Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Okul Öncesi Eğitimin Önemi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:06    Güncellendi: 18.02.2025 22:06
0-6 yaş (0-72 ay) arasını kapsayan bir dönem olan okul öncesi eğitim süreci; çocukların gelişim düzeylerinin ve bireysel özelliklerinin ortaya çıktığı; geliştiği bir zaman dilimidir. 3-6 yaş dönemindeki eğitim çocuğun kişiliğinin şekillenmesi için son derece öneme sahip bir dönemdir. Her birey genetikfaktörlerin etkili olduğu bir kişilikle ve yeteneklerle dünyaya gelir. Ancak çevre ve eğitim faktörü çocuğu her alanda geliştiren çok önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle 3-6 yaş dönemi çocuğun yaşamında gelişim hızının en yüksek olduğu; kişiliğinin temel yapısının oluştuğu ve bilgi edinme süreci en hızlı ve kalıcı olduğu dönemdir. Araştırma insan kişiliğinin %70 nin 0-6 yaş grubunda şekillendiğini ortaya çıkarmıştır. Özellikle 3-6 yaş aralığı çocuğun yeteneklerinin keşfedilmesinde; sosyalleşmesinde; doğru kişilik geliştirmesinde çok büyük öneme sahiptir. Çocuğun bu süreçte bir eğitim kurumuna gitmesi bu dönemin daha verimli bir şekilde geçirilmesine olarak sağlamaktadır.

Günümüz şartlarında annelerin daha aktif olarak iş hayatına atılmaları ile çocuklarını eğitim kurumuna gönderme oranlarında artış gözlemlenmektedir. Son zamanlarda araştırmaların özellikle 3-6 yaş döneminin önemini ortaya çıkarmasıyla birlikte ebeveynler ana okulu eğitiminin ne denli önemli olduğunu daha iyi kavramaktadırlar. Sadece okuldan bir yıl önce eğitime başlatılan çocuklar; artık 3 yaşından itibaren bir eğitim kurumuna gönderilmektedir. Bu Türk toplumu adına sevindirici bir gelişmedir. Okul öncesi eğitim; çocukların akranları ile birarada olma; işbirliği kurma; yardımlaşma duygularını geliştirme; kurallara uyma; paylaşmayı öğrenme; otoriteyi kabullenme gibi sosyal normlar öğrenmesini sağlayacaktır. Anaokulu; çocuğun yaşamında karşılaştığı ilk sosyal çevre deneyimidir. Ev ortamında kendisini merkez olarak gören; tüm ilgi ve alakanın üzerinde olmasına alışan; her istediğini yapan; yaptıran çocuğun anaokuluna başlamasıyla bir çok yönden kendisini geliştirmesi söz konusudur. Çocuk ana okulunda ilgiyi; sevgiyi; kendisinin olarak gördüğü herşeyi paylaşmayı; grupla hareket etmeyi; sabretmeyi; beklemeyi öğrenir. Hayatında düzen kavramının önemini kavrar. Sabahları aynı saate kalkıp okula gitmek; ardarda derslerin sıralanması; kurallar; aynı saatlerde eve dönüş çocuklara; hayatlarını düzene koymayı öğretir. Çocuk; arkadaşlığın anlamını ve paylaşmayı kavrar. Aile bireyleri dışında farklı insanlarla ilişki kurmayı; insanları sevmeyi; kırmamayı; ilişkiyi sürdürebilmeyi öğrenir. Yaşayarak; deneyerek öğrenme fırsatı bulur. Doğru davranış kalıplarını öğrenip kabullenmek durumunda kalan çocuk; doğru kişilik özellikleri geliştirir. Okul öncesi eğitimin çocuğa kazandırdığı sosyal uyum ve davranış kalıplarının yanı sıra; çocuktaki yeteneklerin doğru keşfedilip geliştirilmesi; en üst seviyeye çıkartılması; öte yandan az yetenekli ve problemli olduğu alanlarında belirlenip iyileştirilmesi açısından da büyük öneme sahiptir. Dikkat; eksikliği; öğrenme güçlüğü; hiperaktivite; otizm; dawn sendromu gibi doğuştan getirilen rahatsızlıkların erken teşhis edilmesi; tedavinin kısa sürede başarıya ulaşmasında çok önemlidir. Okul öncesi bir eğitim kurumuna giden çocukların teşhis edilme ihtimali daha yüksektir. Ev ortamında anne babanın bu rahatsızlıkları erken teşhis etme olasılığı düşüktür. Oysaki çocuklardaki doğuştan getirilen rahatsızlıklar daha bebeklikten itibaren bilinçli bakış açısıyla değerlendirildiğinde fark edilip; giderilmesi için eğitici çalışmalara başlaması yapıcı bir çalışma olacaktır.

NURAY BAŞTAN AYDIN
PSİKOLOJİK DANIŞMAN
AİLE DANIŞMANI