Evlendiğimizden Beri Cinsellik Yaşayamadık; Evliyiz Ama Seks Yapmıyoruz; Eşim Cinsellik Yaşamaktan Korkuyor
EVLENDİĞİMİZDEN BERİ CİNSELLİK YAŞAYAMADIK; EŞİM CİNSELLİK YAŞAMAKTAN KORKUYOR
Cinsel ilişki yaşayamama sorunu sıkça rastalanan ancak; çoğunlukla ailelerden başka kişilerle paylaşılamayan önemli bir evlilik sorunu olarak görülebilir. Çoğu zaman bu sorun kadının cinsellik yaşamaktan kaçınması ile başlayıp daha sonra da eşini uzun süreli reddetmesine dönüşebilir. Cinselliği ara sıra reddetmeden farklı olarak bu sorun daha katı bir biçimde; cinselliği yaşamaktan sürekli olarak ısrarla uzak durmaktır.
Kadının cinselliği reddetmesinin olası nedenleri aşağıdakine benzer şekilde gibi sıralanabilir:
Cinsellikle ilgili yanlış ve korkutucu inançların olması.
Kişinin geçmişte kendi anne ve baba ilişkisinin olumlu olmaması ve evlilikle ilgili uygun modeller görmemiş olmak.
İstemeyerek evlenmiş olmak ya da evlendiği kişinin kendisine uygun olmadığı fikrine varmak diğer bir deyişle eşini kendine uygun olarak görmemek; eşin bir çok yönünü beğenmemek
Cinsellikle ilgili yeterince bilgi sahibi olmamak
Cinsellik yaşadndığında eşin klendisine kötü davranacağı inancı
Kişinin geçmişte çok travmatize olması ve bunlarla ilgili tedavi sürecinden geçmeden evliliğe adım atması
Eşin cinsellik yaşamamayı çok sorun etmeyeceğine ilişkin güçlü inanç duymak
Yaşamda yeterince olgunlaşmadan evlenmiş olmak ve sorumluluk duygusunun yeterince gelişmemiş olması
Ailelerle ilgiili sorunların evliliğe yansıması ve aile baskısı
Kişinin empati duygusundaki eksiklik
Genel olrak psikolojik olarak kişinin kendini yeterince sağlıklı hissetmemesi örneğin deprsyonda olması v.b. gibi
Evlilik öncesinde eşi yeterince olarak tanımamış olmak
Kişinin duygusal olarak başka birine ait olduğu hissederken başkası ile evlenmesi
Eşler arası kadınlık ve erkeklik rollerinin değişmesi ve dolayısıyla karşı tarafı karşı cins olarak görememe daha çok kendi cinsiymiş gibi algılama
Eşler arasında çok büyük sosyoekonomik fark olması ve değişik kültürel özelliklere sahip olma
Cinsellik yaşamamaya karşın sıklıkla üretilen bahaneler şunlardan biri olarak ortaya çıkabilmektedir.
a) Henüz eşime alışamadım ve cinsellik için zamana ihtiyacım var
b)Çok korktuğum için bu tedavi olunmaz bir durumdur ve değişmeyeceği için çare aramak gereksizdir
c) Bunu yeni evlenen herkes yaşar ve kendiliğinden çözülür
d)Bu sorun aslında benim dışında gelişen bir sorun ve bunun nedeni doğa üstü güçler; örneğin büyüler v.b.
e) evlilikte cinsellikten daha önemli şeyler var ve bunlara eğilmemiz cinsellikteki sorunu da çözer
f)bu konuyu ben kendim çözemezken bir yabancı uzman asla çözüm sağlayamaz
Bunlar veya benzeri nedenler ileri sürülerek kişi sıklıkla destek almayı reddeder ve de zaman kazanma yolu olarak bu bahanelerin bazen birini bazen de bir kaçını birden öne sürebilir.
Evlilik sonrasında cinsellik yaşanmaması bazı eşler tarafından yıllarca görmezden gelinip evlilik devam ettirilse de aslında çözüm aranması gereken bir durumdur. Eşlerin adım adım yapmaları gerekenler şu şeklide sıralanabilir:
1. Öncelikle bu konunun gerçekliğini kabul etmek ve durrumu tanımlamak. Bu aşamada bahaneler üretmemek ve sorunu başka nedenlere bağlamadan bunun bir sorun olduğunu kabullenmek oldukça önemlidir.
2. Sorun kabul edildikten sonra çözüm yolları sıralanmalıdır.
3. Çözüm yollarına ulaşmak için bir plan yapılıp hayata geçirilmelidir. Örneğin bir psikolojik destek sürecinden geçmek ve sonrasında iyileşmeyi test etmek gibi.
4. Soruna çözüm aranırken ailelerle durumu paylaşarak evlilikle ilgili olmusuz fikirler edinmelerine neden olmamak gerekir. Bu durum sadece evli çift ve destek alınan uzman arasında kalmalıdır.
Bu sorunda en sık yapılan hatalardan birisi çözüm aramamak ve sorunu zamana bırakmak olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle eşlerin bu konuda hassas olmaları önerilebilir.
Evlilikte cinsellik yaşayamama sorunu yıllarca devam ettiğinde ve eşler çözüme yaklaşmadıkça evlilik birliği sarsılmakta ve boşanmaya doğru hızla yol alınmaktadır. Bu nedenle bu durumla ilgili yapılması gereken en doğru şey; bir uzmandan destek almaya başlamak olabilir.
