Çevremizde şu sözleri velilerden duyarız; “Oğlum / kızım çok geç öğreniyor; öğrendiğini çabuk unutuyor; dikkatini derse veremiyor; çalıştığı halde sınavlardan zayıf not alıyor.” İşte bu sözler; öğrencide öğrenme güçlüğünden şüphelenmemiz gerektiğini bize bildirir nitelikte sözlerdir.
Öğrenme güçlüğü; kişinin yaşı; zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda; okuma; matematik ve yazılı anlatımının beklenenin önemli ölçüde altında olması durumudur. Bu bozukluk; okuma; matematik veya yazılı anlatım bozukluğu olmak üzere üçe ayrılmıştır.
Öğrenme yetersizliği olan çocukların gösterdiği tipik davranışlar şöyledir: İçgüdüsel hareket; dikkat dağınıklığı; dikkat süresinin kısalığı; yönergeleri izleyememe; aşırı hareketlilik veya durgunluk; aynı işi tekrarlama; genel beceriksizlik; sağ veya sol elin belirsizliği; diğer çocuklarla anlaşmazlıklardır. Her öğrenme yetersizliği gösteren çocukta bu sayılan özelliklerin hepsi görülmeyebilir.
Şimdi de bu tipik davranışları kısaca örneklerle açıklamak isterim;
* İçgüdüsel hareket: Okul öncesi çocukları genelde sonucun ne olacağını düşünmeden ani tepkilerde bulunurlar. Planlamada tehlikeyi görmezlik; umursamazlık; kararlarda zayıflık genellikle bu çocukların özelliklerindendir. Okul öncesi eğitim kurumunda eğitim gören bir öğrencinin merakı; kendini zor durumlara sokabilir. Örneğin yakınında bulunan bir oyuncağı almak için arkadaşlarının bloklarla yaptığı şekillere vurarak onları yıkabilir
*Dikkat dağınıklığı: Okul öncesi eğitim çocukları yaptıkları işe dikkat etmeleri gerektiği halde önemli olmayan bir görüntü veya söz; onların dikkatini dağıtır ve onlar dikkatini tekrar asıl işleri üzerinde toplayamazlar. Örneğin; Aslı okulda; gördüğü her şeye bakıyordu ve onun dikkatini her şey kolaylıkla çekiyordu. Eğer bir arkadaşı kalemini düşürse o hemen yapmakta olduğu işini bırakarak o ses yapan eşyayı bulmaya çalışıyordu. Dışarıdan geçen bir araba sesini dinlemek için okuduğu cümleyi ortasında kesiyordu.
Dikkat süresi kısa olan okul öncesi çocukları; bir iş veya faaliyet üzerinde aynı yaştaki diğer çocuklar kadar uzun süre dikkatlerini devam ettiremezler. Sık sık bir faaliyetten diğerine geçerler ve hiçbirinden de doyum sağlamış gibi görünmezler. Çok kere işi yarım bırakırlar ve sık sık gündüz uykusuna dalarlar.
* Talimatları izlemede beceriksizlik: Öğrenme yetersizliği olan bazı çocuklar; talimatı dinlerler ve aynı yaştaki diğer çocuklar gibi istenileni yaparlar. Bazen de ne söylendiğini anlamayabilirler. Diğer taraftan bazı çocukların hafızası; su tutmaz sepet gibidir. Bu çocuklar söyleneni çok iyi anlayabilirler ama hemen unuturlar. İşte Dilara’nın hafızası da böyledir; Dilara okulda çoğu kez talimatları unutur görünmektedir. Bir şey almak için başka bir odaya gönderildiğinde o şeyi almadan gelir ve ne alacağını sorar. Aynı zamanda kendine söylenen karışık yönergelerin sırasını unutur ve yerine getiremez.
* Heyecansal rahatsızlık (Aşırı hareketlilik): Aşırı derecede hareketli olan okul öncesi çocukları akranlarına göre genelde etrafta daha çok dolaşırlar ve daha çok konuşurlar. Bu çocuklar en basit bir konu üzerinde bile dikkatini toplayamaz. Böyle bir çocuk yürüyen radar gibidir. Bu çocuklar için önemli olmayan konu veya sesleri bir tarafa atmak mümkün değildir.
