamanızdır. Bu plan içinde yediğiniz besinlerin çeşidi; miktarı ve zamanı konusunda bilinçli olmanız ve bu bilince uygun davranmanız gerekir. Vücudunuz için gerekli olan besinlerin zaman ve miktar olarak belirli bir denge içinde alınması hiperglisemi ve hipoglisemiyi önleyerek; kan şekeri kontrolünü sağlayacak kan şekerinin kontrol altına alınması da kısa ve uzun dönemde gelişebilecek komplikasyonları önleyecek veya geciktirecektir.
• Şeker dâhil olmak üzere; hiçbir yiyecek yasak değildir. Ancak bazılarını ölçülü tüketmeniz gerekebilir. Yiyecek değişimlerini iyi öğrenmiş ve kan şekeri kontrolü sağlanmış bir diyabetli; kısıtlı miktarda (günde 25 gramı aşmayacak ölçüde) şeker de kullanabilir.
• İnsülin kullanıyorsanız ve diyetisyeniniz veya doktorunuz önermişse; ara öğünlerinizi ihmal etmeyin.
• Öğünlerinizi asla atlamayın.
• Her gün aynı saatte ve aynı miktarda yemek yemeye çalışın.
• Kilo vermeniz gerekiyorsa diyet programınıza mutlaka uyun. Yemekleri kızartmak yerine ızgara veya fırında tercih edin. Yağsız et (balık; derisiz tavuk); yağsız peynir; yağsız süt veya yoğurt gibi yiyecekler tüketin.
• Hamur tatlıları yerine meyveli veya sütlü tatlıları tercih edin. Tatlandırıcı kullanacaksanız; pişirildiğinde acı tat vermeyen toz tatlandırıcıları kullanmanız daha sağlıklıdır.
• Damar sertliği riskini azaltmak için doymamış (bitkisel sıvı) iyisi zeytinyağına yağlara yönelin. Yemek pişirirken zeytinyağı ile soya yağlarını yarı yarıya karıştırarak kullanın.
• Bol su içmeye (günde 1;5 - 2 litre) gayret edin. Unutmayın ki; su metabolizmanız ve kabızlığınız için iyi bir düzenleyicidir.
• Tuzu azaltın. Salamura yiyeceklerden kaçının.
• Yağlı gıdalardan; sakatat; sucuk; salam ve sosis gibi yiyeceklerden uzak durun.
• Lifli (posalı) yiyecekleri (çiğ sebze; meyve; kuru baklagiller; kepek çavdar ekmeği; yulaf; tam buğdaylı gıdalar) mutlaka tüketin.
• Haftada 1 gün aç karnına tartılın.
• Diyabetliler için üretilmiş çikolata; tatlı; reçel gibi ürünler tamamen masum ve zararsız değildir. Fazla tüketildiklerinde ishal yapabilir veya yüksek kalori ve yağ içerdiklerinden kilo vermenizi engelleyebilirler.
• Hazır gıdaları zorda kalmadıkça tüketmeyin. Bu tip besinlerin etiket bilgilerinin içeriğini öğrenerek diyetisyeninize danışın.
• İnsülin kullanıyorsanız yanınızda mutlaka kesme şeker taşıyın.
• Kan şekerinizin hangi sınırlar arasında olması gerektiğini öğrenin.