Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Topuk Dikeni ve Topuk Ağrısı Nedir?

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Epin kalkanei sıklıkla plantar fasit olarak adlandırılan ile birlikte görülen halk arasında topuk dikeni denilen hastalık en sık topuk ağrısı nedenlerindendir. Topuk dikeni terimi ilk olarak 20.yy başında Alman cerrah Plettner tarafından kullanılmıştır.

Topuk dikeni ve topuk ağrısı nedir?

Sabah kalktıktan sonra topuk üzerine basmakla ağrı; gün içinde azalıyor ve daha sonra ayakta durmakla; yürümekle artan ağrı olur .Bu rahatsızlık ayak tabanındaki kas ve bandların topuğa yapışma yerinde zorlanma;aşırı yüklenmesi ve esnekliğini yitirmesinden kaynaklanmaktadır.

Kimlerde daha fazla görülmektedir?

Kilo fazlalığı olan ve ayak basma problemi olan kişilerde daha yaygın görülmektedir. Düz taban; obezite; ayakta artmış kavis; aşırı sportif faaliyetler; yanlış ayakkabı kullanımı ve romatizmal hastalıklarda görülebilmektedir. Yani ayakta duran herkeste görülebilir. Sporcular; berber; kuaförler; polis; öğretmen; ev hanımları bu rahatsızlıktan etkilenebilmektedirler.İnatçı ağrılarda romatizmal hastalıklar ayrıcı tanıda düşünülmelidir

Topukta gerçekten diken var mıdır?

Topuk dikeni plantar fasiit dediğimiz bir hastalıktır. Çekilen röntgenlerde topuğun altında diken gibi bir çıkıntı olmasından ve hasta ayak tabanına bastığında dikene basıyormuş gibi his oluşturmasından bu adla anılmaktadır. Grafilerdeki görülen çıkıntının büyüklüğü ile hastalığın şiddeti arasında doğrudan ilişki yoktur. Bununla birlikte toplumda hiç topuğunda şikayeti olmayan kişilerin yaklaşık %15 ‘inde bu kemik çıkıntı görülebilmektedir.

Tedavi nedir?

Teşhisi basit fakat tedavi bir süreç gerektirir. Bu hususta tedavi sürecinde hastaların sabırlı ve tedavi basamaklarını izlemesi gerekmektedir. Özelikle kilolu ve bayanlarda daha da fazla görülen bu rahatsızlık tedavi edilebilir. Basamaklı veya aşamalı tedavi verilmektedir. Bu hastalıkta kısalan topuğun arkasındaki aşil tendonuna yönelik germe egzersizleri verilmektedir. Kısalan tendonlar germe egzersizleriyle esnetildiğinde büyük aşama kaydedilmiş olur. Topuk tabanına yerleştirilen şok emici tabanlılar; ayakkabının uygun seçilmesi önerilir. Şikayetleri geçmiyorsa geceleri kısalan aşil tendonunu germeye yarayan gece atelleri kullanılabilir. Ardından fizik tedavi yöntemleri kullanılabilir. ESWT denilen ses dalgası yöntemi ile tedaviye devam edilebilir. Enjeksiyonlar hastaların fayda gördüğü yöntemlerdir. Bu enjeksiyonlarda kortizon içerikli ilaç enjekte edilebildiği gibi hastanın kendi kanının belirli bir işlemden geçirildikten sonra elde edilen trombositten zengin plazma topuğa enjekte edilebilir. Bu tüm yöntemlerden hastaların %90 ‘ı fayda görmektedir. Tüm bu yöntemlere rağmen sorun devam ediyorsa cerrahi seçenek düşünülebilir. Cerrahide topuğun altındaki kemik çıkıntının çıkartılması ve tabanda parmaklara uzanan bandın gevşetilmesi hastayı rahatlatabilir. Fakat bu sorun sadece anatomik ve mekanik sorun olmadığından kimi hastalarda bu problem tekrar edebilir. Özetle; öncelikle cerrahi dışı yöntemler uygulanması ve tabandaki enflamaasyon dediğimiz yangılı süreci baskılamak; gergin olan tendonların gevşemesi ve o bölgenin lokal kan akımını artırarak iyileşmenin sağlanmasıdır.
sadece ilaç tedavisi ile geçer mi?
hastaların egzersizleri beraberinde yapmaları hastalık sürecini kısaltacaktır
Kilo alımından sonra arttı kilo ile ilgisi var mıdır?
elbette doğrudur. hastalarımıza kilo vermelerini de ayrıca tavsiye ediyoruz
ameliyat ilk seçenek midir?
öncelikle konservatif tedavi yöntemleri dediğimiz cerrahi dışındaki yöntemler ile tedaviye başlanmalıdır.
kilo fazlalığı olan (obez) kişiler daha fazla mı etkilenirler?
Evet.Kilonun fazlalığı; azalmış aktivite ve kısalan aşil tendonu bu hastalık sürecinde olumsuz etkiye yol açabilmektedir.