ÇOCUĞUM BAZI HARFLERİ ÇIKARAMIYOR; KONUŞMASINDA PROBLEM YAŞIYOR; NELER YAPMALIYIM?
Dil ve konuşma bozukluğu; ülkemizde en sık rastlanan engel türlerinden biridir. Çoğu aile çocuğundaki kekeleme; harfleri yanlış telaffuz etme vb. gibi konuşma bozukluklarını erken dönemde ciddiye almıyor. Ancak bu gibi durumlar zamanında doğru tedavi edilmezse ileride çocuğun hayatında büyük sorunlara yol açabiliyor.
Bebeğiniz emekledi; ilk adımını attı şimdi de ağzından dökülecek ilk sözcükleri bekliyorsunuz heyecanla ama onun konuşmaya hiç niyeti yok. Ya da sizin dışınızda hiç kimseyle konuşmuyor; kekeliyor veya tüm çabalarınıza rağmen harfleri yanlış söylüyorsa Yolunda Gitmeyen Bir Şeyler Var! Demektir. (Özgür;2004)
Hiç Konuşamayan Çocukta Önce Ne Düşünülür?
İşitme sisteminin normal çalışması; doğru konuşma için gerekli ilk noktadır. Konuşmanın öğrenilmesi için çocuğun sözcükleri duyması gerekir. Araştırmalar işitme kaybı şüphesi ile teşhis konulması arasında gecen sürecin ortalama 6 ay olduğunu gösteriyor. Yine araştırmalar göstermiş ki işitme kaybı tanısı ne kadar gecikirse; konuşma yetisi o kadar problemli olur. Ağır işitme kaybı olan çocuklarda konuşma kusuru oluşmaması için teşhis erken konmalı ve çocuk 6 aylık olmadan işitme cihazı kullanmaya başlamalıdır. 1998‘den beri her yeni doğana İşitme Tarama Testi yapılması bilimsel kurullar tarafından önerilmiştir. Doğum sonrası işitme tarama testlerinin yapıldığı hastaneler de doğan çocuklar da normal konuşma oranı daha yüksektir.
Dil ve konuşma problemi yaşayan çocukların özellikleri aşağıdaki gibidir:
Kısıtlı sözcük dağarcıkları vardır. Ya hiç konuşmazlar ya da zor anlaşılan birkaç sözcük kullanabilirler.
Yutma; çiğneme; salya akıtma sorunları olabilir.
Düşünce ve isteklerini anlatmada zorlanırlar.
İletişim kurmaya karşı isteksiz davranabilirler.
Anlaşılmaz sesler çıkarabilirler.
Çevreyle ve girdikleri yeni ortamlarla uyum güçlükleri yaşayabilirler.
Yalnız kalmayı tercih edebilirler.
Dikkat süreleri kısa ve dağınık olabilir.
Kavramları geç ve yaşıtlarına göre uzun zamanda öğrenirler.
Bellekleri zayıf olabilir. Bu nedenle öğrendikleri bilgileri transfer edemeyebilirler.
İsteklerini dile getirirken hoş olmayan (vurma; çarpma; ağlama vb. gibi) tepkilerde bulunabilirler.
Bu özelliklere sahip çocuklarınız varsa hemen telaşa kapılmayın. Çocuğunuzu düzgün konuşması için zorlamayın. Öncelikle çocuğunuzda işitme sorunu olup olmadığını anlamak için sağlık kuruluşlarının KBB (kulak; burun; boğaz) servisine gidin. İşitmeyle ilgili bir sorun yoksa Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine başvurarak burada bulunan dil ve konuşma birimi uzmanlarından yardım alabilirsiniz. Çocuğunuzun burada eğitsel tanılanması yapıldıktan sonra uzmanlar size gerekli açıklamalarda bulunarak çoğunuzun konuşma eğitiminde bilgi sahibi olmanızı sağlar; çocuğunuzun ihtiyaç duyduğu eğitim için yönlendirmede bulunur. Eğer çocuğunuzdaki dil ve konuşma sorunu hafif düzeyde ise dil ve konuşma terapisti tarafından hazırlanan egzersizler aileler verilerek evde özellikle ayna karşısında çocukla beraber çalışılması istenir. Günlük düzenli yapılan egzersizler sayesinde çocuk akranları gibi konuşma becerisini kazanabilir.
AKICI KONUŞMA BOZUKLUĞU (KEKEMELİK)
Kekemelik ya da konuşurken takılma; daha genel olarak tanımlarsak konuşmanın akıcılığını bozan duraklama ya da takılmalar çocuğun büyüme ve gelişmesiyle birlikte ortaya çıkar. 3-5 yaşlar arasında beyin gelişimi hızlanmakta ve çocuk daha hızlı düşünmektedir. İletişim sırasında düşüncelerin aktarılmasına yarayan konuşmanın oluşturulduğu dil ve dudak gibi aktarma organları ise henüz bu hıza yetişememektedir. Böylesi durumlarda konuşmanın başlangıcında bazı sözcükleri bulmada zorluk; takılma; gereksiz duraklama ve nefes düzenleme ile ilgili güçlükler ortaya çıkmaktadır. Eğer sesin oluşumu ile ilgili beyin işlevlerinde ya da aktarma organlarında belirgin bir sorun yoksa akıcı konuşma bozukluğu olarak ele almaktayız.
