Korkularimizi yenerek yaşayabilmek her şey bir değişim yasasına tabi olmuş; alışkanlıklar; ahlak görüşleri; dil ve yaşam anlayışı değişmiş; yalnız korku varlığını her zaman sürdür- müştür. Korku biyolojik ya da toplumsal araçlarla denetim altına alınabilseydi; bunun sonucunda uygarlığımız köklü değişimlere uğrardı ve kişisel mutluluğu elde etme olanağımız çok yükselirdi.korku zamanımızda yaşamın her alanında etkinliğini gösteren ruhbilimsel bir fenomendir. Korkunun bir yaşamda kalma mekanizması olarak zeka düzeylerinin yükselmesine koşut olarak azalmak- tadır.bir zamanlar; bu niteliği ile yararlı olan korku; giderek insanın varlığı için çok önemli bir soruna dönüşmüştür. Insanoğlu artık korunması için korkuya kesinlikle gereksinmemektedir. Ama bu durum; korkunun davranışlarımızı yönlendirme gücü ve yetisi insanoğlu üzerinde akıldan yoksun organizmalarda olduğundan daha az etkin değildir. Bu gerçeği uzun bir zamandan bu yana kavramış olan bu toplum; korkuyu üyelerini; özellikle genç üyelerini eğitmek için kullanma eğiliminde bulunmuştur. En kötüsü korkuyu zarara uğramadan nasıl kullanacağımızı henüz bilmememizdir. Korku; bir süre iyi hizmetler ifa ettikten sonra geri tepebilen bir silah gibidir. Bizim bazı temel korularımız vardır. *kazanılanı yitirme korkusu; birine edindiği ve alıştığı bir şeyi yitirebileceği korkusu *bilinmez karşısında duyulan korku; korku erken olmaya ve bir takım bedensel değişiklik- ler oluşturmaya başladığında; tümüyle bir bilinmeyene ilişkindir. Bilinmeyen karşısında duyduğumuz bu korkular yüzünden soğukkanlı düşünüldüğünde anlamsız görünen pek çok şey yaparız. Böyle durumlarla karşılaştığımızda uzman danışmanımızla paylaşarak korkuyu yönlendire- biliriz. *gerçek karşısında duyulan korku; yaşamımız; gerçekleşmesini istediğimiz tasavvurlarımız- la gerçekler arasındaki sürekli bir karşıtlıktır. Mutluluğumuz geniş ölçüde bu kısıtlık karşısında alacağımız tutuma bağlıdır. -gerçeği kabul edip; onu kendimiz için en iyi biçimde yönlendirmeye çalışabiliriz. -ya da gerçekle başa çıkamayabileceğimiz korkusuyla ondan sürekli kaçmaya kalkışabiliriz.bu gerçekleri uzman danışman yardımıyla göğüsleyebiliriz. Peki bu korkuları nasıl aşmaya çalışacağız? Bu girişim “ben bu sorunu çözeceğim; gerçekte yüz yüze gelmeyi göze alıyorum” dendiği andan sorunun gerçekten çözümlenmesine değin korkunun giderek yoğunluğunu arttırdığı bir dönemi getirebilir.bu dönem boyunca kendi kendimize hep şu soruyu sorabiliriz:”başarabilecek miyim?”Ama aynı zamanda başarısızlıktan korka- biliriz.ama öte yandan doğal olarak bu korkunun karşısına bir takım gerçeklerle çıkarız. Işte korktuğumuz karar verme anı ile korkuyu aşma aşma anı arasındaki bu gerilim dönemidir.insanların çoğunun çok daha kolay olan kaçış yolunu seçmelerinin nedeni bu olabiliyor.bu gerilim dönemi; uzman danışmanla yönlendirilerek çok verimli geçirilir. Insanların başarısızlık korkusundan kaçmak için buldukları çarelerin sayısı; bu korkuyu aşmak için buldukları çarelerden çok daha fazla olabilir.uzman danışmanlarla korkularımızı yenme sürecini çok etkili şekilde yönlendirebiliriz. Korkuları aşmak için bazı adımlar atabiliriz. Aslında korku; çaba ile altedilebilir.korkumuzun üstüne gidersek yenebiliriz. Karşılaştığımız güçlüklerle göğüs göğse savaşırsak onları savuşturabiliriz.bizleri korkutan şeylerle yüzyüze gelme yürekliliğini gösterebilirsek özgürlüğün kapısını açmış oluruz. Korkuyu yenmek için; *önce şu soruyu sormalıyız. Gerçekte korktuğum nedir? Korktuğumdan neden korkuyorum? *nedeni bulduktan sonra şunu sormalıyız: en çok korktuğumuz şey gerçekleştiğinde bunun en kötü sonucu ne olabilir? *bu rizikoya girip girmeyeceğimiz konusunda kesin bir karar vermeliyiz. Girmeye karar verirsek sonuçları önlemek için elimizden gelen çabayı göstermeliyiz. Bu çalışmalarımızı uzman danışmanımızla bir yol haritası gibi yapabiliriz. Karşımıza çıkan engellerin önünde sinmek yerine yüreklilikle onların üstesinden gelmeye kendimizi hazırlarsak; bu engellerin çoğu eriyip yok olacaktır.