Başlıca özelliği sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde yeterli sertleşme (ereksiyon) sağlayamama ya da cinsel ilişki bitene kadar sertleşmeyi sürdürememektir.
Ereksiyon Bozukluğu; organik ya da psikojenik kökenli olabilir.
Sertleşme sorunu; ilk cinsel aktiviteden beri varsa; sabah ereksiyonları olmuyorsa; spontan ereksiyonlar gerçekleşmiyorsa; mastürbasyon ile sertleşme sağlanamıyorsa; peniste şekil değişiklikleri oluyorsa ya da başka bir partnerle de ereksiyon oluşmuyorsa organik kökenli olma olasılığı yüksektir.
Sabah sertleşmeleri varsa; spontan ereksiyon oluyorsa; başka bir partnerle ya da mastürbasyonla ereksiyon gerçekleşiyorsa psikojenik kökenli olma olasılığı çok yüksektir ve cinsel terapiyle sorun çözülebilir.
Sertleşme zorluğu ; organik kökenli cinsel işlev bozuklukları arasında da en sık görülenidir.
Ancak organik bir patolojinin saptanması; eşlik edebilecek psikolojik bir bozukluğun varlığını dışlamadığı gibi artmasına sebep olabilir. Çünkü organik bir Cinsel İşlev Bozukluğunun psikolojik bir yansımasının olmaması düşünülemez.
Sertleşme bozukluğunun ortaya çıkmasında ya da devamında en önemli psikojen etken; performans ile ilgili olumsuz beklenti ve değerlendirmelerdir. Performans; başarıya ilişkin bir kavramdır. Bireyin performansının yetersiz olacağına ilişkin beklentisi ve yetersiz performans sonucunda ortaya çıkabilecek sorunlar ile ilgili düşünceleri yoğun anksiyete yaşamasına ve ereksiyon sorunlarının yanı sıra cinsel ilişkiden kaçınmaya; cinsel isteksizliğe; hatta depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
(Sungur; 2003; İncesu; 2006)
Oysa ki cinsellik; performans sergilenmesi gereken bir yarış değil; haz alınması gereken bir yaşantıdır.
Sertleşme sorunlarıyla ilişkili başlıca psiko-sosyal etkenler:
Yetiştirilme koşulları;
Yetersiz; yanlış cinsel bilgiler;
Negatif kognisyonlar
Çocuklukta yaşanan cinsel taciz ve travmalar;
Cinsel yönelim sorunları.
Gerçek dışı beklentiler;
Rastlantısal başarısızlık;
Genel ilişkideki sorunlar;
Psikiyatrik bozukluklar;
Partnerde cinsel işlev bozukluğu;
Partnerin sadakatinden şüphelenme; aldatılma;
Başarısızlık korkusu;
Yakınlık sorunları;
Bozuk kendilik algısı;
Kısıtlı ön sevişme;
Suçluluk ve günahkarlık duyguları
Geçmişteki olumsuz deneyimler
Extramarital ilgi; aşk ya da ilişki
Yaşam dönemleri ve zorlukları ( iş kaybı; göç; doğum; menopoz; gebelik vb )
Yaşlanma ya da Sağlıkla ilgili kaygılar;
Erotik çekimin olmaması
Parafilik eğilimler.
Sertleşme sorunlarıyla ilişkili “CİNSEL MİTLER” (YANLIŞ İNANIŞLAR)
Erkek cinselliğe her zaman hazırdır.
Cinsellik; cinsel birleşme (Coit) demektir.
Bütün dokunuş ya da yakınlaşmalar cinsel birleşmeyle bitmelidir.
Cinsellik demek; sertleşmiş bir penis demektir.
Gerçek bir erkeğin cinsel sorunu olamaz.
Duygusallık; yakınlaşma; iletişim gibi kavramlar erkeklere özgü değildir ve zayıflık belirtisidir.
Cinsellik; bir erkek için performans/iktidar alanıdır.
İyi bir cinsellik; erkeğin orgazmı ile biten bir cinselliktir.
Cinsel bir sorun yaşayan erkek; bunu asla kabul etmemeli; partnerini ya da başka etkenleri sorumlu tutmalı; hekimden ve tedaviden ise sonuna kadar kaçmalıdır.
Başka şeylerde olduğu gibi cinsellikte de başarıya ulaşmak şarttır;
Bir kez cinsel sorun yaşanırsa bu tekrarlayacak demektir;
Güçlü erkekler üst üste birkaç kez sevişebilirler;
Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir;
İlk cinsel ilişkide başarısız olan erkek; erkek değildir;
Mastürbasyon zararlıdır;
Sevişmek cinsel organda sertleşmeyi gerektirir;
Cinsel ilişkiyi erkek başlatmalı; sorumluluğunu üslenmeli ve yönetmelidir.
Erkekte kadında partnerinin cinsel isteğini reddetmemelidir.
(CETAD; 2007)