Evliliğe adım atanlar; iyi günde ve kötü günde her koşulda birbirine destek olmaya söz verirler.* Nikâh masasında evet derler…..* Bütün çiftler mutlu olacaklarına inanarak evlenir ve bir süre mutlu olabilirler. Kimi çift evliliklerinin hemen akabinde; kimisi bir ay kimisi bir yıl sonra mutluğu kaçırabilirler.* Zamanla katlanması güç bir birlikteliğe doğru yol alabilirler. Birlikte mutluyuz derken bir anda geçimsizlik çanları çalmaya başlar. Peki; bu çanlar ne zaman çalmaya başlar?*
Evli olmanın en önemli koşullarından birisi nasıl para kazanılacağıdır. Her ikinizin de bir işi var ve kazanıyorsunuz. Ancak kazandığınız parayı ne şekilde harcayacağınız konusunda bir ayrılık yaşıyorsanız çanlar çalmaya başlar. Özellikle içinizden birisi arkadaşına; ailesinden birine bir şekilde mali destek olma zorunluluğu işinde hissediyor ve bu yönde kararlar alıyorsa.*
Kimse çocuğunu anne babasının evinden getirmiyor. Evliliklerde çocuk sahibi olunur. Peki; bu çocuğun bakımı; çocuk psikolojisi; beslenmesi eğitimi nasıl olacak? Kim hangisinden ne kadar sorumlu olacak? Bu konuda da görüş ayrılıkları ortaya çıkabilir ve evlilik çanınız ötebilir.*
“Eşim benimle yeterli zaman geçirmiyor; arkadaşlarına ve ailesine benden fazla zaman ayırıyor. Üstelik arkadaşı; anne-babası ile konuşurken daha neşeli; benimleyken hep somurtkan oluyor.* Birlikte hiçbir şey konuşamıyoruz. Artık konuşacak bir şey bulamıyoruz. “ duydunuz mu çanın sesini?...
İçinde bulunduğunuz koşullar gereği eşinizin ailesi ile aynı evde yaşamak zorundasınız. Ya da; eşinizin aile üyelerinden biri sürekli sizinle yaşamak zorunda kalmış olabilir. Bu koşullarda eşinizin sürekli onların etkisinde olduğunu düşünebilir; evdeki konumunuzu sorgulayabilir; çekirdek aile olamamanın sıkıntısını çekiyor olabilirsiniz. Bütün bunları eşinizle konuşup bir fikir birliğine varamazsanız çanlar çalabilir.
“Sen bana hiç sarılmıyorsun. Köpeğinle; arabanla başkaları ile daha fazla ilgileniyorsun. Uzun zamandır beni hiç öpmedin. “ diye düşünüyorsanız; üstelik cinsel ilişkinizde sorunlar yaşıyorsanız hala çan sesini duymuyor musunuz?
Evliliğinizde kendinizi yenileyebiliyor musunuz? Birlikteliğiniz bir kısır döngüde; tekdüzelikte sıkışıp kalmış mı? Bazı çiftler birbirini takdir edemez; birbirlerinin ilgilerini; düşüncelerini küçümserler. Bu durumda bir birlerine saygıları azalır; her gün bir öncekinin tekrarı haline gelir. Eşine verdiği değer azalır; aynı evde iki yabancı gibi yaşamaya başlarlar. Eşler ev içinde doyurucu ortam oluşturamaz; kendi öz bakımlarına önem vermez ve bir birlerine ilgileri azalır. Bu durumda hala çanın sesi duyulmuyorsa çift aldatma hikayesi ile karşılaşabilir.
Tıpkı otomobilinizin periyodik bakımı gibi birlikteliklerin de bir bakımı vardır. Evliliğinizdeki sorunları eşinizle paylaşabilecek düzeyin altında iseniz bir evlilik danışmanına başvurmanız gerekebilir. Evlilik terapisi; ilişkinizde süre giden sorunların kaynaklarını görmenize ve değişimi yakalamanıza destek olacak bir başlangıç olabilir. Çevrenizde; psikolog; psikolojik danışman; aile terapisi gibi uzmanlara ulaşabilir; ilişkinize dair sorunlarınızı halledebilirsiniz.
Soru : Evlilik danışmanlığı çiftlere nasıl yardımcı olur?
Cevap: Evlilik danışmanlığında terapistiniz her birinizin davranış örüntülerini; aranızdaki etkileşimi; bir üçüncü göz olarak gözlemler; gözlemlerini vakti saatinde sizinle paylaşır; böylece kendinize uzaktan bakabilme fırsatı yakalarsınız. Terapi odasında olup biten her şey sizin daha nitelikli beraberliğe ulaşmanız için kullanılır. İkiniz kendi kendinize çözüm için çabalamanız yeterli olmaz. Çiftler kavgaya bir başladılar mı; çukurdaki bataklığı düşünün; iki hayvan gibi bir birlerini yaralarlar yukarı çıkmak için. Evlilik danışmanlığı; size yukardan uzatılan daldır; bataklıktan çıkabilmeniz için. Yeterki dalı tutmak isteyin; çıkabilirsiniz.