Bel ağrısını çekmeyenimiz yoktur. Hepimiz mutlaka hayatımızın bir bölümünde bel ağrısı çekmişizdir. Kimimizde bir saat sürmüş; kimimizde bir gün sürmüş; kimimiz ise yılları alan bir ağrıyla yaşamaya alışmışızdır.
Bel ağrısı özellikle uzun yılları alan kronikleşmiş bir vaka ise hayatı yaşanmaz hale getirmekte ve yaşam kalitesini azaltmaktadır. Ağrıdan kurtulmak için tüm yolları denemekteyiz. Bazen doktora giderek; bazen çekiciye(!) giderek; bazen de arkadaştan duyma yöntemler kullanarak ağrıdan kurtulmaya çalışırız.
Bel ağrısı için bazıları ise fizik tedaviyi tercih eder. Fakat fizik tedavi yapılan kurumlarda mevcut yasalardan ve personelin doğru yerde kullanılmamasından dolayı verimli tedavi yapılamamaktadır. Bel ağrısı çeken insanlar; işin ehli olan fizyoterapistler tarafından tedaviye alınamamaktadır.
Manuel Terapi Nedir: Elle tedavi anlamına gelen manuel terapi eklemlerdeki hareket kısıtlılığını düzeltmek; ağrı ve fonksiyonel bozuklukları gidermek amacıyla yapılan; manipulasyon-mobilizasyon; post-izometrik relaksasyon; myofasial germe gibi daha bir çok tekniği içinde barındıran ve fizyoterapistler tarafından kullanılan bir yöntemdir.
Bel ağrısının bir çok nedeni olabilir. Bunun için öncelikle bir doktor tarafından bel ağrısının kaynağı araştırılmalıdır. Teşhis sonrasında fizyoterapist ayrıntılı bir değerlendirme yapmalı; bulguları göz önünde bulundurarak manuel terapi ihtiyacı var mı onları tespit etmeli ve tedaviye başlamalıdır.
Manuel terapi ağrıyı geçiren çok etkili bir yöntemdir. Manuel terapide amaç; ilaçların aksine ağrıyı baskılamak değil; bulguları tedavi etmektir.
Manuel terapist ağrıyı vücudun alarm sistemi olarak kullanmaktadır. Ağrı varsa orada bir problem var demektir. Bunu ilaç kullanarak baskılamak hatadır. Çünkü; vücut problemli olan hareketi ağrıyla bildirmekte; ağrı baskılandığında ise farkına varmadan yanlış hareket yapılabilmektedir. Yapılan yanlış hareket; problemli bölgeyi daha çok zorlayarak problemi daha da arttırmaktadır. Bu sebeple hastalar ilaç kullanarak geçici olarak rahatlamakta; ilaç bittikten sonra ise eskisinden daha kötü olabilmektedir.
Manuel terapist bunların yanında sadece ağrı bölgesini değil vücudu bir bütün olarak ele almaktadır. Çünkü bazen vücudun başka bir bölgesindeki rahatsızlık yansıyan ağrı yapabilmektedir. (karaciğer problemi boyun ağrısına neden olabilir ya da böbrek ağrısı bele yansıma yapabilir. vb.) Bu nedenle manuel terapist probleme sebep olacak her şeyi araştırmakta ve daha etkin bir tedavi programı hazırlamaktadır.
"Birçok doktora gittim; birçok ilaç kullandım ama iyileşmedim; iyileşmem gerekirken daha kötü oldum" diyen birçok hastanın hastalığının nasıl ilerlediğini ve kronikleştiğini bu şekilde anlamış olduk. Ağrısız ve sağlıklı bir yaşam için lütfen fizyoterapistlerden fikir alınız; apayrı bir dünyaya sürükleneceksiniz. İlaçsız sadece elle belli teknikler uygulanarak tedavi edileceksiniz. Ama bu Türkiye de; hastane şartlarında pek mümkün değildir.
Nedeni ise ;
Hastalar SGK tarafından A;B;C; ve D grubu diye sınıflandırılmaktadır A ve B grubunu (Felç; MS;ALS gibi nörolojik problemleri içermektedir) fizyoterapistler alırken C ve D grubuna (C ve D grubu; bel ağrısı ; boyun ağrısı; omuz ağrısı; diz ağrısı gibi ortopedik problemleri içermektedir) fizyoterapistler bakamamaktadır. İşin ehli olan ve yaptıkları özel teknikler; egzersiz seçenekleri ve manuel terapi ile hastaları iyileştirmesi gereken fizyoterapistlerden faydalanamamaktadır.
