Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Çocuklarda Saldırganlık

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Başka insanlara veya nesnelere zarar vermeyi/incitmeyi amaçlayan davranışlar saldırganlık olarak tanımlanır. Dört aylık bir bebekte bile saldırganlık diye yorumlanabilecek mimikler görülebilir. Ama o yaştaki bebek karşı tarafa zarar vermeyi düşünemez. Saldırganlık bebeğin karşıdaki kişiye zarar verebileceğinin bilincine vardığı iki yaş civarında ortaya çıkar ve yaş ilerledikçe biçim değiştirir. Bebeklik döneminde fiziksel saldırganlık ile başlar ve çocuk konuşmayı öğrendikçe sözel saldırganlığa dönüşür.

Öğrenme teorisine göre; çocuklar; yaptıkları davranışlar için ödüllendirilir ise; o davranış pekiştirilmiş olur. Bu pekiştirme de çocuğun o davranışı tekrarlama ihtimalini arttırır. Kimi zaman anne babalar; çocukların saldırgan tepkilerine gülerek ya da o anda istediğini vererek saldırganlığı pekiştirebilirler.

Çocukların davranışlarında taklit önemli bir yer tutar. Anne ve babaların davranışları ilk yıllardan itibaren çocuklar için model oluşturur. Çocuk başkalarını izleyerek saldırgan tepkiler vermeyi öğrenebilir. Bir başka yaklaşıma göre de; saldırgan çocuklar; eksik problem çözme stratejilerine sahiptirler. Bu durumda var olan sosyal ipucunu daha düşmanca yorumlayabilir ya da sadece bir iki noktayla ilgilenip uygun olmayan saldırgan hedefler seçebilirler.

Yapılan araştırmalara göre; otoriter ve serbest aile tarzlarını benimseyen anne/babaların çocuklarında fiziksel saldırganlık daha fazla görülür. Eğer çocuk ailesi tarafından şiddet görüyorsa; davranışları fiziksel güç ile bastırılıyorsa; bu yaklaşımdan çıkaracağı sonuç ‘Çevremle olan ilişkilerimde kaba kuvvet kullanmam kabul edilebilir.’ olabilir. Aksine; çocuğuyla iletişime geçmeyen; onun isteklerine karşı duyarsız olan; çocuğun her istediğini yapmasına izin veren aileler çocuklarının saldırgan davranışlarda bulunduğu zamanlarda onlara şu izlenimi vereceklerdir: ‘Saldırgan davranışta bulunsan bile seni cezalandırmayacağım.’ Özellikle annenin çocuğundaki saldırgan davranışları görmemezlikten gelmesi çocuğun şiddete olan eğilimini arttırıyor.

Araştırmalar; saldırganlığın erkeklerde daha fazla görüldüğünü bulmuştur. Ancak; bu araştırmaların yapısına da bağlanabilir. Saldırgan davranışlar araştırılırken genellikle fiziksel saldırganlığa odaklanılmıştır ve fiziksel saldırganlık da erkek çocuklarda daha çok gözlemlenmiştir (Coie & Dodge;1998). Kız ve erkekler arasında gözlemlenen saldırganlık davranışındaki farklılıklar; araştırmacıların cinsiyetlerle ilgili önyargılarından kaynaklanabilir. Araştırmacılar kızlar arasında yaygın olabilecek diğer saldırganlık davranışlarını görmezden gelmiş olabilirler. Mesela; ilişkisel saldırganlığın kızlar arasında daha yaygın olduğu söylenebilir. İlişkisel saldırganlık; arkadaşı görmezden gelme; oyun aktivelerinden dışlama ya da yalan söyleme ve dedikodu yapma gibi davranışlardan gözlemlenir. Bandura’ya göre; erkek çocuklar kadar kızlar da aynı derecelerde saldırgan davranışı öğrenirler; fakat bu davranışı ortaya koymada daha fazla kısıtlanmışlardır. Yani; sosyal ortam izin verdiğinde; kız çocukları erkek çocuklar kadar saldırganlık gösterirler.

Araştırmalara göre; anaokulunda fiziksel saldırganlık kullanılmaya başlanması okul öncesinden okula geçiş döneminden kaynaklanan strese bağlanıyor. Bu gruptaki çocuklar uyum problemleri çektikleri için okula geçiş döneminin verdiği stresi saldırganlığa dönüştürürler. Okula geçiş döneminde erkek çocukların kızlara göre daha çok fiziksel saldırganlık gösterdiği bulunmuştur. Fakat okul öncesi dönemde kız ve erkekler arasında belirgin bir farktan söz edilemez.

