Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Parkinson Hastalığında Postur ve Denge Bozukluğu

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Parkinson hastalarında öne eğik duruş; yürürken ayakları sürükleme; donmalar; öne ve arkaya yürüme hareketini sonlandıramama; oturma veya ayakta durmada yana veya arkaya yığılma ve düşme gibi klinik olarak görülen pek çok bozukluk bulunmaktadır. Bu bozukluklardan temelde postüral reaksiyonlardaki yetersizlik sorumludur. Parkinson hastalarında hareketler esnek degildir ve normal kisilerdeki gibi degisen kosullara göre hızlı ortaya çıkmazlar. Postüral reaksiyonlarındaki bozulmadan ise eklem sertliği; özellikle dik duruşu sağlayan kaslardaki kuvvet kaybı; boyun;
gövde; kalçalar ve dizlerde artan fleksiyon ile gelisen fleksiyon postürü sorumludur. Parkinson hastaları; ani kuvvetlere cevap vermede zorlanırken; ayakta durma pozisyonunu devam ettirme sırasında; hasta olmayan kisilerle aynı performansı gösterebilmektedirler.

Bu hastalıkta dikkatin farklı aktivitelere bölünmesi ile postüral
instabilite artar. Hastalar uzanma; yürüme; dönme gibi istemli hareketlerde giderek artan güçlükler yaşamaya baslarlar. Eş zamanlı yapılan
islerde de dengeleri bozulur. Parkinsonlu hastalarda görsel-uzaysal bozukluklar; hareketi engelleyerek denge bozukluguna yol açarlar. Bazı hastalar; dengeyle ilgili bilgilerin yapılanmasını saglayan dik pozisyonu algılayamayabilirler. İstemli hareketler sırasında duruş bozuklukları görülür ve hastalığın ilerlemesi ile duruştaki düzgünlük; giderek artan bir sekilde azalmaya baslar ve düşmeler görülür. Bu ise ikincil travmalara ve problemlere sebep olur. İleri yaşlarda düşmeye oranı daha da yükselir ve daha fazla kırık görülür. Ani donmalar veya istemsiz hareketler de düsmeye neden olabilmektedir. Düsmelere bağlı olarak bu hastalar aktivitelerini limitler; ilerleyen süreçte yatağa ve tekerlikli sandalyeye bağımlı hale gelebilirler.

Parkinson hastalarında özellikle postür düzgünlüğü; denge ve düşmeler klinikte önem arz etmekte olup bu problemlere yönelik pek çok çalışma yapılmuştır. Bu problemlerin giderilmesi için uygulanan fizyoterapi yaklaşımlarıyla hastalar günlük yaşantılarında daha çok bağımsızlaşmakta ve yaşam kaliteleri yükselmektedir.

Hastalığın fizyoterapi tedavisindeki esas amaç; doğru ve kontrollü hareketin öğretilip artırılmaya çalışılmasıdır. Bunun için ilk önce duruş düzeltilmelidir. Bu kapsamda doğru vücut algısı kazandırılıp; özellikle ekstansör kas grupları kuvvetlendirilmedir. Daha sonra bu hastaların oturma; ayakta durma ve yürüyüşteki dengeleri geliştirilmelidir. Böylelikle ileri seviye hareketlere geçilmesi kolaylaşır. Gövde ekstansiyon ve rotasyon hareketlerinin üzerine daha çok çalışılmalı ve koordinasyon artırılmalıdır. Hastalığın teşhisinden itibaren hasta gün içerisinde daha aktif olmalıdır.

Bu hastalar esas olarak; merdiven inip çıkarken; kapı eşiklerinde; dar yerlerden geçerken ve trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçerken zorluk yaşarlar. Fizyoterapi eğitimi bu yüzden sadece yatak hareketleriyle sınırlı kalmamalı; oturma; yürüme ; ev içi ve ev dışı eğitimi içermelidir. Egzersizler esnasında günlük program yapılmalı; hastanın yaşına;cinsiyetine ve alışkanlıkları göz önüne alınarak aşırı yorgunluğa sebebiyet verilmemelidir.

TAVSİYE: PARKİNSON HASTALARI; NE KADAR AKTİF OLURLARSA KENDİLERİNİ O KADAR DAHA İYİ HİSSEDECEKLERDİR. BUNUN İÇİN KENDİLERİNE GÜNLÜK DÜZENLİ YPABİLECEKLERİ BİR AKTİVİTE SEÇMELİ (YÜRÜYÜŞ; DANS; BİSİKLET; TAİ-CHİ...) KENDİLERİNİ EVE KAPAMAMALI VE UMUTSUZLUĞA KAPILMAMALIDIRLAR. AYRICA KONTROLLERİN DÜZENLİ YAPILMASI HASTANIN TAKİBİ VE TEDAVİYİ KOLAYLAŞTIRACAKTIR.