Peki bu durumda ne yapmalıyız ? Öncelikle hastanede uzman doktor teşhis koyup; fizik tedavi ünitesine gönderdikten sonra sizi kimin tedaviye alacağını; nasıl bir tedavi olacağınızı sorgulayınız. Tedavinizi yapacak olan fizyoterapist değilse bir fizyoterapiste tedavi olmak istediğinizi belirtiniz. Eğer mümkün değilse en azından fikir almak için kurumdaki fizyoterapistle iletişime geçiniz...
Umut ediyorum ki bu eksiklikler giderilerek bütün hastalara daha kaliteli ve yeterli bir hizmet sunulur.
Masa Başında Doğru Oturma Ve Ergonomik Öneriler
NEDEN DOĞRU OTURMALIYIZ VE ERGONOMİ ÖNEMLİDİR
Bel; boyun; sırt; kalça; omuz; boyun gibi vücudun bir çok yerinde oluşan ağrının temel nedenlerinden biri doğru oturuşu bilmemektir. Yanlış oturma biçiminin tekrarlaması omurgada yada vücudun herhangi bir yerinde dengesiz yük binmesine sebep olmaktadır.Bunun devamlı olması ;yük binen kısımlarda probleme sebep olabilmekte ve yaşam kalitesini azaltan ciddi ağrılara sebep olabilmektedir(örneğin bel fıtığı). Sadece oturmamızı düzelterek ve ergonomik önerilere dikkat ederek ;ağrılarımızda ciddi azalmalara ve iyileşme sürecini hızlandırmaya katkıda bulunabilirsiniz. Bir bakıma hastalık oluşmadan önce önlemiş olursunuz.
MASA BAŞINDA DOĞRU OTURMA
Sırt bacaklar ve dizler arasında dik açılı bir oturuş sağlanmalı.
Ayaklar yerle tam temasta olmalı.
Baş mümkün olduğunca düz ve orta pozisyonda tutulmalı;baş sağa yada sola eğik olmamalı ;baş herhangi bir tarafa dönük durmamalı
Oturuş pozisyonu sık sık değiştirilmeli
Dirsek ve kol vücuda yakın ve rahat bir pozisyonda olmalı.
Dirsekler ortalama 90-120 derecelik açıyla kullanılmalı.
Omuzlar aşağı ve yukarı pozisyonda olmamalı.
Kollar 90 drece üzeri aktivitelerde sık kullanılmamalı.
Önkol ;el bileği ve el düz ve aynı düzlemde ve yere paralel olmalı.
Masa ve dizler arası mesafe 5cm den az olmamalı.
Bacakların hareketi kısıtlanmamalı.
Ergonomi; insanın yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla işin ve işyerinin daha insanca olmasını sağlayarak çalışanın sağlığının korunması ve iş veriminin artırılmasına yönelik olarak günlük hayatta ve çalışma hayatında kullanılan her türlü araç ve gerecin insana uydurulmasına yönelik faaliyetler bütünüdür.
-Ayaklar zeminden ayrılmadan ;çalışma masasına yada klavyeye uygun yükseklikte olmalı.
KOLÇAK YÜKSEKLİK AYARI
Dirsek ve ön kolu destekleyip omuzu rahatlatacak şekilde kişiye uygun olarak ayarlanmalı.
Ayrıca döşemeli kolçaklar dirseklere ve ön kollara gelen rahatsız edici baskıları engeller.
BEL DESTEĞİ: Dik oturulduğunda duruşu destekleyerek dik duruşa teşvik etmeli.
KALÇA DESTEKLEYİCİSİ: Kalçayı destekleyerek dik duruşa teşvik etmeli.
FARE;KLAVYE VE MONİTÖR KULLANIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Kullanıcılar klavyeyi bilekleri düz bir şekilde ve destekli olarak kullanmalıdır.
Klavye ile mouse aynı yükseklikte olmalı
Mouse kullanılırken bilek sağa ve sola doğru çevrilmemelidir
Klavye ve mouse ne çok büyük ne çok küçük olmamalıdır. Elin anatomik yapısına uyumlu olmalıdır.
Monitörün tepe noktası göz seviyesinden 15 derece kadar aşağıda olmalıdır.
İŞ YERİNDE ZİNDE KALMAK…
Her saat başı kalkıp iş yerindeki en uzak fotokopi yada faks makinesine yürünebilir.
Asansör yerine merdiven kullanılabilir.
İş arkadaşına bir şey söylemek istendiğinde e-mail yada telefon kullanmak yerine yanına gidilebilir.