Çocuğunuz okuldan geldiği gibi çantasını bir kenara fırlatıp saatlerini bilgisayar ve televizyon önünde mi geçiriyor? Çocuğunuzu bilgisayar veya televizyon karşısına kilitleyen sebepler neler olabilir? Çocuğunuzun televizyon seyretme nedenleri farklılık gösterebilir. Eğer çocuğunuz okulda popüler değilse; arkadaşları tarafından reddediliyorsa; okul başarısızlığı söz konusuysa kendini mutlu hissetmek veya bu sıkıntılardan kendini uzak tutmak için televizyonu kurtarıcı olarak görebilir. Televizyondaki saldırgan davranışları gözlemleyerek kendini çevresine karşı korumayı; problemlerini şiddet kullanarak çözmeyi; arkadaş ve aile ilişkilerinde daha güçlü görünmeyi öğrenmek ister. Televizyonda kendine model aldığı kişiler veya karakterler genelde sosyal çevresinde güçlü ve sözü geçen kişiler; şiddet içeren davranışlarından dolayı çevresini korkutan kişilerdir. Şiddet içeren TV programlarını izlemenin sonucu olarak daha fazla anti sosyal davranış ve saldırganlık ortaya çıkar.

Davranışsal; sosyal ve duygusal açıdan zararı engellemek ya da aza indirmek için neler yapılabilir?

Anne ve babalar çocuklarının televizyon karşısında kalmasını kontrol etmelidirler.
Çocuklarına hangi çizgi film ya da filmleri izlemeleri gerektiği bilgisini sunmalıdırlar.
Çocukların televizyon karşısında geçirdiği zamana sınır koymalıdırlar.
Eğer programın içeriği çocuğun gelişimine katkı sağlayacak ise izletilmelidir.
İzlenen programlar üzerine yorumlar getirilmeli ya da bu programlar çocuğun da içinde olduğu aile üyeleri arasında tartışılmalıdır.
Anne/baba televizyonda verilen bilginin gerçek hayatla nasıl özdeşleştiğini örnek vererek açıklamalıdır.
Saldırganlığı önlemek için neler yapabilirsiniz?

Çocuklarınızın oyununa dahil olun; oyunun bir yapı taşını da siz oluşturun.
Çocuğunuzda daha çok görmek istediğiniz davranışları ödüllendirin. Bu ödüller fiziksel (öpme; sarılma vb.); etiketsiz ödüller (harika; çok güzel vb.) ya da etiketli ödüller ( e.g. Arkadaşının oyuncağını izin isteyerek almanı çok beğendim.)
Çocuğunuzun hangi durumlarda saldırganlık gösterdiğini gözlemleyin.
Çocuğunuzun saldırganlığına negatif duygularla yaklaşabilirsiniz. Bu yaklaşımınız çocuğunuzu daha çok korkutabilir ya da saldırganlaştırabilir. Bu nedenle sizi dinleyebilecek anlayışlı bir insan bulun. Ona ne hissettiğinizi anlatın. Kendi duygularınızı başka birisine anlatırken hem rahatlarsınız hem de farklı bakış açıları kazanırsınız.
Çocuğunuza yakınlaşın; ona sıcaklık gösterin; onun duygularına önem verin.
Eğer çocuğunuz davranışlarını kontrol edemiyorsa siz devreye girin. Onu saldırgan davranışlardan alıkoyun.
Çocuğunuza olan davranışlarınız tutarlı ve mantıklı kurallar çerçevesinde olmalıdır.
Çocuğunuzla konuşurken göz teması kurun; sıcak bir ses tonuyla konuşun. Çocuğunuzun kendini güvende hissettiğinden emin olun.
Çocuğunuzu anladığınızı belirten ifadeler kullanın. Örneğin; ‘Biliyorum; kendini iyi hissetmiyorsun.’ ‘Doğru gitmeyen bir şeyler var; bana anlatabilirsin.’; ‘ Kimse sana kızmıyor aslında.’ ; ‘ Seni ne kadar sevdiğimi bilmeni isterim’ gibi ifadeler kullanabilirsiniz.
Çocuğunuzdan duygularını kelimelerle ifade etmesini beklemek yanlış olabilir. Bunun yerine ağlamasına ve üzülmesine izin verin.
Çocuğunuza öğütler ve nasihatler vermek yerine kendi mantığıyla davranışını fark etmesine fırsat verin.
Eğer çocuğunuz birini incittiyse;

Çocuğunuzun saldırganlık esnasında araç olarak kullanabileceği malzemeleri (oyuncaklar; vazolar vb.) ortadan kaldırın.
Önce kimi dinleyeceğinize karar verin. İki tarafı da (hem saldıranı hem de saldırıya uğrayanı) sakinleştirmeye çalışın.
Çocuğunuzla daha çok vakit geçirin; onun ne istediğini anlamaya çalışın. Bu onun yanlış davranışlarını ödüllendirmek anlamına gelmez.
Çocuğunuz üzgün olduğunda sizinle konuşması için teşvik edin.