Hafta sonları; özellikle pazar günleri alışveriş merkezlerinde rastlıyorum onlara. Babalar ve çocukları. Genelde baba ve tek çocuk geziyorlar.
Evet boşanmış aileler; velayet annede; çocuk anne ile yaşıyor. Pazar günü de baba çocuğu annenin evinden almış; beraber zaman geçiriyorlar.
Hepsinin gözlerinde ayrı hikayeler var;
Kimilerinin iletişimi oldukça kopuk; baba ve çocuk gibi değiller. Birbirini tanımayan ya da yeni tanışmış iki insan gibiler; yabancılar. Belli ki boşanma çocuk çok küçükken gerçekleşmiş ve baba ile çocuk arasında iletişim hiç başlamamış.
Kimilerinde çocuk sürekli konuşuyor; anlatıyor. Gözlerini babasından ayıramıyor. Onunla ilişki kurma; yakınlaşma peşinde. Babanın gözü başka yerlerde; uzaklara bakıyor; düşünceli.
Kimilerinde ise baba ve çocukta çok mutlu; ikisi de birbirinin gözlerinin içine bakıyor; gülümseyerek. Birbirini seven; anlayan; özlemiş bir halleri var.
Her iki evlilikten birinin boşanma ile sonuçlandığı ülkemizde; boşanma sonrası ebeveynlerin nasıl bir yol izleyeceği çok önemli.
Ben bir baba olarak; babalığın sosyolojik bir olgu olduğunu düşünüyorum. Bizler kendimizi içgüdüsel olarak baba gibi hissetmiyoruz. Baba olmayı çocuk doğduktan sonra akıllı annelerden öğreniyoruz. Annenin doğru yönlendirmeleriyle baba çocukla ilgilenmeye; zaman geçirmeye ve paylaşmaya başlıyor. Eğer ki bu aşamada çocuğun her şeyiyle kendi başına ilgilenen; çocuğun tüm sorumluluğunu sırtlanan bir anne varsa; baba ile çocuk arasında derin bir ilişkide kurulamıyor.
Baba çocuğuyla ilişki kuramadan; eşler evliliğin ilk yıllarında boşanıyorlar. Çocuk anne ile yaşamaya başlıyor. Yeni bir hayat; yeni bir düzen kuruluyor. Baba da yeni bir hayat kuruyor ve bu yeni hayatında haftada veya iki haftada bir gördüğü çocuğu da var. Çocuğuyla çok zaman geçirmemiş; onun beslenme şeklini; yıkanmasını; bakımını bilmiyor.
Hiç unutamadığım bir anı; bir avm restoranında karşı masamızda yine bir pazar günü babası ve 4-5 yaşlarındaki oğlu. Aralarında hiç iletişim yok; ikisi de birbirine yabancı gibi bakıyor. Çocuk çok ürkek; ağzından hiç kelime çıkmıyor ve ara sıra babasını gözetliyor. Belki de tanımaya çalışıyor; kim bu babam olan insan diye. Yemekleri geldi ve baba yemeğini yemeğe başladı ama oğluna göz ucuyla bile bakmıyor. Ve çocuk çatal bıçakla yemek yemeği beceremiyor. Belli ki önceden bu konuda pek yardımcı olunmamış. Çocuk yemek için mücadele ediyor ama pek başarılı değil. Çok korkak ve çok ürkek. Ve biz üzülen gözlerle seyrediyoruz. Kalkıp beyefendi biraz çocukla ilgilenseniz; önce ona çatal bıçak tutmayı öğretseniz ve sonra da denemesi için şans verseniz demek geliyor içimden. Yapmıyorum tabi. Çatal; bıçak kullanamayan ürkek erkek çocuğu ileriki yıllarda hayatında bir sürü zorlukla karşılaşacak; bir babaya ihtiyaç duyacak; destek isteyecek. Belki kendisini yalnız; belki de güçsüz hissedecek. Şu anda yüzüne pek bakmayan babasıyla ilişkisi değişir mi; farklılaşır mı bilemem.
Boşanma sonrasında bir süre sarsılan ebeveynler; eninde sonunda yeni hayatlarına alışıyorlar. Peki ya çocuklar; onlar bu yeni yaşama alışıyorlar mı? Tek ebeveynle büyümek onlar için ne kadar sağlıklı?
Çocukların mutsuz ve huzursuz evlerde anne ve babalarıyla büyümelerindense; tek ebeveynle mutlu ve huzurlu bir evde büyümeleri daha sağlıklı diyoruz.
Peki ya boşanmayı düşünen anne ve babalar hem kendileri; hem de çocukları için bu sürece hazırlar mı ? Çocuğa nasıl anlatmalı; nasıl davranmalı; boşanma süreci çocuk açısından en az hasarla nasıl atlatılabilir? Bu konu da destek almayı ya da bir şeyler okumayı denediniz mi?
Boşanma sonrasında anne ve baba olmaktan vazgeçemezsiniz. Başka bir deyişle çocuğu olan aileler belki de gerçek anlamda hiçbir zaman boşanamaz diyebiliriz. Çocukla ilgili konularda hayat boyu konuşmak; birbirlerini bilgilendirmek ve birbirlerinden yardım almak zorundalar. Bir çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminde anne ve babaya eşit derecede ihtiyacı var.
Boşanma krizini doğru bir şekilde yöneten; ve sonrasında da çocuk ebeveyn ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde devam ettiği örnekler de çok.
Bu yazıda sadece rastladığım pazar günü babalarının zihninde bir soru işareti oluşturmaya çalışıyorum. Çocukları ile boşanma sonrası ilişkilerini gözden geçirmelerini tavsiye ediyorum.
Ve bu ilişkinin derin; sağlıklı; keyifli; güzel ilerlemesi için ellerinden geleni yapıyorlar mı?