Bebek mamalarına örüntüsünü olabildiğince anne sütüne benzetebilmek için farklı besin bileşenleri ilave edilmektedir. İlave edilen besin bileşenleri bağırsak florası üzerinde bir takım değişiklikler ortaya koyar. Bağırsak yüzeyimiz 300 m2 olup sürekli alınan besinler ve patojen bakterilerin antijenleri ile temas halindedir. Bu sistem normal bir şekilde görevini devam ettirecekse mutlaka besin maddelerini yeter düzeyde emilmesi ve bağırsağın içerisindeki zararlı ajanlardan korunması gerekmektedir. Bu nedenle bağırsak hücrelerimiz de bazı zararlı ajanlara karşı immün yanıtın gelişimini sağlayan ve bağırsağı buradaki patojenlerden koruyan fiziksel; kimyasal ve immünolojik bir bağırsak bariyeri bulunur. Bu bariyerin bozulması sonucunda ise bağırsak düzgün bir şekilde çalışamaz ve bazı hastalık ve enfeksiyonların gelişimine sebep olur.
Özellikle başlangıçta yapılan çalışmalarda(1) bağırsak içerisinde bulunan bifidobakter ve laktobasil oranı yüksek bir kolonizasyonun alerji ve enfeksiyonlarda etkili olduğu ve bu etki süt çocukluğu dönemiyle de daha da geliştiği şeklindedir. Yapılan bir çalışmada(5) 21 gün süre boyunca günde 2 gr FOS verilmiş çalışma sonucunda çocukların immün sistemlerinin düzeldiği ateş;kusma ve ishal oranının azaldığı bildirilmiştir.
Bağırsakların içerisinde bakterilerin çoğalması doğum ile başlar ve bu çoğalma doğum şekli; diyet ve bazı ilaçlardan etkilenebilir. Anne sütü ile beslenen çocukların bağırsak kolonizasyonu içerisinde daha çok bifidobakter ve laktobasil bulunurken mama ile beslenen çocuklarda alerji ve enfeksiyondan korunmada primer rol oynayan bu tipteki bakteri miktarı azalmıştır1. Böylelikle anne sütü ile beslenen bebekler enfeksiyonlara karşı korunur. Enfeksiyon sıklığı bağırsak içerisindeki floradaki değişimlerden kaynaklandığı bilinmektedir. Çünkü bifidobakter ve laktobasiller patojenlerin üremesini ya doğrudan ya da immün sistemi uyararak engellemektedir.
Probiyotik; sindirim sistemi içerisindeki miktarı belli oranda olan ve bulunduğu sistem üzerinde yani konakçıda yararlı etkiler oluşturan canlılardır. Probiyotiklerin en önemli özellikleri süreç esnasında canlılığını koruması ve etki edeceği bölgede çoğalabilmesi; zarar verici(patojen) özellikler göstermemesi; toksik artıklar üretmemeli; genetik açıdan başka zararlı bir canlıya dönüşmemesi ve mide ve safra tuzlarına karşı dayanıklı olması gerekmektedir. Bu özellikteki bakteriler bifidobacterium; streptococcus ve lactobacillus daha çok probiyotik olarak kullanılmaktadır.
Prebiyotik; sindirilemeyen karbonhidrat türleri olarak tanımlanabilir. Yapısı karbonhidrat olan bu maddeleri sindirecek enzimlere sahip olmadığımızdan bu maddeler incebağırsak içerisine su çekerek buradan ayrılır ve kalınbağırsağa geçerler. Kalınbağırsakta bulunan probiyotik bakterilerce sindirilen bu karbonhidratlar kısa zincirli yağ asitlerine dönüştürülerek bifidobakter ve laktobasiller tarafından kullanılır ve bu bakterilerin üremelerine yardımcı olur. Böylece bu bakterilerin etkinliği daha da fazla ortaya çıkmaya başlar. Ayrıca enerji kaynağı olan bu yağ asitleri hem ince hem de kalın bağırsak hücreleri tarafından da kullanılır. Bağırsak hücrelerinin birbirine yaslanma yüzeyleri daha da sıkılaştırılarak hastalık yapıcı bakterilerin bu aralıklardan girmesi engellenir. Anne sütü ; posalı sebze ve meyvelerde sıklıkla doğal olarak bulunan prebiyotikler arasında galakto-oligosakkaritler GOS; frukto-oligosakkaritler FOS ve inülin bulunur.
