Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Güncel Olayları Süzmeğe Yarayan Bir Taslağa Sahip Olmanın Yararları

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
GÜNCEL OLAYLARI SÜZMEĞE YARAYAN BİR TASLAĞA
SAHİP OLMANIN YARARLARI

“Günlük olaylarla herkes karşılaşır. Eğer insanın elinde bu olayları süzebileceği bir taslak yoksa; çok büyük güçlüklerle karşılaşmak kaçınılmaz olur.” Bu sözleri söylemiş olan adam; bu deneyi siyasi bilimlerle uğraştığı yirmi yıl boyunca edinmiştir: Adı da Henry Kissinger’dır.

Kissinger’ın bu konuda söyledikleri politikada; meslek alanında ve her birimizin yaşamında geçerlidir. Her gün gelen etkileri kendi ölçütlerinin süzgecinden geçirmesini beceremeyen; bu etkilerin önünde bir güvensizlik anaforuna sürüklenir; kendi istek ve hedeflerinden kopar. Yukarıda sözünü ettiğimiz taslağa sahip olmayan; ondan davranışlarının desteği olarak yararlanma yanın davranışları geniş ölçüde anlık etkilerle biçimlenir. Böyle birinin bugün bulduğu sandığı güvence; yarın elinden uçup gidebilir.
Buna karşılık uzun vadeli hedeflere göre yapılmış bir taslağa sahip olan; anlık etkileri iyi değerlendirebilmenin koşulunu yerine getirmiş olur.

Böyle bir taslağın yararları kısaca şöyle özetlenebilir:
-Bir taslağa sahip olmak ve onu izlemek; insanın günlük olaylar kargaşası içerisinde nasıl davranacağını bilmesi demektir.
-Uzun vadeli bir taslak; günlük olaylar içerisinde yapmak zorunda olduğumuz sıçrama ve atlamalarda altımıza gerilmiş bir emniyet ağı gibidir.
-Böyle bir taslağa sahip olmayanlar; bir çok politikacılar için söz konusu olan bir tehlikeyle karşılaşırlar: bir çok politikacılar yalnızca günlük başarıları ve bir dahaki seçimleri düşünürler. Halkın ilk anda kolay sevemeyeceği kararları ise; bu kararlar sonunda çözülmesi olanaksız bir soruna dönüşüne değin geciktirirler.

DOĞRU TASLAĞI BULABİLME AÇISINDAN ÖNEM
TAŞIYAN NOKTALAR;
1.Nokta : Ne istediğini bilmek
Hayatta ne istediğinizi gerçekten bilip bilmediğinizi düşündünüz mü hiç? Başkalarını etkilemek
İçin; gösteriş olsun diye elde etmek istediğiniz şeylerden söz etmiyorum. Ama durum insanın hayatta gerçekten ne istediği açısından ele alındığında; ortaya şöyle bir tablo çıkar:
-Bazı insanlar hayatta ne istediklerini gerçekten bilirler ve isteklerine erişmek için gerekeni yaparlar.
-Bazı insanlar ise hayatta gerçekten ne istediğini bilmez; ayrıca bilmekte istemez. Bu gibileri; kendi istekleri karşısında korku duyarlar. Şöyle dediklerini duyabilirsiniz: “Gerçekten istediğimi nasıl olsa hiçbir zaman elde edemem; o halde gerçekten ne istediğim üzerinde düşünmemin bile bir yararı yok.” Bu kişiler; genellikle herkes tarafından isteneni istemeyi yeğlerler; çünkü bu tür isteklerin bir rizikosu yoktur. Başka deyişle bu kişiler; gerçekten ne istediklerini bilmezler. Bilinçlerinde bir istek filizlenir filizlenmez “Elde edebilir miyim bunu?” Bu isteğimi gerçekleştirmem doğru olur mu? Sonra başkaları ne der? Başarısızlığa uğrarsam ne olur? gibi o isteği doğduğu anda boğmağa elverişli sorular kafalarda belirir.
-Bazı insanlar ise istediklerini çok iyi bilirler. Gerçekte ise istediklerinin farkında bile değildirler. Bu gibileri; yukarıda sözünü ettiğimiz guruptan bir noktada ayrılır: Başkalarında ne istediklerini çok iyi bildikleri izlenimini yaratmağa büyük önem verirler. Böylece de başkalarına karşı bir üstünlük duygusuna sahip olurlar. Bu tür insanları hiç kuşkusuz siz de tanıyorsunuzdur. Onlar; her zaman her şeyi bilen insanlardır; özellikle her şeyi daha iyi bilen insanlar.
Oysa bizim burada sözünü ettiğimiz “ne istediğini bilmek” yalnızca kendi içimizden doğan ve
yalnızca bizi ilgilendiren isteği dile getirir. Kilo vermek istiyorsak; bunu biraz kilo verince kendimizi daha sağlıklı hissedeceğimizi bildiğimiz için mi yapacağız; yoksa başkalarının gözüne daha güzel görünmek için mi? Bu ikisi arasında gerçekten önemli bir fark vardır.
Demek ki gerçekten ne istediğimizi saptayabilmek için kendimize şu soruları sormamız zorunludur:
-İstediğimi gerçekten kendim istiyor muyum?
-Yoksa bu isteğimin nedeni; yalnızca başkalarının hoşuna gitmek isteği midir?

2.Ne yapabileceğimizi bilmek
Abartmaya kaçmadan şu noktayı belirtebiliriz: Ne yapabileceğini bilmeyen insanların sayısı; en azından gerçekten ne istediğini bilmeyen insanların sayısı kadardır.
Burada da insanları üç guruba ayırabiliriz:
-Bazı insanlar kendilerini ve yeteneklerini alabildiğine küçümserler.
-Bazı insanlar; tam tersine; bunları alabildiğine büyütürler.
-Kimileri de kendine ve yeteneklerine ilişkin değerlendirmeyi doğru yapar ve hayatta elde etmek istediği her şeyi de buna göre planlarlar. Bu kişiler; kendi kendileriyle uyum içerisinde olan ve elinizdeki kitapları okumalarına gerek bulunmayan ender insanlar arasında yer alırlar.