Yetişkinlerde Kekemelik Nasıl Giderilir?
Kekemelik ile ilgili alan yazında oldukça fazla bilgi yer almakta. Kekemelik nedir? Nasıl ortaya çıkar? Hangi yaşlarda daha sık gözlenir gibi soruların cevaplarını daha önce ele almıştık. Şimdi de yetişkinlik döneminde yaşanan kekemeliğin birey üzerindeki etkisi; bunun boyutları ve ortaya çıkan olumsuzlukların giderilmesinde neler yapılabilir konularına değinmenin faydalı olacağını düşünüyoruz.
Çocukluk döneminde olduğu gibi; yetişkin bireyde de kekemeliğin kontrol altına alınması kesinlikle mümkündür. Ellili yaşlarda dahi pek çok yönden bireyin sorunlarıyla başa çıkabilmesi; her ortamda kaçınmadan konuşması sağlanabilmektedir. Kadın veya erkek kekemelik sorunu yaşayan kişilerde kekemelikten kaynaklanan duygusal sorunlar; hatalı düşünceler; yanlış algılama biçimleri farklı boyutlarda ve yoğunlukta gözlenir. Konuşmak istememe (özellikle kalabalık veya resmî bir ortamda; ilk tanışmalarda); telefonlara cevap vermekten kaçınma; alış verişe yanında bir yakını olmadan
gitmeme; adını söylemek zorunda olacağı durumlarda oluşan kaygı gibi sayısız kaçınma durumlarını sıralamak mümkündür. Söz konusu sorunlar ve şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir; bu kaçınılmazdır. Nasıl ki her insan duygusal yapısı; düşünceleri ve tüm kişilik özellikleriyle tek; yani biricik ise; kekemelik sorununu yaşama biçimi de kendisine özgü özellikleri içinde barındırır. Kekemelik sorunu yaşayan her birey gerekli kararlılığa ve istekliliğe sahipse hem konuşma hem de psikolojik yönden mevcut durumundan çok daha iyi bir düzeye ulaşabilir. Yetişkinlerde kekemelik sorunuyla başa çıkma ve kekemeliği tamamen kontrol altına alma konusunda oldukça etkili terapi yaklaşımları bulunmaktadır. Kekemeliğin bireyin hayatında engelleyici tarafının ortadan kalkması sabırlı bir süreci gerekli kılmaktadır. Bütüncül yaklaşımlar ve kişiye özel uygulamalarla kısa sürede olumlu gelişmeler gözlenmeye başlanmaktadır. Kekemeliğin; bireyin hayatını yönlendirmesine ve yönetmesine fırsat vermeme becerisinin danışana kazandırılması; kekemeliğini rahatlıkla yönetebilen konuma geçmesi hedeflenmektedir.
YETİŞKİNLERDE DANIŞMANLIK SÜRESİ VE SÜRECİ NASILDIR?
Kekemeliğin kontrol altına alınabilmesi sabır gerektiren uzun bir süreci kapsar. Kekemeliğin karmaşık yapısı ve zaman içerisinde kişiden kişiye değişen çeşitli semptomları da ortaya çıkarması; danışanın uzun süre takip edilmesini gerektirir.
İniş çıkışlar; ikincil belirtilerin ortaya çıkması (el; baş; bacak hareketleri; ağız; çene kasılmaları); nefesle ilgili sorunların eşlik etmesi; takılmaların giderek artması ve bunların psikolojik yönden bireyde yarattığı olumsuzlukların kısa sürede ve mucizevi yöntemlerle çözülmesi mümkün değildir.
Seans aralıkları bireyin sorununun şiddetine; yaşına; eğitim düzeyine ve hatta motivasyonuna bağlı olarak değişebilmektedir. Seanslar yaklaşık olarak üç ay sürmektedir.
Üç aydan sonra bireyin ihtiyacına göre yapılandırılmakla birlikte uzun aralıklarla takip edilmesi yeterli gelmektedir.
Tekrar altını çizmemizde yarar var. Her birey tek ve biriciktir. Bu yüzden de yardım alma sürecinde sonuç alma hızı ve oranı da kişiye göre değişiklik gösterecektir. Ayrıca bir kişi için yararlı olan herhangi bir uygulama veya yöntem diğeri için uygun olmayabilir veya hiç yarar sağlamayabilir.
