Çocukluk çağında en sık görülen kronik hastalık grubu allerjik hastalıklar ve bunun içinde yar alan astımdır. Ölümcül yönleri olmaması sevindiricidir. Ancak uygun ve çocuk alerji uzmanı denetiminde tedavi edilmedikleri takdirde sürekli hastalık bulgularının olması; bu nedenle çocukların okul ve oyun yaşamlarının sekteye uğraması ve tabiki ailenin sosyoekonomik kaybı çok önemli bir toplum sorununun oluşmasına neden olmaktadır.
Çocuk varlığına bu hastalık grubu açısından bakmak için ilk tanımlanması; vurgulanması ve uzlaşılması gereken şudur: “Çocuk erişkinin küçük hali değildir”. Çocuk erişkinden farklıdır ve ayrıdır. Büyüyen; gelişen ve var olma sürecini tamamlamaya çalışan bir dinamiktir. Bu dinamik süreçte her süregen hastalık büyümeyi tamamlama sürecinin sonucunu etkiler. Çocukluk çağının en sık hastalık grubunu oluşturan bu “alerjik hastalıklar” ve dramatik bulguları ile karşımıza gelen “astım” ayrı bir öneme sahiptir. Bu hastalık grubu başta bronşları (astım) ve ayrıca deri (egzema); göz (alerjik göz nezlesi yada bahar alerjisi); burun (alerjik nezle; bahar nezlesi..); barsakları (besin alerjisi) tutabilmektedir. Bu kadar geniş bulgu yelpazesine sahip olduğu için hastalığın tuttuğu organa ve ağırlığına göre bir çok hastalığı taklid edebilmektedir. Bu nedenlidir ki çok sıklıkla bu çocuklarımıza çocuk alerji uzmanı değilse ilk gören erken teşhiş (tanı) konulamamaktadır. Hatta yanlış teşhisler konulmakta ve yanlış hekimlerce izlenmektedir. Bunun başında maalesef kendi meslaktaşlarımız ve bunlar arasında da erişkin allerji uzmanları gelmektedir. Çocuk bir erişkin yada erişkini küçük hali değildir. Allerjisi ve/veya astımı olan bir çocuk için yapılan en büyük yanlış bu çocuğun erişkin allerji uzamanınca izlenmesidir. Bir çok erişkin allerji uzmanı bu çocuklara zararlı ve yanlış olduğunu bile bile aşı ve değişik gereksiz tedavi yöntemleri uygulamaktadır. Bir çok astımlı çocuk yıllarca sıradan bronşit teşhisleri ile defalarca antibiyotik ve ne işe yaradığını bilmediğimiz öskürük şurupları kullanarak hastalık bulguları ilerleyince tanı konulmaktadır. Bir çok alerjik nezleli çocuk ise soğuk algınlığı teşhisleri ile yılları geçirilmektedir. Daha da vahimi bu çocuklar göğüs hastalıkları ve KBB uzmanlarınca izlenmektedir. Çocuk; çocuk hekimince izlenmelidir. Alerjisi olan çocuk da çocuk allerji uzmanınca izlenmelidir. Çoğu bilimsel bulgu göstermektedir ki bu hatalar en sıklıkla bu hizmetin en iyi yapılabileceği kentsel ortamda olmaktadır. Bunun faturası da çocuğunun sorunu ile baş edememenin verdiği vicdan azabı ile kıvranan başta annelerimizin ve sonra babalarımızın ızdırabı; acısı; karamsarlığı; umutsuzluğu; yaşam kalitesinin bozukluğu olarak çıkmaktadır. Ve belki de en önemlisi teşhis edilemeyen hastalığın çocuğun büyüme evresinde onda bırakacağı sekeller; yanlış tedaviler ile verilen organik ya da ruhsal zararlardır.
Ülkemizde çocukluk çağında allerjik hastalıkların sıklığı ortalama % 12; astımın ise sıklığı ortalama % 6;5 dur. Bu demektir ki her 5 çocuktan birisi alerjik hastalık yada astıma sahiptir. Ancak bunun suçlusu siz anne-babalar değildir. Alerjik hastalık ve astımın bir çocukda görülmesi için anne-babadan aktarılan bir yatkınlık gereklidir. Ancak hastalıkların çevresel zararlayıcı etkenler olmadan çıkması imkansızdır. Yaşayan tüm insanlardaki hastalıklar da böyle çıkar. Alerjik hastalık ve astımın çocuklarda asıl görülme nedeni biraz sonra detaylı olarak belirteceğimiz gibi modern hayatın çevreyi sağlıksızca değiştirmesinden kaynaklanmaktadır. Adı üstünde bu sadece “yatkınlık” tır. Yani nedensel süreçte mutlak; tek ve üstün belirleyici değildir. Asıl neden çevredir. Bu nedenle çocuğa uygun bir tedavi; çevrenin zararlarında korunma ve ideal aizlem ile allerjik hastalıklar ve astımı çocuklarımızda tam olarak tedavi edebiliriz.
Lütfen çocuklarınızı allerjik ve astımı için erişkin hekimlerine ve her türlü allerji ve astıma bakarım diyen kişilere götürmeyiniz.