* Durgunluk: Durgun olan bir çocuk ekseriyetle uykulu; tembel ve ağır hareket eden bir görünüm içindedir. Örneğin; Ali isteksiz; canı sıkılmış bir çocuk görünümündedir. O; tüm fiziki faaliyetlerde çok yavaştır. Ceketini yerine asma bile onun için büyük bir iştir. Müzik ve eğlence saatinde hiçbir faaliyete katılmaz. Herkes dans edip eğlenirken; o koltuğuna adeta yığılmış; gözlerini havaya dikmiş dalmış bir vaziyetdedir.
*Tekrarlama: Tekrarcı çocuklar; yapmaya başladıkları işi tekrar tekrar yaparlar ve aynı işi yapmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Yapmakta oldukları işin bitip bitmediğini bilemedikleri için sık sık bozarlar. Onları öğretmeninin durdurması gerekir.
* Genel beceriksizlik: Bu özelliğe sahip çocuklar; diğer yaşıtlarına göre daha hantal ve kabadırlar. Bunların hem kaba hem de ince hareket becerilerinde zorlukları olabilir. Bu çocuklar sık sık eşyalara ve insanlara çarpabilir ve eşyaları devirebilirler.
Öğrenme bozukluğu olan ilkokul dönemi çocukları da okurken harf atlama; hece veya kelime atlama gibi hataları sıklıkla yaparlar. Kelimeleri başka bir kelimeye benzetebilirler. Yazılı anlatım bozukluğu olan çocukların ise; dikte edilen bir paragrafı nasıl yazdıkları incelenmelidir. Çocuğun zeka düzeyine göre çok yüksek oranda yanlış yazma; ters yazma veya harf atlama bulunması da tanı koymak için çok önemlidir.
Bu çocuklara teşhis koyarken; zeka-dikkat ve nöropsikolojik testlerin mutlaka çocuğa uygulanması ve çıkan sonuçlara göre tedavi planı çizilmesi önemlidir.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ ÇEŞİTLERİ
Disleksi; dinleme; konuşma; okuma; yazma; akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğudur. İlkokula başlayan bu soruna sahip çocuklarda eğitim alabilecek zihinsel gelişim henüz tamamlanmadığı için okuyamazlar; yazamazlar ve matematiksel işlemleri kavramada zorluk çekerler. Ancak bütün bu zorluklarına rağmen zeka düzeylerinde bir sorun yoktur. Hatta zeka düzeyi yüksek çocuklarda da görülebilir. Ama bazen bu zorluk fark edilmeyebilir. Maalesef öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar; ilkokulda “tembel”; “dalgın” gibi sıfatlar alabilmektedir. Böylece tembel; başarısız diye adlandırılan bu çocuklar ders çalışma konusunda isteksiz davranır ve nasıl olsa yapamıyorum diye ödevlerini bile yapmak istemezler. Bu nedenle gelişimsel disleksi yalnız çocuğu okul yaşamı ya da sadece okuma; yazmasını etkilemekte sınırlı kalmayıp çocuğun sosyal; psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
Disleksi; kişilerde doğuştan gelen “gelişimsel disleksi” ve “travma sonucu ortaya çıkan disleksi” olmak üzere iki şekilde görülür. Doğuştan gelen disleksi; doğum öncesi; doğumda ve doğum sonrası komplikasyonlara bağlı olarak üçe ayrılır. Doğum öncesi disleksiye; yetersiz ve dengesiz beslenme; hamilelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar ve bilinçsiz ilaç kullanımı neden olabilir. Uzun ve zor doğum; plasenta anomalileri doğum sırasında oluşan disleksiye; doğumdan sonra bebeğin nefes almasındaki gecikme ve geçirdiği ateşli hastalıklar da doğum sonrası oluşan disleksi nedenlerindendir. Kalıtsal etmenlere bağlı olarak da disleksi ortaya çıkabilir.