Bireyin yardım alma sürecine girinceye kadar benimsemiş olduğu her türlü olumsuz düşüncenin; algının değişimi çeşitli yöntemlerin bir arada kullanılmasıyla sağlanmaktadır. Kararlı olmak; uzmana duyulan güven; uygulamaların yerine getirilmesi başarıya ulaşmada bir bütün olarak olmazsa olmazlardandır.
Çocukluk döneminde olduğu gibi; yetişkin bireyde de kekemeliğin kontrol altına alınması kesinlikle mümkündür. Ellili yaşlarda dahi pek çok yönden bireyin sorunlarıyla başa çıkabilmesi; her ortamda kaçınmadan konuşması sağlanabilmektedir. Kadın veya erkek kekemelik sorunu yaşayan kişilerde kekemelikten kaynaklanan duygusal sorunlar; hatalı düşünceler; yanlış algılama biçimleri farklı boyutlarda ve yoğunlukta gözlenir. Konuşmak istememe (özellikle kalabalık veya resmî bir ortamda; ilk tanışmalarda); telefonlara cevap vermekten kaçınma; alış verişe yanında bir yakını olmadan
gitmeme; adını söylemek zorunda olacağı durumlarda oluşan kaygı gibi sayısız kaçınma durumlarını sıralamak mümkündür. Söz konusu sorunlar ve şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir; bu kaçınılmazdır. Nasıl ki her insan duygusal yapısı; düşünceleri ve tüm kişilik özellikleriyle tek; yani biricik ise; kekemelik sorununu yaşama biçimi de kendisine özgü özellikleri içinde barındırır. Kekemelik sorunu yaşayan her birey gerekli kararlılığa ve istekliliğe sahipse hem konuşma hem de psikolojik yönden mevcut durumundan çok daha iyi bir düzeye ulaşabilir. Yetişkinlerde kekemelik sorunuyla başa çıkma ve kekemeliği tamamen kontrol altına alma konusunda oldukça etkili terapi yaklaşımları bulunmaktadır. Kekemeliğin bireyin hayatında engelleyici tarafının ortadan kalkması sabırlı bir süreci gerekli kılmaktadır. Bütüncül yaklaşımlar ve kişiye özel uygulamalarla kısa sürede olumlu gelişmeler gözlenmeye başlanmaktadır. Kekemeliğin; bireyin hayatını yönlendirmesine ve yönetmesine fırsat vermeme becerisinin danışana kazandırılması; kekemeliğini rahatlıkla yönetebilen konuma geçmesi hedeflenmektedir.
YETİŞKİNLERDE DANIŞMANLIK SÜRESİ VE SÜRECİ NASILDIR?
Kekemeliğin kontrol altına alınabilmesi sabır gerektiren uzun bir süreci kapsar. Kekemeliğin karmaşık yapısı ve zaman içerisinde kişiden kişiye değişen çeşitli semptomları da ortaya çıkarması; danışanın uzun süre takip edilmesini gerektirir.
İniş çıkışlar; ikincil belirtilerin ortaya çıkması (el; baş; bacak hareketleri; ağız; çene kasılmaları); nefesle ilgili sorunların eşlik etmesi; takılmaların giderek artması ve bunların psikolojik yönden bireyde yarattığı olumsuzlukların kısa sürede ve mucizevi yöntemlerle çözülmesi mümkün değildir.
Seans aralıkları bireyin sorununun şiddetine; yaşına; eğitim düzeyine ve hatta motivasyonuna bağlı olarak değişebilmektedir. Seanslar yaklaşık olarak üç ay sürmektedir.
Üç aydan sonra bireyin ihtiyacına göre yapılandırılmakla birlikte uzun aralıklarla takip edilmesi yeterli gelmektedir.
Tekrar altını çizmemizde yarar var. Her birey tek ve biriciktir. Bu yüzden de yardım alma sürecinde sonuç alma hızı ve oranı da kişiye göre değişiklik gösterecektir. Ayrıca bir kişi için yararlı olan herhangi bir uygulama veya yöntem diğeri için uygun olmayabilir veya hiç yarar sağlamayabilir.
Bireyin yardım alma sürecine girinceye kadar benimsemiş olduğu her türlü olumsuz düşüncenin; algının değişimi çeşitli yöntemlerin bir arada kullanılmasıyla sağlanmaktadır. Kararlı olmak; uzmana duyulan güven; uygulamaların yerine getirilmesi başarıya ulaşmada bir bütün olarak olmazsa olmazlardandır.