Bağırsaklar içerisinde yararlı bakterilerin sayısındaki yetersizlik ve çoğalmanın azalması bireyin ilerleyen yaşantısında otoimmün hastalıklar; alerji ve enfeksiyonlara daha da duyarlı olacağı anlamına gelmektedir. Prebiyotik desteği ile bağırsak florası düzenlenirken aynı zamanda kısa zincirli yağ asitlerinin oluşumunun artması bağırsak pH sının düşmesine yol açarak özellikle hastalık yapıcı patojen bakterilerin yaşaması ve üremesi için de elverişsiz bir ortam oluşturur. Yapılan bir çalışmada bebeklere normal ve prebiyotik destekli olarak 6 hafta boyunca verilen mama sonrasında prebiyotik mama alanların gaita pH sının norma mama alanlara göre daha düşük olduğu gösterilmiştir(4).
Anne sütü ile floranın enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisinin ortaya çıkması ile mama ile beslenme de bu durumun benzer şekilde oluşturulmaya çalışılmış bu nedenlede bebek mamalarına frukto-oligosakkaritler; galakto-oligosakkaritler;laktüloz; inülin; polidekstroz gibi prebiyotikler eklenmiştir. Özellikle meyveler içerisinde muz da sebzelerde ise kuşkonmaz; soğan;enginar; sarımsak ve pırasada yüksek miktarda oligosakkaritler bulunmaktadır.
Gelişememiş ülkelerde rotavirus’ün başlıca akut ishal nedeni olduğu bilinmektedir. Bu tipteki akut viral ishal durumunda probiyotiklerin etkinliği bilinmektedir. Yapılan bir çalışmada(6) Bifidobakter ve termofilus eklenen mama ile beslenen çocuklarda rotavirusa bağlı ishal normal mama alanlara göre daha düşük bulunmuş ve bu tipteki bakterileri içeren mama alanların dışkılarında rotavirus bulundurmama sıklığı probiyotik içermeyen mama alan çocuklara göre daha düşük bulunmuştur.
Yapılan bir çalışmada(2) 28 günlük bebeklere verilen GOS/FOS karışımı bir mamanın bebeklerin bağırsak florasındaki bifidobakter ve laktobasil miktarını artırdığı gözlenmiştir. Miadında doğan bebeklerde yapılan başka bir çalışmada(3) yenidoğan bebeklere GOS içeren mama verilmiş üç ve altı ay sonra yapılan gaita incelemelerinde bifidobakter ve laktobasil miktarında bir artış saptanmıştır. Bu farklılık aynı miktarda anne sütü ile beslenenlerdekine de benzemektedir.
Doğumdan itibaren sağlıklı kalabilmemiz için bağırsak bakterilerimizin düzgün bir şekilde çalışabilmesi ve miktarının her zaman patojen bakterilere karşı üstün olması gerekir. Böylelikle immün sistemimiz çocukluktan itibaren gelişerek hastalıklara karşı duyarlılığımızı azaltacaktır.
KAYNAKLAR
1- Bruzzese E; Volpicelli M; Tartaglione A; Guarino A.İmpact of prebiotics on human health. Dig Liver Dis 2006;38:S283-7.
2- Moro G;Minoli I;MoscaM;FanaroS; JelinekJ; Stahl B; Boehm G. Dosage-related bifidogenic effects of galacto- and fructooligosaccharides in Formula-fed term infants. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2002;34291-5.
3- Ben XM. Suplementation of milk Formula with GOS improves intestinal microflora and fermentation in term infants. Chin Med J 2004;117:927-31.
4- Knol J. Colon microflora in infants fed Formula with GOS and FOS: more like breast-fed infants. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2005; 40:36-42.
5- Waligora-Dupriet AJ. Effect of oligofructose supplementation on gut microflora and well-being in young children attending a day care centre. Int J Food Microbiol 2007;113:108-13.
6- Saavedra JM; Bauman NA; Oung I; Perman JA; Yolken RH. Feeding of Bifidobacterium bifidum and Streptococcus thermophilus to infants in hospital for prevention of diarrhoea and shedding of rotavirus.Lancet 1994; 344: 1046-1049.