Gözlerinizle nasil gülersiniz? Birçok insan yanlış bir şekilde ağızlarıyla gülmeleri gerektiğini düşünürler. Ağzınızla gülümsemek; bir tebessümün sadece son kısmı olmalıdır. Hakikaten çekici olan kimseler arada sırada ağızlarıyla gülerek; fakat daima gözleriyle gülerek her zaman dostça; neşeli bir tavır takınmasını bilirler. Eğer bir tebessüme dudaklarınız ve ağzınızla başlarsanız bu size sahte ve yüzeysel bir hal verir. Bunu aynanın önünde deneyin.ve başkalarının sizi nasıl gördüklerini öğrenin. Ondan sonra bir daha bir tebessüme dudaklarınız ve ağzınızla başlamazsınız. Bir tebessümü yüzünüzle ifade etmeden önce bunu hissetmeniz lazımdır. Ve bir tebessümü ifade edeceğiniz zaman da; önce gözlerinizle gülümsemeye başlamanız gereklidir. Bunu aynanın önünde deneyin. O zaman yepyeni çekici bir “siz”’le karşılaşacaksınız. Önce daima neşeli ve iyi niyetli bir insan tavrı takının ve bunu devam ettirin. Tebessümünüze önce içeride başlamanızın ve sonra da gözlerinizle gülmenizin esaslı psikolojik bir sebebi var. Bu durum; karşınızdakine içten davrandığınızı gösterir. Bu yazıda bir de gülümsemenin sırrını verelim; bir gülümseme insana hiçbir şeye mal olmaz. Fakat çok şey kazandırır. Vereni fakirleştirmeden alanı zengin eder.gülümseme sadece bir an sürer. Fakat anısı bazen sonsuza dek yaşar. Hiç kimse onsuz yaşayabilecek kadar zengin veya güçlü değildir. Gülümseme evde mutluluk; işte başarı yaratır. Dostluğun ve içtenliğin parolasıdır. O; yorguna dinlenme üzgüne neşe verir. Böyle olmakla birlikte; satın alınmaz; rica ve minnetle elde edilmez; ödünç alınmaz veya çalınmaz. Zorla sahip olunmaz. Çünkü kendiliğinden verilmedikçe hiç kimsenin işine yaramaz. Bazı kimseler size gülümseyemeyecek kadar yorgundurlar. Onlara siz gülümseyiniz.
Gülümsemeyenlerin güler yüz görmeye gereksinimleri herkesten çoktur. Gözlerinizle duygularınızı ve tepkilerinizi belirtiniz. Dinleyicilerle iyi bir ilişki kurabilmek için hiçbir yöntem gülümsemek kadar doğal ve etkili olamaz. Gülümsemeniz dinleyiciye yakın olmak; ona bir şeyler verebilmek arzusunda olduğunuzun en açık ifadesidir. Içten bir gülümseme düşüncelerinizle dinleyiciler arasındaki duygusal yakınlığı sağlar.
Gözlerimiz iç dünyamızın aynasıdır. Insanlara değer vermeyi simgeler. Zamanımızda insanlar kendi aralarında değer vermeyi zorlaştırmaktadır. “ben varım; tekim;anlamlayım; sen varsın ;teksin; anlamlısın ; biz karşılıklı etkileşim süreci içindeyiz” bilincinin doğmamış olmasıdır. Bu bilinç doğmayınca kişi; sen-ben anlayışı içinde korku güvensizlik duygusunun etkisi içinde zayıf görünmek istemez. Yeteneksiz görünmek istemez. Kendinden emin görünmek ister. Insanlara gözlerimizle içten gülerek yaklaştığımızda karşımızdakiler biz bilincinin bulunduğu izlenim sahibi olabilirler. Dolayısıyla bu ortamda korkuların ortadan kalktığı; insanların ne ise o olmaktan çekinmeyip; bu zemin üzerinde gelişmeye başlarlar. Ailede; iş yerinde;toplumda birbirlerine böylesine gerçek olan insanlar ahenkli bir ailenin;kalitenin ve çalışmanın yüksek değerler taşıdığı toplumun yapı taşlarını oluştururlar.insana değer verilmeyen yerde olumsuzluk; değersizlik oluşur. Onun için insan ilişkilerinde iki seçeneğimiz var; ya değer vereceğiz ya da değersiz kılacağız. Insana değer vermek; soyut; bilişsel bir olay olarak kalamaz.düşünceler ve tutumlar davranışın temelini oluşturur. Bu düşünce ve tutumların davranışa dönüşmesi için içten gelen gülümseme ile inanca gerek vardır.