Günümüzde dünyada yaklaşık 1 38 milyar kadının doğurganlık çağında olduğu tahmin edilmektedir. Kontrolsüz nüfus artışı ise toplumları ve bireyleri birçok yönden olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle bireylerin sosyo-ekonomik durumları ve istekleri doğrultusunda diledikleri zaman diledikleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleri için aile planlaması uygulamasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Planlı bir şekilde çocuk sahibi olmak hem doğacak çocuğun hem de annenin fizyolojik ve psikolojik sağlığını önemli oranda etkilemektedir. Ancak korunma yöntemleri hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan çiftler plansız gebelik durumu yaşayabilmektedir. Bu durumda günümüzde kürtaj yöntemi ile istenmeyen gebeliğe son verilebilmektedir. Ancak bilinmelidir ki kürtaj bir aile planlaması yöntemi değildir.
Kürtaj işlemi kadın için hem psikolojik hem de fizyolojik açıdan birtakım riskler barındırmaktadır. Bu nedenle alanında uzman doktorlara başvurulmalıdır. Aksi halde; rahmin delinmesi anormal kanamalar yaşanması çeşitli enfeksiyon oluşumları vajende veya rahimde yıtıklar parça kalması rahim içinde yapışıklık olması (Asherman sendromu) gebeliğin sonlandırılamaması kullanılan ilaçlara anestezide kullanılan maddelere karşı alerji gelişmesi gibi problemler yaşanabilmektedir.
Kürtaj uygulamasının yapılabilmesi için kadın sağlığının korunması adına birtakım koşullar bulunmaktadır.
Bu koşullar şu şekilde sıralanabilmektedir;
İstenmeyen gebeliklerin yaşanması gerek kadın gerekse çiftler için psikolojik açıdan olumsuzluklara yol açabilmektedir. Bu nedenle planlama dışında gebelik yaşanmaması için doğum kontrolü yöntemlerinin kullanılmasına özen göstermek gerekmektedir.