İlköğretimle yeni tanışan çocuklarımız için 1. sınıf olmak oldukça heyecanlıdır. Okulöncesi deneyimi ne kadar uzun olursa olsun 1. sınıf olmanın hissettirdikleri çok farklıdır. Heyecan; korku; kaygı ve gurur çocuğun iç içe yaşadığı duygulardır. Anne babalar da bu süreçte en az çocukları kadar hatta belki daha yoğun olarak bu duyguları yaşarlar. Okula geldiğiniz ilk gün bu süreçle ilgili hissettiğiniz kaygıları çocuğunuza hissettirmemeniz oldukça önemlidir çünkü sizin kaygınız onun kaygısına dönüşür ve çocuğunuz sınıfa girmekte; okula alışmakta zorluk yaşayabilir. Uzun süren vedalaşmalar; annenin çocuktan ayrılamaması da bu durumu tetikler.
Okula geldiğiniz ilk gün sıradan bir günmüş gibi davranmak; korkuyu tetikleyecek söylemlerden ve davranışlardan kaçınmak; tutarlı ve kararlı bir tavır içinde olmak; okuldan döneceği veya onu alacağınız zaman ile ilgili doğruyu söylemek ve güvenilir olmak; rahat bir okula alışma dönemi geçirmenize yardımcı olacaktır.
Okuldan geldiğinde; gününüzü anlatmanız; ona gününün nasıl geçtiğini sormanız; ancak çok aşırıya kaçmadan; çok meraklı görünmekten kaçınarak bunu yapmanız gerekmektedir. 1. sınıfta adaptasyon süreci sadece bununla da bitmez; sınıfına; öğretmenine; arkadaşlarına alışmaya çalışan çocuk için akademik beklentiler de zorlayıcıdır.
1. sınıfın ilk döneminde okuma – yazmanın üzerinde yoğun şekilde durulduğundan çocuğunuz güçlük yaşayabilir. Bu nedenle 1. sınıf ile ilgili en önemli kelimenin “sabır” olduğunu söylemek mümkündür. Okuyamadığı/yazamadığı veya yanlış hatalı okuduğu/yazdığı durumlarda eleştirmemek; olumlu gelişmelerin üzerinde durmak gerekmektedir. Kendisini sınayan ve arkadaşlarıyla karşılaştıran çocuk için anne babadan eleştiri almak yaralayıcı olur ve ilköğretime ilişkin algısında olumsuz duyguların gelişmesine yol açabilir.
Her çocuğun aynı zamanda öğrenemeyeceği gerçeğinden yola çıkarak; çocuk diğer çocuklarla kıyaslanmamalı ve gelişimi kendi içinde değerlendirilmelidir. Nasıl ödev yapılacağı da çoğu zaman evde ayrı bir soruna neden olur. 1. sınıf çocuğuna ödev alışkanlığı kazandırırken yanında durarak ödeve yardımcı olmak ancak aşırı müdahaleden kaçınmak gerekir. Okuldan gelir gelmez ödeve başlanmamalı; henüz oyun çağında olan çocuğa dinlenmesi ve oyun oynaması için zaman tanınmalıdır. Ne zaman çalışmaya başlanacağına çocukla beraber karar vermeli; çocuğa neyi ne zaman yapacağı ile ilgili farkındalık kazandırılmalıdır. Dikkat süreleri kısa olduğundan ve tüm gün okulda benzer çalışmaları yaptığı düşünülerek sık sık ara verilmelidir (Bu ara; meyve yemek; yüzünü yıkamak; 5 dakika gözlerini dinlendirmek gibi dikkatin dağılmasına neden olmayacak ama zihnini dinlendirmesine yardımcı olacak etkinliklerden oluşmalıdır). Ödev yaparken olumlu gelişmeleri fark etmek; anında olumlu geri bildirim vermek ilgisini pekiştirecektir. Yanlışları düzeltilmemeli; kendisinin fark etmesi sağlanmalıdır (“Bir daha bak istersen” gibi). Çocuğun üzerine gereğinden fazla düşülmemeli; yazılar tekrar tekrar silinip yazdırılmamalıdır. Böylece çocuğunuz hem ödev yapma; düzenli çalışma alışkanlığı kazanır hem de kendi yanlışlarının sorumluluğunu almayı öğrenir.
Özetlemek gerekirse; 1. sınıf deneyimi sadece çocuk için değil anne baba için de ilk dönem oldukça zor olabilir. Bu süreçte; çocuğunuzun öğretmenleriyle işbirliği içinde olmak; çok kaygılanmadan çocuğunuzun yanında olmak ve desteklemek yeterli olacaktır.
Çocuğunuzun Okul Fobisi yaşadığını düşünüyorsanız;
Öncelikle şunları sorgulamanız yararlı olacaktır:
1. Bende benzer kaygıları hissediyor olabilir miyim? (Ya alışamazsa; ya ağlarsa; ya yemeği beğenmezse; ya başına bir şey gelirse gibi kaygılar)
2. Yeni doğan bir kardeş gibi çocuğun hayatını etkileyen değişiklikler yakın zamanda gerçekleşti mi?
3. Çocuğun kafasının karışmasına yol açacak şekilde okuldan geç alınma; okulda gereğinden fazla kalma (bilgi verilmeden) gibi durumlar yaşandı mı?
Bu ve benzeri durumlar yaşandıysa çocuğun kaygılanması olağandır. Öncelikle; Sizin kaygınız çocuğunuzun kaygısı olacaktır; bunu unutmamalısınız. Annenin sakin kalması; okula gitmenin günlük hayatın bir parçası olduğunu hissettirmesi çocuğu rahatlatır.
Yeni doğan bir kardeş; taşınma vs gibi değişiklikler çocuğun kaygısını arttırabilir. Örneğin çocuk okuldayken annesinin kardeşiyle vakit geçireceğini düşünüp onlara kendisinin dahil olmadığı bir alan bırakmamak adına okula gitmeyi reddedebilir. Ya da taşınma sebebiyle; yeni adresini/telefonu bilememek; kaybolabileceği düşüncesine yol açarak kaygılanmasına yol açabilir.
Çocuk okula alışma sürecinde tutarlılığa çok ihtiyaç duyar. Örneğin annesinin kendisini ne zaman alacağı konusuna hakim olmak ister. Bir çok çocuk ilk günler zamanı sık sık sorgular ve annesinin ne zaman geleceğini öğrenmek ister. Annenin çocuğun bilgisi dışında geç kalması ve çocuğun arkadaşlarının gittiği ama hala kendisinin beklediği bir ortamda kalması kaygı verici olacaktır. Anne arayıp öğretmenine bu durumu bildirir ve çocuğa iletmesini rica ederse çocuğu bu olağan dışı geç kalmaya çocuğu hazırlamış olacaktır. Tabi ki bu durumun sık sık yaşanması güven sarsıcı olacaktır; bu sebeple özellikle ilk aylar bu duruma ekstra dikkat edilmesi faydalı olur.
Uzun süre devam eden ve çocuğun öğrenme sürecini etkileyen durumlarda; bir uzmandan yardım almak yararlı olacaktır.