Anaokulu çocukların belki de ilk kez evinden farklı bir ortamda; anne ve babasından belli bir süre ayrı kalmayı deneyimlediği bir ortamdır. Anaokuluna başlaması; bir nevi çocuğun dış dünyaya açılmasını temsil eder. Her yeni başlangıç gibi; anaokuluna başlama süreci de hem çocuk hem de anne babalar için adaptasyon gerektirir. Düşünülenin aksine; çoğu zaman adapte olmakta zorlanan çocuklardan çok anne babalardır.
Adaptasyon süreci ortalama 15-20 gün sürer desek de; bu süre çocuklardaki bireysel farklılıklara göre uzayıp; kısalabilir. Bazı çocuklar sanki yıllardır oradaymış gibi çabucak uyum sağlarken; bazı çocuklar için ebeveynlerinden uzakta kalmak zor geldiğinden uyum sağlama süreleri uzayabilir. Bazı çocuklar ise okula başladıkları ilk günlerde gayet neşeli ve uyumlu görünürken; okulun yalnızca bir oyun parkı olmadığı; belli kuralları da içerisinde barındırdığı gerçeğiyle karşılaştıklarında bir süre okula gitmemek için direnç gösterebilirler. Tüm bunlar normaldir; okuldaki öğretmenler ve ebeveynler doğru bir tutum sergilediğinde bu dirençler zaman içerisinde kırılır.
Niçin Anaokulu?
Çocuklar oyun yoluyla büyür ve gelişir; hayatı bu yolla tanır ve öğrenirler. Her ne kadar ev ortamında ebeveynler ya da bakım veren kişiler çocuklarla ilgilense de; bu hiçbir zaman çocuk için yeterli olmaz. Belki de bu sebeple pek çok çocuk televizyon ve bilgisayara sığınır. Bu renkli dünya çocuklara keyifli gözükse de; çocukları bir girdap gibi içine çekip; sosyal hayattan izole olmalarına sebep olması açısından oldukça tehlikelidir.
Yapılan araştırmalar anaokuluna giden çocukların; gitmeyen çocuklara kıyasla ilerleyen yıllarda daha uyumlu; daha girişken ve sosyal ilişkiler konusunda daha aktif olduklarını ortaya koymuştur. Anaokulu çocukların hem fiziksel; hem bilişsel hem de sosyal gelişimlerine katkı sağlar. Anaokulu ortamında çocuklar ev ortamında sahip olmadıkları pek çok şeye sahip olurlar. Bunların başında arkadaşlar gelir. Her canlı gibi; çocuklar da kendi akranlarıyla birlikte olmaktan keyif alırlar. Onlar bir arada hem eğlenirler; hem de birbirlerine çok şey katarlar. Çocuklar anaokulunda; paylaşmayı; ortak aktivitelerde bulunmayı; sıra beklemeyi; haklarını savunmayı; bir problemle karşılaştığında nasıl çözüm üreteceklerini; sosyal ortamda uyulması gereken kuralları; belirli bir düzen dahilinde beraber hareket etmeyi (birlikte yemek yemek; uyumak vb.) ve daha pek çok şeyi doğal bir şekilde öğrenirler. Kendilerini tanır ve yeteneklerinin sınırlarını keşfetme şansına sahip olurlar.
Adaptasyon Sürecinde Yapılması Gerekenler:
Çocuğun okula başlayacağı kuruma; özellikle de çocuğu teslim edecekleri öğretmene öncelikle anne ve babanın güvenmesi gerekir. Aksi taktirde çocuk ailesindeki bu güvensizliği sezerek; okula gitmek istemeyebilir veya öğretmeni ile sıcak bir ilişki geliştiremeyebilir.
Çocuk okula karşı güven duygusu oluşturana kadar; ilk üç gün aileden güvendiği birisini yanında görmesi önemlidir. Bu güven sağlandığında; çocuk artık okulda aileden birine ihtiyaç duymadan kalacaktır.
Bu süreçte çocuğa karşı dürüst olmak önemlidir. Örneğin anne ‘’ben yan odada bekliyorum’’ diyerek; okuldan ayrılırsa; çocuk ile anne arasındaki güven ilişkisi zedelenebilir. Bu sebeple çocuğa karşı daima dürüst ve net olmak önemlidir.
Çocuğunuz gün boyu okulda anne babadan uzak olacağı için; ebeveynlerin akşam eve geldiklerinde onunla oyun oynamak için özel bir vakit ayırmaları önemlidir. Unutulmamalıdır ki çocuk anne babasına ne kadar doyarsa; onlardan uzak kalmayı daha kolay tolere edebilir.