Belirtilen yaşlarda oldukça sık karşılaşılan bu durum zaman içinde; genellikle hiçbir yardım gerekmeden kendiliğinden düzelmektedir. Bu sorunun kalıcı olmasında çocuğun anne babasının ya da çevresindeki diğer kişilerin tutumları etkili olmaktadır. Çocuklarının konuşmasında bir bozulma ortaya çıkması anne babaları kaygılandırmakta; artık çocuğun çıkaracağı sözcüklere dikkat etmeye; hatta çocuğun bu sözcüklerini düzeltmeye başlamaktadırlar. Bu ise çocuğun konuşacaklarına dikkat etmesine ve takılmayacağı sözcükleri seçmesine neden olmakta; giderek daha az ve seçici konuşmasına yol açmaktadır. Özellikle heyecanlandığında; yabancılarla konuştuğunda ortaya çıkan bu takılmalar nedeniyle çocuk böylesi ortamlarda konuşmamayı tercih etmektedir.
Burada anne babanın konuşmadaki düzensizliğin gelişme ile ilgili olduğunu bilmesi ve zaman içinde geçeceğine inanması gerekmektedir. Böylece çocuğun takılmalarına dikkat etmeyecek; onun konuşmasını destekleyecek; böylece konuşma bozukluğunun yerleşmesini önleyeceklerdir.
Akıcı konuşma bozukluğu daha sonraki dönemlerde de sürüyorsa; çocuk için belirgin bir sıkıntıya neden oluyorsa uzman değerlendirme ve danışmanlığı yararlı olacaktır. Böyle bir değerlendirmede çocuğun konuşmasını bozan aşırı heyecanı ya da kaygısı varsa giderilmeye çalışılır. Konuşmanın akıcılığındaki bu bozukluğa karşın konuşması gerektiği belirtilerek; daha fazla konuşması ve kendini ifade etmesi desteklenir. Konuşmada ortaya çıkan bozukluğun değerlendirilmesi ve tedavisi için konuşma terapistleri ile birlikte çalışmakta ve oldukça iyi sonuçlar almaktayız.
SINIF ÖĞRETMENİNE DÜŞEN GÖREVLER
Birinci dönem kekemeliğinde öğretmen şunlara dikkat etmelidir.
1)Çocuğu kekeme diye damgalamayınız.
2)Çocuğun konuşması üzerine aşırı titizlik göstermeyiniz.
3)Çocuğu konuşmada acele ettirmeyiniz.
4)Hiç bir zaman çocuğa "dur;acele etme";"yeniden başla";"önce derin bir nefes al" gibi uyarılarda bulunmayınız.Bütün bu uyarılar çocuğun dikkatini konuşması üzerine toplar.
5)Çocuk konuşurken onun dudak hareketlerine değil gözünün içine bakınız.
6)Sınıfta rahat bir hava oluşturun
7)Hızlı konuşmaktan;askerce emirler vermekten sakının
8)Alayı ve acı şakaları disiplin yolu olarak kullanmayınız.
9)Çocukla samimi ve candan ilgilenin
10)Çocuktan yapabileceğinin üzerinde şeyler beklemeyin.
11)Sınıfın kekeme çocuğa karşı durumunu kontrol edin.
12)Sınıfta yapılacak koro çalışmaları;toplu söylenen marşlar;ritmik etkinliklere kekemenin de katılımı sağlanmalıdır.
13)Çocuğun başarılı olduğu işlelerle kendini sınıfa kabul ettirmesine yardımcı olunuz.
14)Sınıfta yapılan küme çalışmalarında ona görev veriniz.
15)Çocukların yanında başkalarıyla onun özürü hakkında konuşmayınız.
16)Aileyi tanıyıp onlarla iş birliği yapınız.
İkinci dön. kekemeliğinde öğretmene düşen görevler.
1)Kekeme; kekemelik gibi sözcükleri kullanmaktan sakınınız.
2)Onun konuşmasını olduğu gibi kabul ediniz.Siz kabul ederseniz bunu oda kabul eder.
3)Çocuğun en az kekelediği durum ve koşulları saptayınız.
4)Çocukla problemi hakkında konuşunuz.
5)Çocuğun kekemeliğine kendinin gülebilmesini sağlayınız.
6)Çocuk kekelemeden konuştuğunda farkına varınız ve beğeninizi belli ediniz.
7)Konuşurken çocuk belli bir tutulma gösterirse çocuğun dikkati başka yöne çekilmelidir.
8)Çocuk konuşurken bir sözcük yada seste tutulursa onu tamamlamak için yardım etmeyiniz
9)Her türlü konuşma pekiştirme etkinliklerine sınıfta yer veriniz.
KAYNAKÇA
Engelli Çocuklar ve Eğitimi & Özel Eğitim Karahan Kitabevi İskender Özgür Yayın Yılı: 2004
XI.Ulusal Özel Eğitim Kongresi Bildirileri Eğitim Kitabevi Hakan Sarı Yayın Yılı: 2002
Yusuf Şener; Çocuklarda Konuşma Bozuklukları Makalesi.