Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

“oğlum Bak Git!” - Öfkenin Gülen Yüzü

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
“Öfke rüzgar gibidir; bir süre sonra diner; ama birçok dal kırılmıştır bile.”
Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretler

Öfke; beden ve zihindeki rahatlık düzeyinin bozulması ile ortaya çıkan; davranışsal olarak ifade edilen kızgınlık duygusudur. Her insanda görülen evrensel bir tepkidir ve diğer duygularımız gibi doğaldır. Pek çok kişi tarafından “olumsuz” olarak algılanmaktadır ki kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüştüğünde kişisel hayatımızda; ilişkilerimizde ve genel yaşam kalitemizde sorunlara yol açar. Fakat doğru yer ve zamanda; doğru ifade edildiğinde faydaları olduğu alanlar da vardır. Mesela çevremizi kontrol etmek için kullanırız. Çocuğumuza sırf sussun; kendine zarar vermesin diye istediği oyuncağı alırız. Eşimiz kızmasın diye kirli çoraplarımızı çamaşır sepetine atarız. Öfkeli iken yanımıza yaklaşmak istemezler; insanları uzak tutarız. Haksız iken yeterince bağırır ve karşımızdakini korkutabilirsek haklı duruma bile geçebilir; insanların sadece bizi dinlemesini ve sözümüzün üzerine söz söyleyememesini bile sağlayabiliriz. Örnekler çoğaltılabilir. Hatta siz okurken bunları; aklınıza kendi deneyimlerinizden daha niceleri de gelmiştir.

Peki; faydalıysa neden kontrol edelim ki o zaman öfkemizi? İşte işin püf noktası burada başlıyor. Miktar ve şiddetini normal kabul edilebilecek sınırlarda tutabiliyor isek; öfkemizi kontrolü kaybetmeden yönetebiliyorsak; sorun yok zaten. Fakat öfkemiz kendimize ve çevremize doğrudan ya da dolaylı yoldan zarar verecek düzeyde ise ya kendimiz bu duyguyu tanımalı ve kontrol etmeliyiz ya da bir uzmandan yardım almalıyız. Bir reklam sloganı diyor ya “kontrolsüz güç; güç değildir” diye; işte öfke de öyle. Sonuç “zarar” ise o zaman saymakla bitmeyen faydaları da işe yaramıyor. Hatta yaşın yanında kuruda yanar hesabı ile faydalı olan yanları da yanlış anlaşılıyor; normal bir duygu iken ortaya çıkan aşırı tepkiler yüzünden anormal algılanmamıza sebep oluyor.

İşe birazda duygusal bakalım: Herkes öfkelenebilir ama öfkeyi harekete geçiren dinamik herkeste farklıdır. Orada bir zayıf yer vardır; kırılmaktan dokunulmasından korktuğumuz bir yer; kimisi saygı görmemeye dayanamaz; kimisi haksızlığa... Neticede öfkeye neden olan genel davranışların tamamı olumsuz niteliktedir ama her birey onlara farklı tepkiler verir. Bu da onların yaşanmışlıklarıyla doğru orantılıdır. O zayıf noktalar ile barışılmadıkça ya da tedavi edilmedikçe o küçük boşluklar; korkulan büyük yıkımlara sebep olabilir. Ayrıca dünyamız da daha öfkeli artık. Yorgun; stresli ve tahammülsüz... O kadar çok "her şey" le dolu ki hayat; ruhumuzun dinlenecek ne yeri var ne vakti. Bizde bu gergin sosyal çevreden nasibimizi alıyor; patlamaya hazır bomba gibi dolaşıyoruz ortalıkta. Sanki kornaya sinirli sinirli basınca yollar açılıyormuş gibi davranıyor; yemekte bizim de tuzumuz olsun diye diğerlerinin de öfkelenmesine yardımcı oluyoruz.

Örneklerin sonu yok. Siz zaten kendinizi biliyorsunuz. Destek gerekiyorsa; biz zaten hep yanınızdayız. İşimiz kolay; öyle uzun seanslara gerek yok. “Yapma; etme…” öğütleri zaten yok. Öğüt vermek için almadık onca yıllık eğitimleri. En basitinden kek yapmanın bile bir tekniği varsa; öfke kontrolünü öğrenmek; bu güçlü duygumuzu işe yarar biçimlerde kullanmanın da tekniği var. Bunca zamandır denedikleriniz işe yaramadıysa; bir bilene sormak köşedeki bakkala gitmek kadar kolay…
Kendinizle barıştığınız ve öfkenizi yönetebildiğiniz bir yıl diliyorum.

Mehmet DUMAN
Psikolog – Aile Danışmanı