Gelişimsel disleksi ise genelde çocuk okula başladığı zaman ortaya çıkar. İlkokulda bu çocuklar zekaları normal veya üstü olmasına rağmen okuma-yazma ve aritmetik işlemler konularında yaşıtlarına oranla geç ve güç öğrenirler. Dikkat süreleri çok kısadır; ödev yapma sorumluluğu alamazlar. Tek başlarına ders çalışamaz; ödevlerini tamamlayamazlar.
Disleksi; okuma yazmada; aritmetik işlemlerde ve konuşmada oluşan sorunlar olarak gruplara ayrılır ve farklı adlar alır:
*Okuma sorunları (Disleksi): Okuma zorluğu olan bu çocuklar okumaya çalışırken; sözcüklerin başına odaklanmakta zorlanabilir ve sözcüğün ortasından başlayabilir. Örneğin; “baştakiler” sözcüğüne “ta” ile başlayabilirler; okurken sıklıkla yerlerini kaybederler; satır ya da sözcük atlarlar. Hangi harfle hangi sesin eşleşeceğini öğrenmesi gerekir. Çocuk benzer görüntü ve ses veren harfleri ayırt etmekte zorlanabilir; “deniz” yerine “beniz”; “su” yerine “şu” okunması sıklıkla yapılan yanlışlardır.
*Yazma sorunu (Disgraphia). Bu soruna sahip çocukların yazı yazması yaşıtlarından daha uzun zaman alır. Ayrıca bu çocuklar; hangi sesin hangi harfe karşılık geldiğini bulmada ve sesleri –harfleri doğru olarak sıralamada da çok zorlanabilirler; bu nedenle yanlış ve eksik yazma çok sık görülen hatalardandır. Örneğin; “geliyorlarmış” sözcüğünü “geliyormuş” şeklinde yazabilir. Öğrenme zorluğu olan çocuklar; yazım kurallarına ve noktalama işaretlerine de dikkat etmezler; kelimeleri; nokta ve virgül ile ayırmadan peş peşe yazabilirler; hecelerin arasında boşluk bırakabilirler. “Ali dışarıya top oynamaya çıkmıştı” tipik bir örnek olabilir. Sonuç olarak; bu çocuklar uzun yazılı ifadelerde pek başarılı değillerdir; çok kısa yazılar yazmayı tercih ederler.
*Matematiksel işlemlerden kaynaklanan sorunlar (Diskalkuli): Bu çocukların konuşmaları genelde akıcıdır ve görsel hafızaları da iyidir. Ancak bu çocuklar; zaman ve yön ile ilgili kavramlarda zorlanırlar. Örneğin; dün-bugün-yarın kavramlarını çok güçlükle öğrenirle; öğrenseler bile karıştırırlar. Sıralamada zorlanırlar; örneğin olayları anlatırken hangisinin önce hangisinin sonra geldiğini söyleyemezler; işlerini sıraya koyamazlar; zamanlamada zorlanırlar; bir işin ne kadar zaman alacağını kestiremezler. Zihinden işlem yapmakta; para hesabında zorlanırlar. Matematik alanında zorlanan çocuklar; işlemlerin kurallarını unutabilirler; eldeleri unutabilirler; toplama diye başlayıp çıkarma ile devam edebilirler. Çarpım tablosunu akıllarında tutmak; matematik problemlerini çözmek için belli stratejiler geliştirmek de bu çocuklar için zordur.
Disleksi tanısı koymak için öncelikle duyu organlarının normal olduğundan; çocuğun duygusal sorunlar yaşamadığından; çevreden yeterli uyaran aldığından ve zekasının normal olduğundan emin olmak gerekir. Çocuğun öğrenme için hiçbir engeli olma halde; sınıfından beklenen düzeyde öğrenmekte zorlanıyorsa bir uzmana başvurmalıdır. Özellikle Wisc- r zeka testi çocuğa uygulanmalıdır.