Sanırım bugünlerde; yani kışa girerken en sık duyduğunuz hastalıklardan biri “üst solunum yolu enfeksiyonu”dur. Hekiminizin bu genel tanımla kastettiği aslında burun; boğaz; sinüsler; soluk borusunun birini veya birkaçını tutan; virüslerin veya bakterilerin neden olduğu hastalıktır. Nezle ve grip bu organlardan birkaçını etkileyerek en sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonları olarak karşımıza çıkarlar. Her yıl bu mevsimlerde bizi okuldan-işten alıkoyan; yatağa düşüren; o çok bildiğimiz “üşütme” ilaçlarını kullanmamızı gerektiren bu hastalıklar hakkında bir miktar genel bilgi mutlaka işinize yarayacaktır.
Erişkinlerde yılda 3-4 kez geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları olağan kabul edilir. Bu sayı çocuklarda 6-8 civarındadır.
Sonbahar ve kış mevsimlerinde; zamanımızın çoğunun kapalı ve az havalandırılan ortamlarda geçirilmesi nedeniyle üst solunum yolu enfeksiyonları daha sık görülür. Kişiden kişiye bulaşım hava yolu ile veya iltihaplı eşyaların paylaşımı ile olur.
Ayrıca duygusal ve fiziksel yorgunluk ve stres; sağlıksız beslenme; sigara içme veya dumanına maruz kalma; kalabalık ortamlarda uzun zaman geçirme gibi durumlar üst solunum yolu enfeksiyonunu davet eder.
Bu enfeksiyonların çoğuna virüsler neden olur ve yine birçoğu 7 günde geçer. En önemli belirtiler burun akıntısı; boğaz yanması; hapşırık; öksürük; kas ve eklemlerde ağrı; burun tıkanıklığı; baş ağrısı; üşüme-titreme; hafif ateş ve yorgunluktur. Yüksek ateş; nefes darlığı; bulantı-kusma ve ishal ise ağırlaşmasını beklemeden doktorunuza başvurmanızı gerektirecek belirtilerdir.
Nezlede hastalık belirtileri daha hafif iken gripte daha kötüdür. Üstelik grip ek başka enfeksiyonlara da yol açabilir.
Çoğunluğuna virüslerin neden olduğu bu hastalıkların tedavisinde üzerine başka bakteryel bir iltihap eklenmemişse antibiyotik kullanmak gereksiz ve faydasızdır. En çok belirtileri azaltıcı ilaçlardan faydalanılır. Bunlar ağrı kesiciler; ateş düşürücüler; burun tıkanıklığını açan ilaçlar; boğaz pastilleri ve burun damlalarıdır.
Hastalık döneminde ılık ve bol miktarda sıvı içilmesi; sigara ve dumanından uzak kalınması; soğukta kalınmaması; dinlenme; C vitaminli besinler yenmesi gibi önlemler iyileşmeyi hızlandırır.
Bu hastalıklar bulaşıcıdır. Hastalığın size bulaşmasını istemiyorsanız hasta kişilerle aynı ortamda bulunmayınız. Elledikleri ürünlere dokunmayınız; sık sık el yıkayınız. Vücut direncini arttırıcı besinler yiyerek sağlığınızı korumaya çalışınız. Özellikle kış boyunca yaşanan kapalı ortamların nemlendirilmesi hastalığa yakalanmanızı önler.
Siz hasta iseniz başkalarına bulaştırmamak için mendil kullanınız; hapşırırken başınızı çeviriniz; ellerinizi sık sık yıkayınız; kağıt havlu kullanıp atınız; ortak telefon kullanmayınız; ilk 4 gün yakın temastan kaçınınız. Gerekirse maske kullanınız.
Gereksiz antibiyotik kullanımı doğru değildir; doktorunuz önermeden antibiyotik başlamayınız; doktorunuz tarafından başlanan antibiyotik tedavisini ise yarıda bırakmayınız.
Çoğu grip ilacında dikkat dağınıklığı yapan içerik bulunduğundan araba sürme; makine kullanma gibi işler ertelenmeli; tercihen bu ilaçlar gece yatarken kullanılmalıdır.
Çocuklarda kullanılan burun açıcı şuruplar uykusuzluk; hiperaktivite; kalp çarpıntısı gibi yan etkilere yol açabilir.
Çocuklar; yaşlılar; kanser tedavisi görenler ve kronik hastalıklara sahip olan kişiler üst solunum yolu enfeksiyonlarına daha çok yakalanırlar. Zaten bu kişilerin sonbahara girerken grip aşısı olmaları tavsiye edilir.
Bütün bu sevimsiz durumun yanı sıra sıcak bir evde; size sıcak bir çorba yapılması; siz yatarken üstünüzün battaniye ile örtülmesi; alnınıza dokunularak ateşinizin ölçülmesi; sizin için endişelenilmesi; sizinle ilgilenilmesi yaşamın ve sağlığın değerinin farkına varmak için belki de bir fırsat olabilir.