İnfertilite; halk arasında; kısırlık olarak bilinen; bir yıldan uzun süredir; korunma yöntemi kullanmadan; düzenli birliktelikleri olan çiftlerin; bebek sahibi olaması durumudur. Bu duruma çoğunlukla fiziksel veya genetik nedenler yol açmaktadır ancak bazen psikolojik nedenlerden ötürü de gelişebilir.
Bebek sahibi olamama şikayeti ile gelen çiftlerden bir takım kan tetkikleri; test ve muayeneler istenir. Kadının yumurtlama fonksiyonları; bir takım hormon testleri ve ultrason incelemeleriyle analiz edilir. Erkeğin de sperm yoğunluğu ve kalitesinin incelenmesi için spermiyogram tahlili istenir. Bu tahlil sonucunda sperm sayısı ve yapısı hakkında kapsamlı bilgi edinilmiş olur.
Tüm kontrollerin tamamlanmasının ardından; elde edilen sonuçlara bakılarak; ya destekleyici yumurtlama tedavisi uygulanır ya da direk tüp bebek tedavisi süreci başlatılır.
Tüp bebek tedavisi; daha önceleri; tüpleri tıkanan ya da alınan kadınlara uygulanırken; bugün; polikistik over sendromu; endometriozis veya sebebi bilinmeyen infertilite durumlarını yaşayan kadınlara da başarıyla uygulanmaktadır.
Tüp bebek tedavisi nasıl gerçekleştirilmektedir?
Yumurta geliştirici bir takım ilaçlar kullanılarak; yumurtaları olgunlaştırılan kadının yumurtaları; anestezi eşliğinde; ameliyathane ortamında toplanır. Toplanan yumurtalar; erkekten alınan sperm ile laboratuvar ortamında döllenir. Laboratuvar ortamında oluşturulan dölleme işlemi; kendiliğinden olabildiği gibi; bizim de tercih ettiğimiz; insan eliyle tek yumurta içine sperm verilmesi ile yani mikroenjeksiyon yöntemi ile de gerçekleştirilebilir.
Döllenen embriyolar; yaklaşık 3-5 gün içerisinde; kadının rahmine yerleştirilir. Özetle bu sürece tüp bebek tedavisi denmektedir.
Yumurta üretimi olmayan ya da menopozda olan kadınlar da bebek sahibi olabilir mi?
Günümüzde kadınlar; gerek mesleki kariyer planları gerekse geç yapılan evliliklerden ötürü; bebek sahibi olma planlarını ileriki zamanlara erteleyebiliyorlar. Bu durum; yumurtaların zayıflamasına; azalmasına ya da menopoz olarak da bilenen; üreme fonksiyonun tamamen bitmesine neden olabilmektedir. Tüm bunların yanında; turner sendromu gibi doğuştan gelen; genetik bazı durumlar da gebelik oluşmasına engel oluşturmaktadır.
Yukarıda bahsedilen durumları yaşayan kadınların; kendi üreme hücreleriyle gebelik elde etme şansları maalesef bulunmamaktadır. Ancak yumurta donasyonu olarak bilinen ve 1984 yılından bu yana uygulanan; donor yumurtası kullanılarak yapılan tüp bebek tedavileriyle; menopozda olan ya da doğuştan yumurtalıkları gelişmemiş olan kadınlar dahi; sağlıkla bebek sahibi olabilmektedirler. Bu işlem için tek istenen; bebeğin rahatlıkla büyüyebileceği; sağlıklı bir rahimdir. Çünkü rahim; bir takım ilaçlar kullanılarak; işlevsel ve bebek için hazır hale getirilebilmektedir.
Özetle yumurta donasyonu ile tüp bebek tedavisi; menopozda olan ya da doğuştan ya da sonradan hiçbir şekilde yumurta üretimi olmayan kadınlarla; turner sendromu gibi genetik bozukluk durumları yaşayan; geçirilen bir hastalıktan ötürü yumurtalıkları alınan; kemoterapi gibi işlemler nedeniyle yumurtlama fonksiyonları hasar gören ya da hemofili; huntington’s vb. gibi genetik hastalıkları taşıyan ve bunu bebeğine geçirme riski olan kadınlara uygulanmaktadır. Tüm bu sorunları yaşayan kadınların sağlıkla bebek sahibi olması sağlanmaktadır.
Sperm üretimi olmayan ya da spermlerinde ciddi yapısal bozukluk olan erkekler de bebek sahibi olabilir mi?
Azospermi ve benzeri durumları yaşayan; farklı nedenlerle sperm üretimleri durmuş ya da sağlıklı sperm elde edilemeyen erkeklerde de; donor spermi kullanılarak gerçekleştirilen; 100 yıldan uzun bir süredir uygulanan; sperm donasyonuyla tüp bebek tedavisi yapılmaktadır. Bu tedavi ile; sağlıklı gebelik elde edilmekte; çiftlerin bebek özlemleri son bulmaktadır. Dolayısıyla; hiç spermi bulunmayan erkekler dahi; sperm donasyonu ile; sağlıkla bebek sahibi olmaktadır.
Elbette; sperm donasyonu ile tüp bebek işlemine karar vermeden önce; TESA ya da Mikro TESE operasyonlarıyla; testis dokusunda sperm aranmalıdır. Eğer dokuda dahi canlı sperm bulunamazsa; o zaman sperm donasyonu düşünülmelidir.
Özetle sperm donasyonu ile tüp bebek tedavisi; azospermi sorunu yaşayan; menisinde hiç ya da hiç sağlıklı sperm bulunamayan; geçirilen tedavilerden ötürü sperm yapısı tamamen bozulmuş ya da HIV; hemofili vb. gibi bebeğe aktarılacak genetik hastalığı bulunan erkeklere uygulanabilmekte; bu erkeklerin sağlıkla bebek sahibi olması sağlanmaktadır.
PGT (Preimplantasyon Genetik Tanı) yöntemiyle; laboratuvar ortamında döllenen embriyoların cinsiyetleri; anne rahmine transfer edilmeden önce; %99.9 oranında bilinebilmektedir. Bu genetik tanı işlemi sayesinde; bebeklerin cinsiyeti önceden bilinebildiği gibi; en sık rastlanan; down sendromu; turner sendromu vb. gibi hastalıklar da önceden görülebilmekte ve genetik bozukluğu olan embriyolar ayrıştırılmaktadır. Dolayısıyla anne adayına; sadece sağlıklı ve istenen cinsiyetteki embriyolar transfer edilmektedir.