Bu makale’nin tüm hakları saklıdır ve Fatma KIRIMLI TAŞKIN’ a aittir; izinsiz kullanılamaz.
Fatma KIRIMLI TAŞKIN
Uzman Aile Evlilik Danışmanı
Cinsel ilişki yaşayamama sorunu sıkça rastalanan ancak; çoğunlukla ailelerden başka kişilerle paylaşılamayan önemli bir evlilik sorunu olarak görülebilir. Çoğu zaman bu sorun kadının cinsellik yaşamaktan kaçınması ile başlayıp daha sonra da eşini uzun süreli reddetmesine dönüşebilir. Cinselliği ara sıra reddetmeden farklı olarak bu sorun daha katı bir biçimde; cinselliği yaşamaktan sürekli olarak ısrarla uzak durmaktır.
Kadının cinselliği reddetmesinin olası nedenleri aşağıdakine benzer şekilde gibi sıralanabilir:
Cinsellikle ilgili yanlış ve korkutucu inançların olması.
Kişinin geçmişte kendi anne ve baba ilişkisinin olumlu olmaması ve evlilikle ilgili uygun modeller görmemiş olmak.
İstemeyerek evlenmiş olmak ya da evlendiği kişinin kendisine uygun olmadığı fikrine varmak diğer bir deyişle eşini kendine uygun olarak görmemek; eşin bir çok yönünü beğenmemek
Cinsellikle ilgili yeterince bilgi sahibi olmamak
Cinsellik yaşadndığında eşin klendisine kötü davranacağı inancı
Kişinin geçmişte çok travmatize olması ve bunlarla ilgili tedavi sürecinden geçmeden evliliğe adım atması
Eşin cinsellik yaşamamayı çok sorun etmeyeceğine ilişkin güçlü inanç duymak
Yaşamda yeterince olgunlaşmadan evlenmiş olmak ve sorumluluk duygusunun yeterince gelişmemiş olması
Ailelerle ilgiili sorunların evliliğe yansıması ve aile baskısı
Kişinin empati duygusundaki eksiklik
Genel olrak psikolojik olarak kişinin kendini yeterince sağlıklı hissetmemesi örneğin deprsyonda olması v.b. gibi
Evlilik öncesinde eşi yeterince olarak tanımamış olmak
Kişinin duygusal olarak başka birine ait olduğu hissederken başkası ile evlenmesi
Eşler arası kadınlık ve erkeklik rollerinin değişmesi ve dolayısıyla karşı tarafı karşı cins olarak görememe daha çok kendi cinsiymiş gibi algılama
Eşler arasında çok büyük sosyoekonomik fark olması ve değişik kültürel özelliklere sahip olma
Cinsellik yaşamamaya karşın sıklıkla üretilen bahaneler şunlardan biri olarak ortaya çıkabilmektedir.
a) Henüz eşime alışamadım ve cinsellik için zamana ihtiyacım var
b)Çok korktuğum için bu tedavi olunmaz bir durumdur ve değişmeyeceği için çare aramak gereksizdir
c) Bunu yeni evlenen herkes yaşar ve kendiliğinden çözülür
d)Bu sorun aslında benim dışında gelişen bir sorun ve bunun nedeni doğa üstü güçler; örneğin büyüler v.b.
e) evlilikte cinsellikten daha önemli şeyler var ve bunlara eğilmemiz cinsellikteki sorunu da çözer
f)bu konuyu ben kendim çözemezken bir yabancı uzman asla çözüm sağlayamaz
Bunlar veya benzeri nedenler ileri sürülerek kişi sıklıkla destek almayı reddeder ve de zaman kazanma yolu olarak bu bahanelerin bazen birini bazen de bir kaçını birden öne sürebilir.
Evlilik sonrasında cinsellik yaşanmaması bazı eşler tarafından yıllarca görmezden gelinip evlilik devam ettirilse de aslında çözüm aranması gereken bir durumdur. Eşlerin adım adım yapmaları gerekenler şu şeklide sıralanabilir:
1. Öncelikle bu konunun gerçekliğini kabul etmek ve durrumu tanımlamak. Bu aşamada bahaneler üretmemek ve sorunu başka nedenlere bağlamadan bunun bir sorun olduğunu kabullenmek oldukça önemlidir.
2. Sorun kabul edildikten sonra çözüm yolları sıralanmalıdır.
3. Çözüm yollarına ulaşmak için bir plan yapılıp hayata geçirilmelidir. Örneğin bir psikolojik destek sürecinden geçmek ve sonrasında iyileşmeyi test etmek gibi.
4. Soruna çözüm aranırken ailelerle durumu paylaşarak evlilikle ilgili olmusuz fikirler edinmelerine neden olmamak gerekir. Bu durum sadece evli çift ve destek alınan uzman arasında kalmalıdır.
Bu sorunda en sık yapılan hatalardan birisi çözüm aramamak ve sorunu zamana bırakmak olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle eşlerin bu konuda hassas olmaları önerilebilir.
Evlilikte cinsellik yaşayamama sorunu yıllarca devam ettiğinde ve eşler çözüme yaklaşmadıkça evlilik birliği sarsılmakta ve boşanmaya doğru hızla yol alınmaktadır. Bu nedenle bu durumla ilgili yapılması gereken en doğru şey; bir uzmandan destek almaya başlamak olabilir.
Bu makale’nin tüm hakları saklıdır ve Fatma KIRIMLI TAŞKIN’ a aittir; izinsiz kullanılamaz.
Fatma KIRIMLI TAŞKIN
Uzman Aile Evlilik Danışmanı