Çocuklar annelerinin ve babalarının sevgisini ilgisini paylaşmak istemezler; büyük çocuklar; küçük kardeşlerini annesinin babasının sevgisini çalan biri olarak görürler. Özellikle de kardeşi olana dek evdeki tek ilgi odağıyken ilgi ve sevginin; kendisine kıyasla bakıma daha çok muhtaç olan küçük kardeşe kaymasıyla sevilmediğini ve istenmediğini düşünebilir.
Sevmek; nefret etmek; öfkelenmek gibi kıskançlık da doğal bir duygudur. Bu nedenle çocuktaki kıskançlık duygusunu endişelenecek bir durum olarak yargılamamak gerekir. Çocuklar anne babalarının sevgisini; ilgisini alabilmek için birbirleriyle yarışırlar. Çocuk eğer duygusal açıdan anne babadan kopabilecek olgunluğa erişmemişse eve gelen kardeşini pek hoş karşılamayacaktır. Ya da çocuk hayatıyla ilgili birden fazla değişiklik yaşıyorsa; okula başlama çağında iken bir kardeşi olduysa; okula yazdırılması olayını ‘eve bir kardeş geldi ve annemle babam beni evden uzaklaştırdılar’ şeklinde düşünebilir; hem okula başlamayı hem de eve yeni bir kardeşin gelmesiyle birlikte bu iki değişikliği aynı anda kaldıramayabilir.
Küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanma olayı kimi zaman çocuğun dünyasını etkileyecek türden davranış bozukluklarına neden olabilir. Altını ıslatma emekleme gibi geri bıraktığı davranışları yapmaya başlayabilir. Kardeşi olan çocuk annesiyle babasının sevgisini kaybettiği endişesiyle anne babanın sevgisini test etmek ister. Kardeşini rakip gibi görecek ve onun gibi davranmaya başlayacak; bebeksi davranacak veya dikkatleri sürekli üstüne çekmeye çalışan davranışlarda bulunacaktır. Yeni kardeşi olan çocuklarda; psikosomatik belirtilerle karşılaşabiliyoruz; mide bulantıları; kusma;yeme bozukluğu; huzursuzluk; isteksizlik gibi.
Tabii her çocukta kıskançlık duygusunun dışa vurumu farkı şekillerde olabilir; bazı çocuklar; ondan nefret ettiğini söyleme veya nefretini bebeğin canını yakma; oyuncaklarını kırma; gibi hareketleri doğrudan yaparak gösterir. Huzursuz ve etraftaki eşya ve insanlara karşı öfkeli davranışlar içinde olabilir. Bazı çocuklar ise anne veya babasından tepki göreceği korkusuyla aşırı sevgi ve ilgi gösterir. Bebeği sıkıştırdığı zaman annesi babası ona kızar. Aslında kardeşini sevdiğini anne babasına ispatlamak ister. Ancak inandırıcı olmayı beceremez. Artık annesi babasının onu sevmediğini düşünmeye başlar ve kıskançlık duyguları yoğunlaşır. Ve çekişme başlar.
Kıskançlık duygusu doğal bir duygudur ve çocuk yetişkin demeden her insanda rastlanır. Tamamen yok etmek gibi bir beklentiye kapılmamak gerekir. Yok; edilemez ancak etkileri hafifletilebilir. Bunu içinde alınacak bazı basit tedbirler ve dikkat etmemiz gereken hususlar var. Çocuğun evin tek çocuğu olduğu dönemden itibaren tüm istekleri yerine getirilmemelidir; yani şımartılmamalıdır. Çocuk tek çocukken verilen sevgi dengeli ve normal bir seviyede tutulursa; yeni kardeşin gelişi ile bu sevgide bir düşüş olmayacağı için kıskançlıkla da daha az karşılaşılacaktır. Yeni çocuğa hamile kalınmasından itibaren çocuğu bu duruma hazırlamak ve daha bebek doğmadan çocuğun kardeşine sevgi beslemesini sağlamak lazımdır. Çocuğun yanında iken gerek doğum öncesi hazırlıkları yaparken; gerek doğum sonrası yeni gelen bebeği severken aşırıya kaçmamalı. Doğum sonrası bebeği görmeye gelen misafirler özellikle büyük anne ve büyükbabalar diğer çocuğa da ilgi göstermeleri için uyarılmalıdır. Doğum sonrası annenin bebekle ilgilenirken büyük çocuğu ihmal etmemeye dikkat etmesi önemlidir. Yeni doğan bebeğin bakımını beraber yapmak çocukta kardeşine karşı korumacılık duygusu geliştirmek açısından hem de bebeğin korunmaya ve bakılmaya muhtaç olduğunu ve bu nedenle bebeğe ilgi gösterildiğini idrak etmesi açısından gereklidir. Yeni bebeğin gelişiyle kendisinin ağabey abla konuma eriştiğini anlatmalı (bunu da çocuğun omzuna yük yükleyen şekilde değil de) bebeğin doğumu sayesinde eriştiği ve kendini değerli hissetmesi gereken bir konum olduğu anlatılmalı. Anne- babasının sevgisinin bebeğin doğumuyla azalmayacağını; sevginin paylaşabilen bir duygu olduğunu çocuğa hissettirmek ve paylaşmayı öğretmek gerekir.
Anne- babaların çocuklarına verdikleri roller çok önemlidir; büyük çocuğa sen büyüksün deyip anlayış beklemek; küçük çocuğa sen küçüksün deyip korumacı davranmak; çocuklarda travmalara sebep olabilir. İki kardeşi birbiriyle kıyaslamak da hiçbir işe yaramaz; daha çok aralarındaki kıskançlığı ve rekabeti artır; çocuk kendinde sürekli eksiklik arar; suçluluk hisseder; kendini değersiz görmeye başlar. Çocuğa kardeşiyle değil de kendisiyle yarışabilme becerilerini kazandırmak; ona yapabileceği hedefler koymak etkilidir. Unutmayalım ki her çocuğun yetenekleri ve becerileri farklıdır.