Herkese herşeyi nasil söyleyebiliyorsunuz? Insanların çoğu belli şeylerin söylenemeyeceğine kesinlikle inanmıştır. Düşünceleri günlerce; belki yıllarca aynı konuyu dolanır durur ve istediklerini söyleyebilecekleri günün geleceği umudu içersinde yaşarlar. Insanların çoğunun kaderine razı olmamasının; çevresinden memnun olmamasının nedeni budur. Onun için “söylenemeyecek bazı şeylerin” bulunduğuna inanan kişi hiçbir zaman başkalarını kendi yararına etkilemeyi başaramayacaktır.
Acaba bizi hedefe götürebilecek bir konuşmayı yapmamamız hangi nedenlerden gelir? Gerçekte bunun tek nedeni vardır; konuştuktan sonra ne olacağını bilmemenin içimizde yarattığı korku. Karşımızdakinin nasıl tepki göstereceğini kestiremeyiz. Başarısızlığa uğramaktan ya da kendimizi gülünç duruma düşürmekten korkarız. Konuşmanın nasıl seyir alacağına ilişkin bir tasarımız olmadığı için de; konuşmaya hiç başlamayız. Bütün bu güvensizlik; kendimizi yapılacak konuşmanın baş aktörü gibi görmemizden ileri gelir. Sanki yenilgiden başka bir olasılık yokmuş gibi düşünür ve yenilgiden korkarız. Oysa konuşmaya; baştan itibaren bir etkileme manevrası gözü ile bakar ve yenilgiyi hiç düşünmezsek durum çok değişir. Istediğimiz sonucu elde edemesek bile karşımızdaki bunu hiçbir zaman bilmeyecektir. O yüzden yenilgiden korkmamıza da gerek yoktur.
Böylece kendimizi baş aktör olarak görmekten vazgeçip; hasmımızı konuşmanın odak noktası yaparız. Konuşurken aşağıdaki altı öğüdün yararlılığını uygulamada her an kendiniz denetleyebilirsiniz.
1. Konuşmaya; hasmınızın bir iyi niteliğini vurgulayarak başlayın. Böylece onu daha başlangıçta konuşmanın odak noktası yapın. Ailesinin nasıl olduğunu sorun; herhangi bir başarısını övün.
2.yapacağınız olumlu havadan yararlanmayı sürdürün. Her zaman karşınızdakinin konuşmanın odak noktası olarak kalmasına dikkat edin. Başlangıçta”benden bir şey mi istiyor acaba?” Diye düşünmüş olsa bile; bu kuşkunun hemen dağılmasını sağlayın.
3. Olumlu bir havayı yoğunlaştırmak için en etkili yöntem ; hasmınıza onu ilgilendiren bir soru sormaktır.bu soru;sizin önem verdiğiniz konuyla biraz ilgili olmalıdır. Böylece yapacağınız konuşma; konuşmayı nasıl istediğiniz noktaya kaydırabilmek için bir hareket noktası kazandırabilmelidir.
4.elde etmek istediğiniz sonuç sizin için ne denli büyük önem taşırsa taşısın; bunu hiçbir zaman belli etmeyin. Konu karşısında tarafsız kalın. Konu ile sizin aranızda bir ilişki kurulmasını hasmınıza bırakın. Yalnızca söylenmesi gerekli olanı söyleyin ve sonunda “siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?” Diye sorun.
5.hasmınız konu ile ilişkili olarak olumsuz bir tutum alırsa; olayın ona getirebileceği bazı yararları sayın. Bu arada bazı sakıncalardan da söz etmeyi unutmayın. Ama bu sakıncalar; hiçbir zaman saydığınız yararları silecek denli önemli olmamalıdır.
6.hasmınızın tutumu yine de olumsuzsa;konuşmaya son verin.”Bir başka defa konuşuruz” ya da; “bu konu üzerinde bir kez daha düşünün” deyin. Artık hasmınızın fikirlerini ve olumsuz tutum almasının nedenlerini biliyorsunuz. Geri çekilin; nerede yanlış hareket etmiş olabileceğinizi düşünün ve daha sonraki konuşmaya hazırlanın. Konuşma dilini yararınıza kullanmanız için şu kısa uyarıyı da göz ardı etmeyelim; *on kez “evet” demeyi; birkez”hayır” demeye yeğleyin. Hayır; sözcüğünün çok kesin ve yaralayıcı bir yanı vardır.sizinle başkası arasındaki ilişkiyi derhal koparır.evet; sözcüğü ise; insanları birleştirir. *hasmınızın sizin onu inandırmak istediğiniz konuyu canlı olarak tasavvur edebilmelidir.