İnme ; beyin damarlarının çeşitli sebeplerle tıkanması veya damarlarda oluşacak kanamalar sonucunda ortaya çıkan klinik tablodur. Beynin kanlanmasında görülen bu işlev bozukluğu sonucu beyin dokusunda harabiyet hatta beyin dokusunun oksijensiz kalmasına bağlı olarak nöron(sinir hücresi) nekrozu görülebilmektedir.
Beyin çok karmaşık bir yapıya sahiptir. Hasar; hangi bölgedeyse o bölgenin yönettiği fonksiyonlarda zayıflama veya tamamen kayıp gözlenebilmektedir. Bu yüzden tanı ve tedavide hasarlı bölgenin bilinmesi önem arz etmektedir. Örneğin ön beyin dolaşımındaki bozukluk neticesinde kol fonksiyonları; bacak ve ayak fonksiyonlarından daha fazla etkilenmektedir. Orta beyin bölümünün kanlanmasındaki bozukluk ise bacak ve ayak fonksiyonlarını; kol fonksiyonlarından daha fazla etkilemektedir. Hasarlı bölgenin lokalizayonunun bilinmesi bize; tedaviyi erken dönemde şekillendirmemiz açısından kolaylık sağlamaktadır.
Beyin; vücudun komuta merkezidir. Gözlemsel olarak bakacak olursak; lezyonunda ( hasarında) en çok etkilenecek bölgeler yüz ve uzuvlardır. Bu yüzden fizyoterapi değerlendirmesi ve tedavisinde gözlemin ve her bir yapının ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir. İnme sonrası görülebilecek komplikasyonlar;
Spastisite (Kas tonusunda artma)
Hipotoni (Kas tonusunda azalma)
Duyu bozukluğu veya tam duyu kaybı
Refleks Mekanizmaların Bozulması ( Derin tendon reflekslerinde artma veya patolojik reflekslerin ortaya çıkması gibi): Mesela quadriceps adını verdiğimiz bacağın en güçlü kası; kemiğe yapıştığı noktadan küçük bir darbe dahi alsa kasın bu uyarana verdiği cevap daha hızlı ve şiddetlidir. Kas; daha kolay uyarılabilir bir hal almıştır.
Kas kuvvetinde azalma
Kasların çekiş açılarındaki değişmeye bağlı olarak zıt kasların güç dengelerinde bozulma
Görme bozukluğu; duyma problemi; algılama problemi
Görme ve denge yollarındaki etkilenmeye bağlı olarak denge problemleri
Yürüyüş bozuklukları : Hastaların yürüyüşleri belirgin olarak değişir. Adım atmak zorlaşacağı için yürürken sağlıklı bir bireyden çok daha fazla enerji sarf ederler. Bu durum ise hastaların erken yorulmalarına sebep olur.
Hastaların fiziksel görünümünde de problem oluşur. Hastanın omuz; kol; gövde ve bacak problemlerinden dolayı hastalar bir taraflarına eğik dururlar.
Hastalar ayrıca ağrı; omuz çıkığı; tuvalet ihtiyaçlarındaki zorluklar ; uykusuzluk gibi problemlerden yakınmaktadırlar.
Görülen tüm bu problemler; zaman içerisinde artma eğilimindedir. Bu yüzden problemler erken zamanda kontrol altına alınmalıdır. Rehabilitasyon sürecinde zaman kaybedilirse; beyin dokusunun iyileşmesi ve semptomların giderilmesi zorlaşmakta; KRONİK DÖNEMDE İMKANSIZ HALE GELMEKTEDİR.
ÖRNEK 2 VAKA SUNUSU
1)İlk hastamız 50 yaşında ve sol taraf inmesi vardı. Bu hastayla beyin kanaması geçirmesinden 1 ay sonra çalışmaya başladık. Hastamızda 3 ay içerisinde mükemmele yakın gelişme kaydettik. 5 ay sonraki düğünlerinde; misafirlerini oturarak karşılamak istemeyen hastamız; misafirlerini ayakta karşılayarak düğününü rahatça yaptı.
2)İkinci hastamızsa 45 yaşında; erkek. Trafik kazası geçiren hastamızın yine sol taraf inmesi mevcut. Kazanın üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçmişti. Kazanın akabinde hemen fizyoterapi almaya başlamış ve tripod ile yürüyor duruma gelmiş. Psikolojik sorunları sebebiyle tedaviyi bırakınca tekrar ayağa kalkamamış. Yaptığımız çalışmalarda ise çok yavaş sonuç alıyorduk. 1 senelik çalışmanın sonucunda ancak oturduğu yerden minimum yardımla kalkar duruma gelebildi.
İki vakayı karşılaştırınca; 2. hastanın daha genç olmasına rağmen rehabilitasyona ara vermesi ve geç başlaması sebebiyle tedavisinin çok daha uzun bir süre aldığını görmekteyiz.